SORU ARA
SON SORULAN SORULAR
SORULAN SORU
CEVAP
Cennet Mekan Üstadımız Abdullah Baba (ks) Hz.lerine bu mevzu sorulduÄŸunda;
“Bizim yolumuzda ‘Åžu esmayı ÅŸu kadar çekersen böyle olur, bu esmayı bu kadar çekersen ÅŸu iÅŸin hallolur’ gibi ÅŸarta baÄŸlı olarak kendine ders addetmek yoktur. Size ne söylediysem, size ne tavsiye ettiysem onu yapın, bu tür ÅŸeylere girmeyin. Evrad-ı ÅŸerifinizi çekin evladım.” BuyurmuÅŸlardır.
Yolumuzda sayılı olan tesbihatları yalnızca üstadımız tavsiye edebilir. KiÅŸi sayı tutmamak kaydıyla sayısız tesbih çekebilir ancak bunu da “Ä°lahi ente maksudi rızaki matlubi Ya Hazreti Allah” deyip Allah rızası için yapması lazımdır.
Bir gün Åžeyh Efendi Hz.lerinin yanına bir bayan dua istemek amacıyla gelir. Kocasının hapiste olduÄŸunu, hapisten çıkması için Salatan nariyeyi, Salatan tefriciyeyi okuyacağını ve bu sayede kocasının hapisten çıkacağını söyleyerek ‘Sizlerde dua buyurun inÅŸallah’ der.
“Evladım, biz ibadetlerimizi Allah’ın rızasını kazanmak için yaparız. “Ä°lahi ente maksudi rızaki matlubi Ya Allah” deyip Allah rızası için hizmet etmek lazım. Yok, ÅŸu zikri ÅŸu kadar çekersen ÅŸöyle olur yok ÅŸu kadar çekersen Peygamber Efendimizi görürsün gibi ÅŸeylerle Allah rızası dışında karşılıklar bekleyip kendinize virtler edinmemiz doÄŸru deÄŸildir. Bizim yolumuzda bunlar yoktur.
Senin kocan neden cezaevine girdi? UyuÅŸturucu satmaktan. Bu kadar insan evladının sabi yavrularını zehirledi. Kocan nasıl kurtulsun. Birde kurtulması için Salat-u Selamı bahane ederek bizden dua istiyorsun.” BuyurmuÅŸlardır.
Günümüzde bazı hoca efendiler kitaplarda ve deÄŸiÅŸik basın yayın organlarında ÅŸu esmalar okunursa kanser hastası iyi olur, ÅŸu kadar okunursa bahtı açılır gibi ifadeler kullanarak haÅŸa Allahu Teâlâ’yı zabt-u rabt altına almak istemektedirler.
DerviÅŸ olduÄŸunu sananlar da üstadının tavsiyelerine uymayıp ‘ Filan hoca bunu tavsiye etti, filan hoca ÅŸunu çekmemizi söyledi’ diyerek saÄŸdan soldan duyduklarını yapmaya kalkıyor ki Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin çizgisinin dışına çıkanların uygulayacağı hareklerdir bunlar. Bunların tasavvufla tarikatla alakası yoktur.
Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri hayatından bir örnekle cevabımızı açalım inÅŸallah;
“ Efendi Hz.leri Çorum ziyaretleri sırasında kaldığı bir otelin odasında yaÅŸadıklarını ÅŸöyle nakletmiÅŸtir, bizlere…
Otel odasının kapısı çalındı, uyandım. Ä°çeri gelen Hızır (as) idi. Bana;
─ Abdullah Efendi yüz defa “Ya Vehhab” diyeceksin” dedi. Ben de:
─ Üstadım Hacı Mustafa Efendi derse çekerim, gerçi Allah’ın (cc) ismi ama üstadımın izni ve telkini olmadan hiç bir ÅŸey söylemem, dedim.
Kapıyı kapattı, bir müddet sonra tekrar girdi. Yine aynı ÅŸeyi söyledi. Bu hadise üç kere oldu. Bu olaylar cereyan ederken saat üçü çeyrek geçmiÅŸti. Arkadaşım ile birlikte sahur yemeÄŸi için Üstadımız Hacı Mustafa Efendi Hazretlerinin evine gittik. Beraber sahur yemeÄŸi yedikten sonra, Üstadım;
─ Evladım istihare yaptın mı? Diye sordu.
