SORULAN SORU

Tasavvufta tasarruf nedir? Öldükten sonra bir velinin tasarrufu devam eder mi? Evliyadan tasarruf alındı mı? Evliyadan tasarruf alınmasında kast edilen nedir?

CEVAP

Tasarruf; Allahu Teâlâ’nın evliya kullarına verdiği manevi yetkilerdir. Bu manevi yetkiler bazılarını açık keramet gösterme, yanlış insanlara müdahale etme olarak sıralaya biliriz.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri “Allah’ın izni ve inayetiyle olmadan bir veli kulun tasarruf göstermesi mümkün değildir.” Buyurmaktadır.

Ehl-i sünnet âlimlerinin büyük çoğunluğuna göre, evliyaların tasarruf yetkisi vardır. Ölümden sonra da Allahu Teâlâ’nın ruhsat verdiği bazı evliyaların ruhlarının tasarruf edebileceği kabul edilmektedir.

Mürşîd-i kâmiller verasatül enbiya olduklarından Cenâb-ı Vâcibü’l-Vücûd Hazretleri’nin izniyle geniş tasarruf selâhiyeti verilir. Mürşidi kâmillerin hali iki kısımdır. Biri vefatıyla tasarrufu nihayete eren, diğeri ise irtihalinden sonra da irşat ve salahiyeti devam eden mürşidi kâmildir. Eğer vefat eden mürşit kendisinden sonra irşat yetkisini devretmediğini, kendisiyle beraber devam edeceğini bildirirse, o mürşit vefatından sonra da tasarruf sahibidir.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri buyurdular ki;

“Ruhani ve Nurani âlemde irşad görevimiz devam etmektedir. Kur’an ve Sünnet yoluna uyup da bize üç İhlâs bir Fatiha gönderen, bizi gören veya görmeyen tüm dervişlerimiz için Cenabı Zülcelâl Hazretlerinden hakka vuslat yolunda yardımcı olmak için ruhsat aldık, Elhamdülillah.”

Bazı zatların kabirlerinde de irşat ve hidayet vazifelerini sürdürüp salahiyetlerinin devam edeceğine dair rivayetlere, Tasavvuf kitaplarının pek çok yerinde rastlamak mümkündür. Bunlardan bazılarını nakletmek icap ederse öncelikle Peygamber Efendimiz (sav) şu hadisi şerifini zikredebiliriz:

“Dünya işlerinde şaşırıp, hayrete düştüğünüz zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz.” [1]

Örnek verecek olursak, Ebul Hasan Harakani (ks) Hazretleri tam on iki yıl Beyazidi Bistami (ks) Hazretlerinin kabrinden istifade ederek feyz almış ve seyri sülûkunu tamamlamıştır. Ondan sonra da irşat ehli bir mürşidi kâmil olarak silsileyi saadetin altıncı halkasını oluşturmuştur.

Büyük Üstadımız Bilal Nadir Hazretleri de Ukkaşe (ra) Hazretlerinin manevi terbiyesi altında seyri sülukunu tamamlamış ve irşat vazifesi ile görevlendirilmiştir.

Aynı şekilde Şahı Nakşibendî Hazretlerinin, Abdulhalik Gucduvani Hazretleri ile aralarında beş vasıta olmasına rağmen onun ruhaniyetinden feyiz almıştır.

Hanefi imamlarından Ahmed Bin Muhammed el-Hamevi, “Nefahat-ul Kurb” isimli eserinde buyurur ki:

“Evliyaullah, ruhaniyetlerinin cismaniyetlerine galip olması sebebiyle birçok surette görünebilirler. Onların tasarruf ve kerametleri, hayatlarında olduğu gibi, mematlarından sonra da devam eder.”

Yine Hanefi büyüklerinden Allame Seyyid Şerif Curcani (ks) “Şerh-ul Mevakıf” isimli eserinde;

“Mürid ve saliklere evliya suretlerinin zuhuru ve o suret vasıtasıyla, mürşidin hayat ve ölümü halinde feyiz verdiğini” bildirir.

Ehlullahın vefatından sonra irşat ve tasarruflarının devamına aklen delil ise şudur:

Rasulullah (sav) Efendimiz vefat ettikleri zaman da İslam’la şereflenenler mahdut ve belli bir sayıda idi. Vefatından sonra fütuhatlar neticesidir ki İslam bir çığ gibi büyümüş ve tüm cihana yayılmıştır.

