SORU ARA
RASTGELE SORU ÝNCELE
SON SORULAN SORULAR
SORULAN SORU
Mezheplere uymak şart mıdır?
CEVAP
KiÅŸilerin dinimizin uygulanması yönündeki bahisleri ayet ve hadislerden çıkarabilme kabiliyetleri olmadığı, ilmi olarak yetersiz olduklarından dolayı bu hükümleri verebilecek yeterlilikteki imalarımızın yoluna fikirlerine, görüÅŸlerine, metotlarına tabi oluruz ki bu yola da mezhep denir.
Mezhep, gidilen yol, benimsenen metot ve görüÅŸ demektir. Dinî manada mezhep ise, müctehid bir âlimin fikir ve görüÅŸlerini benimseyen insanların meydana getirdiÄŸi dinî ekollere denir.
Her kuranı biliyorum diyen kiÅŸi kendi kafasına göre hükümler koyarak müctehidlik sevdasında da bulunamaz. Ayet ve hadislerden hüküm çıkarmak ve ictihad gerektiren konuları çözebilmek için birtakım ÅŸartlara ihtiyaç vardır. Bunlardan belli baÅŸlıları; Arapçayı Bilmek, Kur'ân Ä°lmine Sahip Olmak, Sünneti Bilmek, Üzerinde Ä°cma ve Ä°htilaf Edilen Konuları Bilmek dir. Maddeler daha uzayıp gitmektedir.
Hz. Ömer, Ebû Musa el-EÅŸârî'ye gönderdiÄŸi mektupta ;
"Kitaptan açıkça anlayabildiÄŸinle hükmet. EÄŸer kitabın tamamını bilemezsen Rasulullah'ın hükmettiÄŸi ile hükmet. Bunun hepsini bilmezsen, doÄŸru yolda olan alimlerin kazalarıyla hükmet. Bunların da hepsini bilemezsen, reyinle ictihad et, alim ve salih kiÅŸilerle de istiÅŸare et." [1]
Peygamber Efendimiz döneminde mezhep var mıydı?
Peygamber Efendimiz bu Ä°slam dinin kurucusu, banisi, uygulayıcısıdır. Onun zamanında mezhep yoktu, çünkü mezhebe ihtiyaç yoktu. Sahabeler, bilmediÄŸi meseleleri bizzat Peygamberimiz (sav)’e danışır ve ondan öÄŸrendiÄŸi gibi yapardı. Herkes bizzat Peygamberimiz (asm)’in uygulamasını görerek taklit ediyor ve bilmediÄŸini bizzat sorarak öÄŸreniyordu.
Mezhepler, Peygamberimiz (sav)’in vefatından sonra ortaya çıkmıştır. Soru sormak için Peygamberimizi (sav) bulamayan Müslümanlar, Efendimiz (sav)’in sünnetini ve Kur’an’ı çok iyi bilen müctehid âlimlere sorularını sormuÅŸlar, bu âlimler de Kur’an ve sünnetten çıkardıkları cevapları ümmete ders vermiÅŸlerdir.
Åžimdi günümüzde bazı nasipsizler ben kuran biliyorum diyerek ortaya çıkıp, mezhep yoktur, sünnet yoktur diyerek ümmetin içine fitne tohumları ekmektedirler.
Rasulullah (sav) Kuran'ın ete ve kemiÄŸe bürünmüÅŸ halidir. Mezhepler Rasulullah (sav) Hz.lerinin Ä°slam’ı yaÅŸantısını taklit ederek ortaya çıkmıştır.
Åžimdi soruyoruz, bizler nasıl amel edeceÄŸiz, nasıl abdest alacağız, nasıl namaz kılacağız? Allah Ä°mam-ı Azam Ebu Hanife Hz.lerinden, Ä°mam Åžafi Hz.lerinden, Ä°mam Mâlik bin Enes Hz.lerinden, Ä°mam Ahmed bin Hanbel Hz.lerinden razı olsun. Bizler için kuralları kaideleri bir araya toplayıp çok büyük bir kolaylık saÄŸlamışlardır. Namazın nasıl kılınacağından tutun abdestin nasıl alınacağına kadar Peygamber Efendimizin uygulamalarını bir araya toplayarak insanlığın hizmetine sunmuÅŸlardır.
Bizler için her bir meseleyi toplayan bir sistematiÄŸe sokan Ä°mam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerinin gösterdiÄŸi ÅŸekilde yapıyoruz.