Ben de kendisine, görmüÅŸ olduÄŸum rüyayı ve otel odasına gelen kiÅŸinin bana “Ya Vehhab (cc)” ismini okumamı söylediÄŸini ve ona kabul edemeyeceÄŸimi söyleyip, sebeplerini olduÄŸu gibi anlatınca, Üstadımız Hacı Mustafa Efendi Hazretleri:
─ MaaÅŸallah evladım! Rahmetli Bilal Baba sana çok nazar etmiÅŸ, seni çok iyi yetiÅŸtirmiÅŸ, halifelik makamına kadar çıkartmış. Evladım sen çok fukarayı sabiriynsin. Vehhab (cc) ismi, çok verici, çok geniÅŸletici anlamındadır. Günde yüz defa deÄŸil de, her farz namazlardan sonra on dört defa söyle. Buyurdu.
─ Peki, Efendim, dedim.
Arkasından bana ÅŸöyle dedi:
─ Evladım Abdullah, kapıyı açıp sana telkinde bulunan kimdi biliyor musun?
Ben de;
─ Hızır (as)’dı Efendim, dedim.
Hacı Mustafa Efendi Hz.leri:
─ Nereden biliyorsun? deyince
─ Efendim, kendisini sık sık görüyorum. Diye cevap verdim.
Üstadım da bize:
─ Evladım, insanlar Hızır (as)’ı göreyim, ondan ders alayım diye yanar. Sende hiçbir deÄŸiÅŸiklik yok, dedi.
Cevaben kendisine:
─ Efendim, Hızır (as) da bir insan, Nebi deÄŸil ki. Hz. Peygamber (sav)’e âşık olduÄŸu için Allah (cc) Teâlâ’ya; O’nun ümmeti olmak için dua etti. Allah (cc) , O’na deccaliyet zamanına kadar müsaade etti. Deccal öldükten sonra, O da ölecek. Peygamberimizin bir ümmetidir.
Bana siz lazımsınız, çünkü siz Peygamber varisisiniz.” Diye cevap verince, Üstadımız Hacı Mustafa Efendi Hz.leri, bu cevaba tebessüm ile karşılık verdi. (Alıntı Abdullah Babanın Hayatı Kitabı)
Aslında Efendi Hazretleri, burada teslimiyetin ölçüsünü çizmiÅŸ, teslim olacak bir müridin, üstadını her ÅŸeyden daha ziyade itibar etmesi gerektiÄŸini anlatmıştır. Unutmayalım ki;
Bir dervişe lazım değil kitaplarda yazan,
Bir derviÅŸe lazım olan Üstadının aÄŸzından çıkan!
Her MürÅŸid-i Kâmilin derviÅŸlerine verdiÄŸi belli bir tesbihatı ve sayısı vardır ve bu tesbihatlar o zatın ÅŸifresi gibidir. Bu ÅŸifre doÄŸru ÅŸekilde kullanılır ise etkili olur. Bu sebeple Üstadımızın tavsiye etmediÄŸi hiçbir esma ya da zikir okunamaz. Bir önceki üstatlarımızın, piran efendilerimizin tavsiye ettiÄŸi virtler dahi okunamaz. Unutmayalım ki her doktorun hastasını tedavi yöntemi farklı farklıdır. Kâmil bir mürÅŸidin terbiyesine giren kimse ise bu tür durumlarla yalnız deÄŸildir. Kâmil mürÅŸid, manevi hastalıklarda mütehassıs doktordur. O, hangi manevi hastalığa ne tür bir zikrin ilaç olacağını bilir.
Günlük tesbihat ilaç gibidir. Bu ilacın ne zaman ne kadar alınacağını manevi doktor olan mürÅŸid belirler. Hastaya ilacı reçeteye uygun olarak içmek düÅŸer. Kâmil mürÅŸid, tesbihat verdiÄŸi kimseye sevgi ve feyiz de verir. Onu kontrol eder. Dua ile destekler. Åžeytanın tuzaklarını tanır, hilelerini bilir. Onun zikri kullanıp müridi düÅŸürebileceÄŸi benlik, ibadetine güvenme, insanları küçük görme, Allah rızasını unutup keÅŸif keramet gibi ÅŸeylere yönelme tehlikelerine karşı tedbir alır.
MürÅŸidin feyzi ve faydası; müritteki samimiyet, itaat, gayret ve edebe baÄŸlıdır. MürÅŸidin verdiÄŸi zikri beÄŸenmeyen, onu yeterli görmeyip az veya çok bulan, baÅŸka zikirlere heves eden kimse, gizli bir muhalefet içindedir. Bunda ayrıca mürÅŸidine karşı bir itimatsızlık ve ciddiyetsizlik mevcuttur. Bu durumdaki bir kimsenin mürÅŸidinden alacağı feyzi kesilir, kalbi karışır, terbiye yolu tıkanır, amel aÅŸkı söner, hizmet heyecanı biter, aklı, nefsi ve ÅŸeytanı ile baÅŸ baÅŸa kalır.
