SORU ARA

SORULAN SORU

Peygamber Efendimiz (sav) bizlere nasıl beslenmemizi tavsiye etmiştir? Sünnette beslenme nasıldır?

CEVAP

Nasıl beslenmemiz gerektiği ilgili sorunuz çok teferruatlı olup her konunun teker teker ele alınıp işlenmesi önem arz eden bir meseledir. Ciltlerce kitap olacak bir meseleyi bizlerin buradan birkaç sayfa ile cevap vermemiz haliyle zor olacaktır. Sorunuzu ana hatlarıyla cevaplamaya çalışalım inşallah.

Nasıl beslenmemiz gerekiyor sorunuzu cevap vermeden önce Peygamber Efendimiz (sav) bir gün içinde nasıl bir hayat yaşadığını, bu hayat içinde de nasıl beslendiği bilmek gerekir. Peygamber Efendimiz (sav) Hz.lerinin günlük yaşantısında, beslenmesinde uyguladığı bazı temel kaideler vardır. Bunlardan bir kaçına örnek vermek gerekirse,

Hz. Aişe annemiz;  "Allah Rasulü, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çokça özen gösterirdi."[1]

Peygamber Efendimizin (sav) Hz.lerinin Pazartesi ve perşembe günlerinde oruç tutmasının manevi olarak birçok etkisi olduğu gibi yemek alışkanlıklarımız ve sıhhatimizle de alakalı olarak birçok faydalı etkisi vardır. Oruç tutan bir kimse sahur ve iftar olmak üzere günde iki öğün yemek yer.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri oruç tutmadığı günlerde; acıkmadan yemez, yediği zamanda iki öğün yemeğe dikkat eder, sofradan da doymadan kalkardı.

 "Ademoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysa ki Ademoğlu için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Şayet mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman (midesinin) üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırsın." [2] buyurmuşlardır.

Burada dikkat etmemiz gereken konu nasıl çok yemek yememiz uygun değilse vücudumuzu halsiz bırakacak şekilde ihtiyacımızdan az yemek yememiz de uygun değildir. Peygamberimiz (sav), ömür boyu her gün oruç tutmayı uygun görmemiştir.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri tek yönlü beslenmeyi tavsiye etmez, sadece et yâda sadece sebze yemezdi. İki eti bir arada yemezdi. Örnek vermek gerekirse tavuk etini yedikten sonra kuzu etini yemek gibi… Kavunu yemeklerden önce yenmesini tavsiye ederdi. “Yemekten önce kavun karpuz yemek şifadır.[3] Sıcak tabiatlı yiyeceği soğuk tabiat yiyecekle birlikte yerdi.(zıt karakterli)  Hazret-i Âişe (ra) Peygamberimizin karpuzla yaş hurmayı birlikte yiyip şöyle buyurduğunu nakleder:

“Hurmanın harâretini karpuzun soğukluğuyla, karpuzun soğukluğunu da hurmanın hararetiyle kırıp gideriyoruz.” Buyurmuşlardır.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri yemeğe tuz ile başlardı.

“Ya Ali, yemeğe tuz ile başla!”[4]

“Yemeğe tuzla başlamak ve bitirmek 70 hastalığa şifadır.”[5]

Abdulkadir Geylani Hz.leri Gunye isimli eserinin tercümesinde "Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirmek sünnettir. Ekmekteki tuza niyet edince de bu sünnet yerine getirilmiş olur." ifadesi yer almaktadır.

Günümüzde toplumun her kesiminde tuz zararlıdır diye bir algı oluşturuldu. İnsanlar da tuz kullanmağa imtina eder bir hale geldiler. Özellikle rafine edilmemiş kaya tuzu çok şifalıdır. Rafine edilmiş tuzlardan uzak durmak gerekir.

Kur’an-ı Kerim’de cennet nimetleri anılırken çoğu kez ilk sırada meyveler zikredilmektedir: “Orada meyve çeşitleri, salkımlarla dolu hurma ağaçları, saplı ve yapraklı hububat ve hoş kokulu bitkiler vardır.” [6]

Meyve, en güzel nimetlerden birisi kabul edilmiş, hatta geleneksel tıpta meyveye bakmanın insana mutluluk verdiği öne sürülmüştür.

