SORULAN SORU

Gerek Üstadımız Nevşehirli Hacı Abdullah Baba Hz.lerinin, gerek diğer evliyaullah Hz.lerinin rızasını kazanabilmek, üzerlerimize nazarlarını ve himmetlerinin çekmenin en güzel yolları nelerdir?

CEVAP

Sorunuzun cevabını Üstadımız Abdullah Baba Hazretlerinin bir sohbeti ile anlatmak istedik, zira içerisinde öyle ölçüler var ki bu ölçülere uyulduğu takdirde Hem Allah’ın, hem Habibi Muhammed Mustafa’nın (SAV) hem de Evliyaullahın memnun ve razı olacağı kâmil bir iman sahibi olmanın haberi verilmiştir. Rabbim cümlemizi kâmil iman sahibi olanların zümresinden eylesin.(Âmin)

Üstadımız Buyurdu ki;

Kardeşlerim!

Nefis, şeytan, mal sevgisi, mülk sevgisi, kasa sevgisi, evlat sevgisi, makam sevgisi bütün sevgiler kalbimizde olur. İşte Allah’ı sevdiğimiz zaman Allah’ı zikrettiğimiz zaman Allah-u Teâlâ Hazretlerinin esmasının nuru ile kalbimizden masivayı atar. Nazargahı ilahi kalp olur. İşte bu kalbe Allah’ın nazarı geldiğinde hem cennet hem de cemalullah vardır. Nasıl namazın tadili erkânı varsa, tarikatında tadili erkânı vardır. Daima kalbimize esmayı söyleyeceğiz ki bu mâsivalar çıksın.

Kardeşlerim!

İslam dini bize emanettir, vücudumuz bize emanettir, namusumuz, evdeki ailemiz ve çocuklarımız bize emanettir. Komşumuz çocuğunu bize bıraktı ise o da bize emanettir. Bir kardeşimiz parasını bize verdi ise emanettir. Kur-an bize emanettir, Rasulullah’ın (sav) sünnetleri emanettir. Nefesimiz, gözümüz bütün azalarımız emanettir.

Bu emanetleri ruhumuz çıkınca toprağa bırakacağız. Onun için bize verilen bu emanetlere hıyanet etmeyelim.

Olduğunuz gibi görünüp, göründüğünüz gibi olun. Dergâhta nasılsanız, evde de aynı olun. Burada namaz kılıp eve varınca kötü söz söylüyorsunuz, işinize varınca hile yapıyorsunuz, onun bunun aleyhinde konuşuyorsunuz.

Zamanında bir kardeşimiz vardı, kendisini sever hayran olurdum. Elbisesine, cübbesine sarığına bakar;

 “Allah Allah ne güzel insan” derdim. İlk kızımı gelin ettim, onların komşusuymuş. Bir hafta sonra bizi davet ettiler. Asmanın altında yemek yiyecektik, o hayran olduğum adamın dilinden kötü sözler çıkıyor, ona buna bağırıp, çağırıyor, çok şaşırdım. Neden bu kadar öfkelendiğini sordum. “— Tavuğun altından yumurtayı almadıkları için”- bu kadar öfkelenmiş, tüylerim ürperdi.

 “Aman Yarabbi, içerde bir türlü, dışarıda bir türlü” diye düşündüm.

Demek ki;

Olduğunuz gibi görünüp göründüğünüz gibi olun, saçınızla sakalınızla herkese örnek olun. Söz verdiğiniz zaman sözünüzü yerine getirin, bir işe söz vermeden önce kendi içinde bir süz ondan sonra sözünü ver ve sözünü yerine getir.

Rasulullah (sav) Efendimize sordular;

Sözünü tutmayan insan neye benzer denilince,

“Siz yere tükürürsünüz, söz veren insan yere tükürmüş gibidir. Sözünü tutmayan insan da tekrar o tükürüğü ağzına almış gibidir”, buyuruyor.

Namusunuzu koruyup başkasının namusuna da bakmayacaksınız. Kendi ailen, kızın, çocuğun nasılsa başkasının kızı da onun namusudur, kötülük yapma. Elinizi, gözünüzü, midenizi ve ayaklarınızı haramdan sakının, şu arkadaşımızın meyvesiymiş, şu arkadaşımızın dükkânıymış deyip, eliniz ile kötülük yapmayın. Diliniz ile haram söylemeyin, midenize haram girmesin, gözünüz ile kadınlara bakmayın.

Şimdi kardeşlerim!

Herkim bu anlattığımız ölçülere riayet ederse kâmil imana erer. Allah-ü Teala sever, Rasulullah Efendimiz sever, dostları sever, Eğer bu ölçüler içerisinde değilseniz içine girmek için kendinizi zorlayacaksınız.

Allah-u Teâlâ Hazretleri cümlemize ahlakı Muhammediye ile ahlaklanıp, olduğu gibi görünüp göründüğü gibi olanlardan eylesin. Âmin. 




Okunma Sayısı : 6304

Soru Tarihi: 6/20/2015

Yorumlar
Mehmet Emin YILDIZ

ALLAH RAZÎ OLSUN

yavuz şahin

Allah razı olsun.

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *