Allahu Zülcelal Hazretleri adalet sıfatının tecellisi olarak her insana akıl, fikir, feraset vermiÅŸtir. Bununla beraber insanın fıtratına inanma, doÄŸruyu bulma, hakkı ve güzeli bulma eÄŸilimi yüklemiÅŸtir. DoÄŸal hayat içerisinde bazen de belgesellerde seyrediyoruz, bir canlı doÄŸum yapar yapmaz yavrusun ilk yaptığı ÅŸey hemen meme aramak oluyor. Deniz kaplumbaÄŸalarının yumurtadan çıktıları an ilk yaptıkları ÅŸey denize doÄŸru beklemeden hızlı bir ÅŸekilde ulaÅŸmak oluyor. O küçük yavrular nerden biliyorlar, kim öÄŸretti bunları yapacaklarını! Allahu Zülcelal Hazretleri nasıl canlılara bu fıtri durumu yükledi ise insanlara da yaratılıştan gelen fıtri durumlar yüklemiÅŸtir.

KiÅŸinin Müslüman olması anne, babasının Müslüman olmasından dolayı deÄŸil, insanın kendi aklı, fikri, ferasetiyle ve fıtratındaki bulunan bu eÄŸilime bu temayüle cevap bulabilmesidir.

Müslüman bir ülkede doÄŸmamız müslüman olmamıza bir vesile olabilir ancak dünyaya baktığımızda her müslüman ülkede doÄŸan müslüman olmadığı gibi her kafir ülkede doÄŸan da kafir olmamaktadır. Bunun örnekleri çoktur. Gayri müslim ya da ateist olupta Müslüman olan milyonlarca insan var ÅŸu anda dünyada. Dünyada Ä°slam adına yapılan gerçek dışı propagandalara raÄŸmen Sadece Çin’de kâfir anne babadan doÄŸup ta Müslüman olan yüz milyona yakın insan var. Bu gün Amerika’da yılda bir milyona yakın insan Müslüman olmaktadır. Avrupa ve Rusya gibi ülkelerde bu sayı daha da artmaktadır. Bu rakamlar azımsanmayacak derecededir. Demek ki illa müslüman olmak için müslüman bir ülkede doÄŸmak diye bir durum söz konusu deÄŸildir. Aynı ÅŸekilde müslüman ülkede yaÅŸayıp müslüman olmayanlar da vardır.

Åžu an ülkemizde Müslüman anne babadan doÄŸup Müslüman olduklarını idea eden kiÅŸiler islama kafirlerden daha çok muhalefet ediyorlar. Ä°slam dışı söylemelerin ardından benim annem baÅŸörtülüydü, babam hafızdı, dedem hocaydı gibi sözleri hepimiz duymuÅŸuzdur. Anne baba inançlı çocuk ateist, unutulmamalıdır ki Ä°man genetik deÄŸildir. Baba iman etti, evladı da iman edecek diye bir ÅŸey yok. Babası inkâr etti oÄŸlu da inkâr edecek diye bir ÅŸey de yok.

Burada anne baba faktörünü nerde deÄŸerlendireceÄŸiz?

Allah’ın vermiÅŸ olduÄŸu nimetler hususuna girer. Kâfirler dünyanın bütün nimetlerinden sorunsuz, zahmetsizce, çokça yararlanmaktalar. Allah onlara evler veriyor, arabalar veriyor, zenginlik veriyor, öyle araÅŸtırmalar veriyor ki bunlar nimetler hususunda deÄŸerlendirilir.

Anne babamızın Müslüman olması da bu tür nimetlerdendir. Böyle bir nimete duçar olduÄŸumuz için dua ederiz, ÅŸükranlarımızı sunarız. Bunlar nimet sınıfından deÄŸerlendirilir, imanla alakalı sınıftan deÄŸerlendirilmez.

Hz. Peygamber (sav)'in, “Her doÄŸan, Ä°slâm fıtratı üzerine doÄŸar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” [1]

Bu hadisteki temel mesaj, Ä°slâm fıtratı üzere doÄŸan yavruları batıl inançların eline düÅŸmekten koruma adına anne babaya düÅŸen büyük görevi ve sorumluluÄŸu ihtar etmektir.