Peygamberimizin meyveyi sevdiğini bilen sahabe-i kiram hazretleri ilk olgunlaşan turfanda meyveyi ona getirirlerdi. Peygamberimiz, meyveyi alır “Allah’ım meyvelerimizi ve şehrimizi bereketlendir, ölçü ve tartımıza bereket üstünü bereket ver.” diye dua eder ve huzurunda bulunan en küçük çocuğa meyveyi takdim ederdi.”[7] Yanına gelen arkadaşlarına meyve ikram ederdi. Talha (ra) huzuruna girince ona elindeki ayvayı uzatarak “Talha, al bunu. Ayva, kalbi rahatlatır, güçlendirir.” buyurmuştur. Resulü Ekrem, meyvelerin iyisini seçer, bazıları kurtlanmış meyveleri bozuk oldukları gerekçesiyle atmaz, içlerinden iyilerini ayırır, yerdi.

Rasulullah (sav) Efendimizin sevdiği yemeklere birkaç örnek vermek gerekirse;

"Çok sıcak yemeği sevmezdi." [8], "En çok hoşlandığı yiyecek etti."[9] , "Kabağı çok severdi."[10]  "Hurmalardan Acve hurmasını severdi." [11]

Hz. Aişe (ra) Peygamberimizin sevdiği yiyeceklerle ilgili şunları söylemiştir: "Tatlı ve balı severlerdi."[12]

Hazreti Peygamberin katık olarak yediği yiyeceklerin bir kısmı şöyle sıralanabilir:

Koyunun ön kolu ve sırt eti, pirzola, kebap, tavuk, toy kuşu, et çorbası, tirit, kabak, zeytinyağı, çökelek, kavun, helva, bal, hurma, pazı, anber balığı…"[13]

-Hz. Aişe (ra) ek olarak şunları bildirmiştir:

"Kavun, karpuzu yaş hurma ile yerlerdi." [14]

- Peygamber Efendimizin sevdiği bazı yiyecekler için söylediği sözlerden bir kısmı ise şöyledir:

"Etin en güzel yeri sırt etidir."[15], "Sirke ne güzel katıktır"[16] "Mantar kudret helvasıdır."[17]

"Sinameki ve sennut (tereyağı + bal + kimyon karışımı) yemeye devam ediniz. Çünkü bu iki şeyde samdan (ölümden) başka her hastalıktan şüphesiz şifa vardır."[18]

"Zeytinyağını yiyiniz ve kullanınız. Çünkü bu yağ mübarektir." [19]

Peygamber Efendimiz (sav)’in sevdiği içecekler:

- Hz. Aişe bildiriyor:

Şerbetlerin içinde tatlı ve soğuk olanını severlerdi.[20],  Peygamber Efendimiz (sav) bal şerbeti, hurma ve kuru üzüm şırası gibi içecekleri severlerdi.[21], Peygamber Efendimizin en çok sevdiği içecek, soğuk tatlı şerbetlerdi.[22],  İçilecek şeylerde en çok sütü severlerdi.[23]

Peygamberimiz (sav) süt için şöyle buyurmuşlardır:

"Allah bir kimseye yemek yedirdiği zaman o kimse, 'Allah'ım Bize bu yemeği bereketli kıl ve bize bundan hayırlı rızık ver' diye dua etsin. Allah bir kimseye bir miktar süt içirdiği zaman da o kimse, 'Allah'ım bize bu sütü bereketli kıl ve bize daha çok süt ver' diye dua etsin. Çünkü yiyeceğin ve içeceğin yerini tutan sütten başka bir şeyi bilmiyorum."[24]

Vücudumuz bize bir emanettir. Düzgün bir İslami yaşantı için sağlıklı, sıhhatli olmak en büyük nimetlerdendir. Çünkü dünyayı kazanmak da, ahreti kazanmak da sıhhatle mümkündür. Peygamberimiz (sav) sağlık hakkında şöyle buyurmuştur:

“ Sizlerden her kim vücutça sağlıklı, nefsinden, malından korkusuz ve huzurlu, günlük yiyeceği de yanında olarak sabahlarsa, sanki dünyanın bütün nimetleri kendisinde toplanmış gibi olur.[25]

İslâmiyet, sağlık noktasında koruyucu hekimliği ön plâna çıkarır. Yukarıda belirtiğimiz Peygamber Efendimiz (sav) Hz.lerinin tüm tavsiyeleri esasında koruyucu hekimliktir. Allahu Teâlâ Hz.leri;

“Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin.”[26]

“Ey peygamberler! Tayyib/temiz, iyi ve güzel şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz!” [27]

“Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin.”[28]

“Ey İnsanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal şeylerden yiyin. Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.”[29]

Buyurarak bizlere rızıkların temiz, helal, iyi ve güzel olanlarından yememizi emredip, bunun sonrasında da  şükredip, salih ameller yapmamızı söylüyor.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri sünneti Rasulullah üzere beslenmeye çok önem verirdi. Çok fazla yemek yemez, her lokmasında besmele çekerdi. Tatlıyı sever, meyvelerden de kara üzümü yerdi.