Bu yolda kiÅŸinin yaptığı ibadetler yanında çektiÄŸi zikrullah en büyük gıdasıdır, ilacıdır. Bir mürÅŸide baÄŸlı olamadan ya da baÄŸlıyken kendi kendinize zikirler telkin edip, bunları çekmeniz. Doktora gitmeden eczaneden ilaç almaya benzer. Hasta olan kiÅŸi ne yapması lazım gelir; Ä°lk önce doktora gidip, onun kontrol altına girip, tavsiyeleri ışığında, yazdığı ilaçlarla tedavi olması gerekir. Unutulmamalıdır ki sayılı tespihler, kendi kendine ders telkin etmeler, kontrol altında olmazsa farklı sonuçlar doÄŸurabilir. Her esmanın farklı tecellileri vardır, ehli tarafından bilinen.
Aynı şekilde Kuranı Azimu şanda yer alan ayetleri sayılı okuyarak bir şeyleri murat edenlere;
DerviÅŸin her daim Allahu Teâlâ’nın rızasını kazanmak için Kuran-ı AzimüÅŸÅŸanı okuması lazımdır. Kuran-ı azimüÅŸÅŸanı okumayı bırakın, bakmaya bile Cenab-ı Zülcelal Hz.leri sevap yazarken nasıl okunmaz. Ama Allah-u Teala bunu fal kitabı olarak bir ÅŸeylerin yerine getirilmesi için ÅŸu kadar okuyun da ÅŸunlar yerine gelsin diye de indirmemiÅŸtir.
Mehmet Akif Ersoy’un dediÄŸi gibi;
Ä°nmemiÅŸtir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için
Kuran-ı AzimüÅŸÅŸan Allah-u Zül Celal Hazretlerinin verdiÄŸi emir ve yasakları anlamak için gönderilmiÅŸtir. Ä°lahi bir emirdir.
Fatih Sultan Mehmet Han Ä°stanbul’un fethi için surların önüne gelip sabah namazı kıldıktan sonra Fetih suresini okunmuÅŸtur ve fethe ‘bismillah’ denmiÅŸtir. Fetih suresinde ne diyor Cenab-ı Zülcelal Hz.leri
“ Ä°nnâ fetahnâ leke fethan mubînâ” ‘Åžüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.’
Fetihden önce okunmasının sebebi savaÅŸan askerleri aÅŸka ve muhabbete getirsin diyedir. Bu açılan kapıların Allah’ın ikram ve iltifatı olduÄŸunu bilmeleri içindir. Bundan beÅŸ yüz tane Fetih suresi okuyup bağışlayınca surun kapıları açılacak anlamı çıkmaz.
Bizler böyle sayılı okunan surelerle olsun, virdlerle olsun, salavatlarla olsun Cenab-ı Zülcelal Hazretlerini haÅŸa devreden çıkarıyoruz. ÇektiÄŸimiz virtleri, süreleri, salavatları devreye sokuyoruz. Yardımı Fetih süresinden beklemiÅŸ oluyoruz. Burada Fetih süresi bir araçtır ama Fetih suresi ÅŸu kadar okunursa ÅŸu kapılar açılacak diye bir kayıt yoktur. Güç ve kudret sahibi Cenabı Zülcelal Hazretleridir.
Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri hasta olanlara ÅŸifa ayetlerini tavsiye etmiÅŸtir. KiÅŸi bunu okur ama yardımı Allahtan bekler. “Ya Rabbi okuduÄŸum Ayeti Kerimenin hürmetine bana ÅŸifalar nasip eyle” der.
Bediüzzaman Said Nursi Hz.leri
EÄŸer namazdan, ibadetten dünyevî maksatlar niyet edilse, yalnız onlar için yapılsa, o namaz battal (iÅŸe yaramaz, iÅŸlemez ) olur. DemiÅŸlerdir.
Her amelimizi Cennet Mekan Efendimizin buyurduÄŸu gibi “Ä°lahi ente maksudi rızaki matlubi Ya Hazreti Allah” kelamını dilimizden ve gönlümüzden düÅŸürmeden yapmayı nasip eylesin…
Okunma Sayýsý : 5397 Soru Tarihi: 4/10/2016
Allah razi olsun... Allahim sadiklardan eylesin insallah... Efendimin sözünden çıkmayı nasip etmesin inÅŸallah...