Bunları toparlarken neye göre toparlamışlar?
Rasulullah (sav) Hz.lerinin hadisi ÅŸeriflerini alarak. Namaz kılarken ellerimizi kaldırıyoruz. Aleyhisselatüvesselam ellerini namaz kılarken başına kadar kaldırırdı, diye bir rivayet var mı? Var. Aleyhisselatüvesselam namaz kılarken SaÄŸ elini sol elinin üzerine baÄŸlardı rivayet var mı? Var. Hadisi Åžerif var mı? Var. Bunları daha da uzatmamız mümkün.
Ä°ÅŸte Ä°mamı Azam Ebu Hanife hazretleri güzelce bunları tertip ederek ortaya koymuÅŸ bu ÅŸekilde Ä°çtihat etmiÅŸ.
Onun için biz tahkik [2] yapmayız taklit yaparız. Buda ümmeti Muhammedîye için büyük bir kolaylıktır.
Ä°mam-ı Åžârânî Hazretleri;
"Müçtehitlerin sünnet buyurduklarının hepsi ile amel et ve mekruh dediklerini terk et! Onlardan bu hususta delil aramaÄŸa kalkma! Çünkü sen, onların dâirelerinde mahpussun. Onların makamına varmadıkça doÄŸrudan kitab ve sünnete ulaÅŸmakta, onları geçmen ve hiçbir zaman hükümleri onların aldığı yerden alman mümkün deÄŸildir... " [3]
Her mezhep de kaideler farklı farklı?
Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri farklı farklı ÅŸekillerde ibadet etmiÅŸlerdir. Mezhep sahibi imamlarımızda kendi yaÅŸadıkları bölgenin yaÅŸantı ÅŸartlarına ve diÄŸer fıkhı sebeplere göre bunları toparlamışlardır. Kırsal kesimde yaÅŸayan Müslümanlara için ÅŸafi mezhebinde ki bazı kaideler birer rahmet birer kolaylıktır.
Burada mucizeyi peygamberiye ortaya çıkıyor.
Peygamber Efendimiz (sav)
“Ashabım semadaki yıldızlar gibidir. Hangisinden hadis alırsanız, doÄŸruyu bulursunuz. Ashabın ihtilâfı sizin için rahmettir.” [4]
Ä°ÅŸte ümmetimin ihtilâfında rahmet vardır hadisi ÅŸerifi Peygamber Efendimizin (sav) deÄŸiÅŸik ÅŸekillerde ibadet yapmasına iÅŸarettir ki buda mucizeyi peygamberiyedir. Bunlar aslında manevi olarak ayarlandı Ben böyle yaptım sizde böyle yapın dendi.
Åžu da unutulmamalıdır mezhepler arasında esasta hiçbir ayrılık yoktur. Ayrılık, teferruatta, dinin özüne dokunmayan meselelerdedir.
Ayrıca hiçbir müctehid kendi adına bir mezhep kurmak iddiasıyla ortaya çıkmamıştır. Kur'an ve hadislerden çıkardıkları hükümlerin baÅŸkaları tarafından benimsenmesi neticesinde, kendiliÄŸinden o müctehid adına bir mezhep teÅŸekkül etmiÅŸtir.
Sorunuzun özünüze gelince Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri “ehli sünnet olan dört hak mezhep vardır. Bunlara uymazı gerekir.” derdi.
Mezhepleri beÄŸenmeyen, onlardan birine uymayan veya mezheplerin kolay yanlarını alan bir kimse, asırlardan bu yana gelip geçmiÅŸ milyonlarca Müslümanın yolundan ayrılmış, kendi başına yeni bir yol tutmuÅŸ olur. Böyle kimseler, Kur'an-ı Kerim'in;
"Kim, Peygambere karşı çıkar ve kendisi için doÄŸru yol belli olduktan sonra müminlerin yolundan baÅŸka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir."[5]
Hitabına mazhar olur.
[1] Åžîrâzî, Tabakât, s: 7; Ä°bnü'l-Kayyim, a.g.e., I, 204)
[2] Tahkik: SoruÅŸturma
[3] Åžârânî, Mizanü’l-Kübra. Berekât Yayınevi, Ä°st. 1980, s. 41, 45
[4] el-Aclûnî, KeÅŸfü’l-Hafâ, I/64; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, I/210-212
[5] Nisa Suresi, 4/115
Okunma Sayýsý : 4782 Soru Tarihi: 7/10/2017