Safer ayı, On iki olan Hicrî ayların ikincisidir. Safer mana olarak BoÅŸ ve hâli [1] olmak anlamlarına gelmektedir. Hicri takvimimizde bulunan bazı ayların ve günlerin içerdikleri özel hususiyetler ve gerek içinde farz kılınan ibadetler sebebiyle Allahu zül celal Hz.leri tarafından mübarek kılınmıştır. Üç aylar diye adlandırdığımız Recep, Åžaban ve Ramazan ayları gibi… Sahih kaynaklarda mübarek olduÄŸu bildirilen diÄŸer gün ve geceleri ise Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Arefe gün ve geceleri, Kandil geceleri, Cuma günleri, AÅŸûre günü vs. gibi…

GörüldüÄŸü üzere Rabbim Alemin insanların kurtuluÅŸuna vesile olması amacıyla hürmet duyulan bazı gün ve aylara özel hususiyetler tanımıştır. Bununla birlikte afetler, musibetler ve semavî belâlar için tahsis edilen her hangi bir zaman diliminden söz etmek mümkün deÄŸildir. Böyle bir baÄŸ kurmak Ä°slam inancımıza uygun deÄŸildir. Belli bir ayı, belli bir günü musibet ayı olarak ilan etmek ya da kabul etmek doÄŸru deÄŸildir.

Safer ayı cahiliye Arapları tarafından uÄŸursuz sayılan bir aydır. Bu ayda Mekke’yi ziyaret etmezler (umre) bunu da büyük günah sayarlardı.

Rasulullah (sav) Efendimiz;

“Umre her zaman helâldir!” [2] Buyurarak, bu aya atfedilen uÄŸursuzluk inancını kırmıştır. Ä°slam da uÄŸursuzluk yoktur.  Ä°nsanoÄŸlu tarihi süreç içeresinde çevrelerinde gördükleri bir takım eÅŸyaları, hayvanları ve tabiat olaylarını uÄŸursuzluk bulunduÄŸuna inanmıştır. Halk arasında sık sık kullanılan "uÄŸurlu geldi" veya "uÄŸursuz geldi" gibi sözler birer zan ve kuruntudan ibarettir.

Hz. Peygamber (sav) bir hadis-i ÅŸerifinde,

"Ä°slâm'da taÅŸe'üm (uÄŸursuz sayma, kötüye yorma) yoktur; en iyisi tefe'ül (iyiye yorma) dır." [3]             

 DiÄŸer bir hadiste ise ÅŸöyle buyurulmuÅŸtur:

"EÅŸyada uÄŸursuzluk yoktur, safer ayında uÄŸursuzluk yoktur, baykuÅŸun ötmesinde bir uÄŸursuzluk yoktur." [4]

Bir gün sahabeyi kiram hazaratı “ Hesapsız ve azapsız cennete gireceklerin kimler oldukları” konusunu konuÅŸurken Peygamber Efendimiz konuÅŸmanın üzerine gelerek;

“Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uÄŸursuzluÄŸa inanmayan ve Rablerine tevekkül edenlerdir.” buyurdu. [5]

Belli bir ÅŸeye uÄŸursuzluk istinat edip yapacağımız iÅŸlerde kendimizi kısıtlamamız, yapacağımız ibadetlerimizi bırakmamız uygun bir davranış deÄŸildir. 

Peygamber Efendimiz (sav)

“Bir hususta bir zanna kapıldığınızda, onu gerçekmiÅŸ gibi kabul etmeyin. Åžeytan kalbinize hased duygusu attığında ona uyup zulmetmeyin. Bir ÅŸey hakkında uÄŸursuzluk zannına kapıldığınızda buna kulak verip de iÅŸinizden geri kalmayın. Allah’a güvenin. Satmak için bir ÅŸey tarttığınızda fazlasıyla tartın.” [6]

“UÄŸursuzluk düÅŸüncesinin, kendisini ihtiyacı olan bir iÅŸi yapmaktan alıkoyan kimse Allah’a ÅŸirk koÅŸmuÅŸtur.” [7]

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri bir iÅŸe baÅŸlarken iyi temennilerle baÅŸlamayı, özelikle derviÅŸlerin bir iÅŸi yaparken kötü olacak derlerse kötü olma yönünde rabbimizin bir istikamet çizecebileceÄŸini söyler, bu yüzden dilimizin hep hayırla meÅŸgul olmasını tavsiye ederdi...

Kısacası Safer ayı bir bela musibet ayı deÄŸildir. Ä°slam’da uÄŸursuzluk yoktur. Rabim bizleri Ä°slam’ı hakkıyla yaÅŸayanlardan eylesin inÅŸallah…