Eğer irtihalleriyle irşat ve salahiyetleri munkati[2] olsaydı, o güne kadar iman edenler de dinden çıkarlardı.

Rasulullahın (sav) muktedir olmadığına, ondan sonrakilerinin güçlerinin hiç yetmemesi lazım gelirdi. İrşat ve salahiyetlerinin devam etmesinin neticesidir ki İslam on dört asır gün be gün inkişaf etmiş ve etmektedir. Bu durum şüphesiz O’nun varisleri içinde geçerlidir. Bütün bunlar irşat ve tasarruflarının, ahirete irtihallerinden sonra da kemaliyle ve tamamıyla devam ettiğinin apaçık göstergesidir.

Hatta şu da bir gerçektir ki; vefat eden kişinin ruhu ceset kafesinden kurtulduğu için çok daha müessir ve süratli olmaktadır.

Üstadımız Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri buyurdular ki;

“Dünyada bulunan ruh, kınındaki kılıca benzer. Ölümünden sonra ise cismani alakalardan soyulduğu için kınından çıkmış kılıç gibi olur.”

Evliyadan tasarruf alındı mı? Sorusuna Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri şöyle cevap verdiler.

“Sizlere bir misal vererek anlatmak istiyorum. Osmanlı payitahtının son padişahlarından ve otuzüç yıl Osmanı Aliyeyi idare etmiş ancak türlü hakaret ve haksızlığa uğrayan, Sultan Abdülhamid Han Allah’ın Dostu Zamanın kutbu bir mürşidi kâmildi, kendisi Şazeli tarikatındandı. Bu mübarek zât İsrail’e bir karış toprak vermem diye onlara rest çekti: İsrail’in adamları Abdülhamit Han’a altın teklif ettiler, pek çok servet teklif ettiler gene de kabul etmedi. O altınları, jön Türklere verdiler, İttihat ve terakki cemiyetine verdiler, âlimlere verdiler, bunlar biz şeriat istiyoruz, diyerek İsrail ajanlarına inanıp Abdülhamit Han’a karşı geldiler. Hiç bir evliya’da ona destek olmadı. Allah-ü Teâlâ Hz.leri bizlere iki nur vermiştir. Birincisi tevhid nuru, ikincisi basiret nuru. (Kalp nuru) İşte bu nuru evliyanın üzerinden aldı ve evliyalarını sigaya çekti. Evliyadan tasarruf alınmıştır. Ancak, himmet ve sevgi vardır. Çünkü bu zamanda şeriat-ı Muhammediye’ye uyulup yapılmadığı için, iki kişi oturup ta konuştukları zaman, hacı hocanın kötülüğünden bahsediyor, gericiler, yobazlar deyip, Eroin gibi uyuşturduğundan söz ediyorlar. Bilinmediği için, evliya olmak, bu yolda gitmek tehlikeli görülüyor.

Tasarruf, Allah-u Teâlâ Hazretlerine mahsustur. Bazı insanlar, benim şeyhimin tasarrufu var, şöyledir, böyledir diyorlar. Şeyhin tasarrufu ancak İsa (as) ile Mehdi Resul geldikleri zaman verilecektir. Tasarruf kalkmıştır, ancak himmet ve sevgi vardır, muhabbet ve aşk vardır.

Burada şu unutulmamalıdır. Evliyaullah kendisine verilen tasarrufu kendi menfaatleri için kullanmaz, kullanamaz. Ümmetin selameti için kullandıkları için evliyaullahtan alınan tasarruf bir nevi ümmet için bir kayıptır.

 


[1] Acluni, Keşfül Hafa

[2]  kesik





Okunma Sayısı : 5501

Soru Tarihi: 7/4/2020

Yorumlar
Abdullah Babam

Sitemizde paylaşılan yazılardan faydalanıyoruz Allah sizlerden razı olsun kalbimizden geçen her darlığın ferahlığı, içine düştüğümüz kuyuların aydınlıklari var sorularda da cevaplarda da hamdolsun..bitmesini değil devamını dileriz inşaallah..

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *