Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri, Åžam’a girince bazı Ä°slâm büyüklerinin kabirlerini ziyaret etmiÅŸ, çok saygı duyduÄŸu Muhyiddin Arabî Hazretleri’nin kabrini de ziyaret etmek istemiÅŸ ama kabrin yeri bilinmediÄŸinden ziyaret gerçekleÅŸmemiÅŸtir. Asırlar önce, eserlerini yanlış anlayıp karşı çıkan bazı Suriye alimlerinin de etkisiyle kabri harabeye çevrilip kaybolmuÅŸtur. Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri, gece rüyasında Muhyiddin Arabî Hazretleri’ni kendisine ÅŸöyle derken görür:

“Ya Selim! Senin gelmeni beklerdim. Safa geldin, hoÅŸ geldin. Mısır gazanı sana müjdelerim. Sabahleyin bir siyah ata bin. O seni bana götürür. Beni hâk-i mezelleten (horluk topragından) kaldır. Bana bir türbe, bir cami ve imaret yapıver. Yürü iÅŸin rastgele, Mısır fethi müyesser ola!”

Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri sabahleyin bir siyah ata biner. At gider, Salihiyye Mahallesi’nde bir yerde durup eÅŸinmeye baÅŸlar. Orası açılınca büyükçe bir taÅŸ çıkar. Üzerinde Arapça olarak “bu Muhyiddin’in kabridir” yazısı görülür. Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri orayı temizleterek kabri ortaya çıkarır. Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin bir kerameti zuhur etmiÅŸtir. Muhyiddin-i Arabî Hazretleri saÄŸlığında iken: “Sin, Şın’a girince benim kabrim bulunacaktır” demiÅŸti. Nitekim Sultan Selim Han Hazretlerinin Åžam’a giriÅŸi ile Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin kabri keÅŸfedilmiÅŸtir.

Sorunuzun ikinci kısmına gelince; Muhyiddin-i Arabî Hazretleri mübarek hayatlarında Konya’ya gelip, Konya’da uzunca bir süre ikamet etmiÅŸtir. Konya da bir dergâh kurdu, ve Allah’ı zikrettirdi. Selçuklu Sultanı tarafından çok ikram ve hürmet gördü. Sultanlardan kendisine birçok tahsisat ta’yin olunduÄŸu ve hediyeler gönderildiÄŸi hâlde, hepsini fakirlere sadaka olarak dağıtırdı. Dedikodu çıkmasından endiÅŸelendiÄŸinden dolayı dul bulunan Åžeyh Sadrettin Konevi Hz.lerinin annesiyle evlenmiÅŸ, Konevî Hz.lerinin hocası ve üvey babası olmuÅŸtur. Konevi Hz.leri Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin gözetiminde yetiÅŸmiÅŸtir. Ä°bn Arabi Hazretleri, hocasının üstadı olan Abdülkadir Geylani hazretlerinin hırkasını Sadrettin Konevi ’ye giydirmiÅŸtir.

MeÅŸhur Kitabı Füttuhat-ı Mekkiye’yi Konya’da yazmış. Sonrasında kitabı yanına alarak Mekke-i Mükerremeyi ziyarete gitmiÅŸtir. Füttuhat-ı Mekkiye’yi Kabe-i Muazzamanın damına koydu ve;

Ya Rabbi! ‘EÄŸer bir eksiÄŸim varsa tamamla, fazlam varsa çıkar’ diyerek dua etti. Tam bir yıl Kabe-i Muazzamada bekledi. Tekrar Konya’ya gelerek Füttuhat-ı Mekkiye’yi Konya’ya hediye etti.

Konya’dan ayrılırken Allah rızası için kendisinden sadaka isteyen birine Ä°bn Arabî Hz.leri:

“Bu köÅŸkten baÅŸka bir ÅŸeyim yok. Bunu al, senin olsun” diyerek ayrılmıştır.