Her insan yaratılış itibariyle lekesiz, tertemiz, iman ve Ä°slâm'a en müsait bir hüviyettedir. Fıtraten buna meyillidir.  Evet, her doÄŸan, Ä°slâm fıtratı üzerine doÄŸar; fakat anne-baba, arkadaÅŸ, muhit, toplum ve okul gibi dış tesirlerle, aklı etki altına alıp doÄŸruyu güzele bulma perdelenmektedir.

Yani iman ve inanç üzerinde anne baba etkisini tek başına deÄŸerlendirip aklı, fikri, ÅŸahsın iradesini ve Cenabı Zül Celal Hz.lerinin hidayetini devre dışı bırakmamız doÄŸru olmaz.

KiÅŸi baliÄŸ olduktan sonra Allah’ı; aklıyla, fikriyle, ferasetiyle bulur. KiÅŸi annesi ya da babası vasıtasıyla Allah’ı bulmuÅŸ olsaydı, bugün ülkemizde anne babası Müslüman olmasına raÄŸmen kendisi ateist ve azımsanmayacak sayı da gayri müslim olmazdı.

BilindiÄŸi gibi, Hz. Ä°brahim'in babası Nemrud'un putçusuydu ve inkârcılardandı. Kuran’da bu durum ve Hz. Ä°brahim’in akıl ve iradesini kullanarak Rabbini bulması ÅŸu ÅŸekilde nakledilir.

En'am suresi 74-82. ayetler:

74.Ä°brahim, babası Âzer'e demiÅŸti ki: "Sen putları tanrı mı ediniyorsun? DoÄŸrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum."

75. Böylece biz Ä°brahim'e göklerin ve yerin melekûtunu (muhteÅŸem varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun.

76. Üzerine gece bastırınca, bir yıldız gördü: "Rabb'im budur." dedi. Yıldız batınca da:" Ben batanları sevmem." dedi.

77. Ay'ı doÄŸarken gördü: "Rabb'im budur." dedi. O da batınca: "Yemin ederim ki, Rabbim bana doÄŸru yolu göstermeseydi, elbette sapıklığa düÅŸen topluluktan olurdum." dedi.

78. GüneÅŸ'i doÄŸarken görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük." dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koÅŸtuÄŸunuz ÅŸeylerden uzağım."

79. "Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah'a ortak koÅŸanlardan deÄŸilim."

80. Kavmi onunla tartışmaya baÅŸladı. O da onlara dedi ki: "Beni doÄŸru yola eriÅŸtirdiÄŸi halde Allah hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz? O'na ortak koÅŸtuklarınızdan hiç korkmuyorum, ancak Rabbimin dilediÄŸi ÅŸey hariç. Rabbim ilmiyle her ÅŸeyi kuÅŸatmıştır. Hiç düÅŸünmez misiniz?"[2]

Bunun tam tersi de olmuÅŸtur. Kendileri peygamber olmasına raÄŸmen Lût Aleyhisselâm'ın karısı, Nuh Aleyhisselâm'ın ise hem karısı, hem oÄŸlu imân etmemiÅŸtir. DiÄŸer taraftan Firavun, Allah'ı inkâr edip ulûhiyet dâva ederken, Hz. Musa (as) onun sarayında, hatta onun kucağında yetiÅŸmiÅŸtir. Firavun'un karısı da Allah'a inanan bir kimsedir.

Demek ki, Rabbini arayan ve O'na yönelen bir kul, Firavun kucağında bile olsa hidâyet nuruna kavuÅŸur.

Rabbimin yarattığı ve akıl nimeti verdiÄŸi hiçbir kul “beni Rabbim böyle bir ailede yarattı” deyip hesap ve sorumluluktan kurtulamaz. "EÄŸer anne ve baban seni, bilmediÄŸin bir ÅŸeyi bana ortak koÅŸmaya zorlarlarsa, onlara itaat etme, dünya iÅŸlerinde onlara gayet iyi davran." [3]