Yediğimiz besinlerin bizlere şifa olmasını, manevi olarak bizi etkilemesi istiyorsak şüpheli şeyleri terk edip helal gıda ile beslenmemiz gerekir. Helal rızkın, insanın manevi yönden gelişmesindeki önemi büyüktür. Eğer bir insan bozuk ve zararlı gıdalarla beslenmeye kalkarsa fazla yaşamaz, yaşasa da sıhhatli bir hayat süremez. Aynı şekilde gıdaya haramın karışması halinde ise manevi hayatın sıhhati tehlikeye girmiş olur. Yüce Allah, ‘‘Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine iman ettiğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının’’[30] buyurmaktadır.

Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki:

''Ey insanlar! Allah temizdir (Tayyib''dir) ve ancak temiz olanı kabul eder. Allah peygamberlerine neyi emrettiyse müminlere de onu emretmiştir. Onlara demiştir ki: ''Ey peygamberler! Tayyib (helal ve hoş) olan şeylerden yiyin ve salih işler yapın. Müminlere de buyurmuştur ki, ''Ey müminler! Size verdiğim rızkların tayyib (helal ve hoş) olanlarından yiyin''.

Sonra da şu örneği verdi: ''Adam uzun bir yolculuğa çıkar, üstü başı toz duman içinde kalır. Sonra ellerini semaya uzatıp ''Ya Rab! Ya Rab!'' diye dua eder. Oysa yediği haram, içtiği haram, giydiği haram. Kısacası haramla gıdalanmış. Peki, duası nasıl kabul olsun!''[31]

Rasulullah Efendimiz, ‘‘Helal mal kazanmak her Müslüman’a vaciptir’’[32] buyurarak helal kazancın önemini belirtmiştir. Dünyalıklarımızı helal yoldan kazanmaya özen göstermemiz gerekir. İbadetlerimizin kabul, dualarımızın makbul olmasını istiyorsak yediğimiz lokmaların helal olmasına dikkat edelim. Kâfi miktardaki az ve helal malın, azdırıcı çok maldan hayırlı olduğunu unutmayalım.

 


[1] Tirmizi, Savm,44; Nesai,sıyam, 36; İbn Mace, Sıyam, 42; Ahmed b. Hanbel 6/80.

[2] Tirmizi, Zühd, 47

[3] İ. Asakir

[4] Şir’atü’l-İslam

[5] Riyadu’n-Nasıhin

[6] Rahman Suresi 11

[7]  Tirmizi

[8] Beyhaki, Huccetü‘l İslam İmam Gazali, İhya‘u Ulum‘id-din, 2. cilt,

[9] Beyhaki, Huccetü‘l İslam İmam Gazali, İhya‘u Ulum‘id-din, 2. cilt,

[10] Ramuz El Hadis, 2. cilt,

[11] Ebuşşeyh, Huccetü‘l İslam İmam Gazali, İhya‘u Ulum‘id-din, 2. cilt

[12] Ramuz El Hadis, 2. cilt

[13] Ebu Davud, III, 496-497, nu: 3840; Nesai, VII, 207-209

[14] Ramuz El Hadis, 2. cilt

[15] Sünen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi

[16] Sünen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi

[17] Sünen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi

[18] Sünen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi

[19] Sünen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi

[20] Ramuz El Hadis, 2. cilt

[21] Arızat‘ül Ahzevi Şerhu Sünen‘it Tirmizi, VIII, 89-90

[22] Prof. Dr. Ali Yardım, Peygamberimiz (sav) in Şemaili

[23] Ramuz El Hadis, 2. cilt

[24] Sünen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi

[25] Tirmizi zühd Hadis 2346

[26] Bakara Sursi 57

[27] Mü'minûn Suresi 51.

[28] Bakara Suresi 172

[29] Bakara Suresi 168

[30] Maide Suresi 88

[31]  Müslim, Zekat, 65, hadis no: 2346; Tirmizî, Tefsir, Bakara Suresi, 37.

[32] Camiu’s Sağir





Okunma Sayısı : 3971

Soru Tarihi: 10/16/2019

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadır.
Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *