SORU ARA
RASTGELE SORU İNCELE
SON SORULAN SORULAR
EN ÇOK OKUNAN SORULAR
SORULAN SORU
Peygamber (sav) Efendimize verilip diğer peygamber efendilerimizde olmayan (verilmeyen) beş hususi durum nelerdir?
CEVAP
Peygamber Efendimiz (sav) yaratılmışların en üstünü, en hayırlısı, Allah’ın en sevgili kuludur. Ayeti Kerimede Cenabı Rahman:
“Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz...”[1]
Bir ümmetin en hayırlı ümmet olması, o ümmetin uyduğu peygamberinin de en üstün varlık olmasından dolayıdır. Cennet Mekan Üstadımız Abdullah Baba (ks) Hz.leri;
“Bütün insanlık birleşse Peygamber Efendimizin (sav) üstünlüğünü, onun hüsnü ahlakını anlatmaya yetişemez.” buyururlardı.
Bütün insanlık âlemin en şerefli, en üstün insanı olan Peygamber Efendimize (sav) verilip diğer peygamber efendilerimiz başta olmak üzere diğer insanlara verilmemiş birçok hususi durum mevcuttur. Bu hususi durumlardan öne çıkan beş tanesini açıklamak gerekirse;
Peygamber (sav) Efendimize verilip diğer peygamber efendilerimize verilmeyen beş hususi durumun birinci Şefâat-i Uzmâ dır;
Ahirette bütün peygamberlerin Allah'ın izniyle şefaat etmeleri haktır ve gerçektir. Peygamberimize verilen şefaat yetkisi ise Şefâat-İ Uzmâ dır. Şefâat-İ Uzmâ; En büyük şefaat demektir. Kıyamet günü mahşerdeki bekleyişin sona erip hesabın başlaması için Peygamber Efendimizin bütün insanlığa şefaatidir.
İkincisi; Peygamber Efendimizin (sav) evvel olarak yaratılması.
İlk yaratılan insan ruhu Peygamber Efendimiz (sav)'in ruhudur. Bedeni ilk yaratılan insan da Hz. Âdem (as)'dir.
Hz. Cabir (ra) anlatıyor:
“Ey Allah’ın Resulü! Anam-babam sana feda olsun, Allah’ın her şeyden önce ilk yarattığı şeyi bana söyler misiniz?” diye sordum. Şöyle buyurdu:
“Ey Cabir! Her şeyden önce Allah’ın ilk yarattığı şey senin peygamberinin nurudur. O nur, Allah’ın kudretiyle onun dilediği yerlerde dolaşıp duruyordu. O vakit daha hiçbir şey yoktu. Ne Levh ne kalem ne cennet ne ateş / cehennem vardı. Ne melek, ne gök ne yer ne güneş ne ay ne cin ve ne de insan vardı."
"Allah mahlukları yaratmak istediği vakit, bu nuru dört parçaya ayırdı. Birinci parçasından kalemi, ikinci parçasından Levh’i (Levh-i Mahfuz), üçüncü parçasından Arş’ı yarattı. Dördüncü parçayı ayrıca dört parçaya böldü: Birinci parçadan Hamele-i Arşı (Arşın taşıyıcılarını), ikinci parçadan Kürsi’yi, üçüncü parçadan diğer melekleri yarattı. Dördüncü kısmı tekrar dört parçaya böldü: Birinci parçadan gökleri, ikinci parçadan yerleri, üçüncü parçadan cennet ve cehennemi yarattı. Sonra dördüncü parçayı yine dörde böldü: Birinci parçadan müminlerin basiret nurunu / iman şuurunu, ikinci parçadan -marifetullahtan ibaret olan- kalplerinin nurunu, üçüncü parçadan tevhitten ibaret olan ünsiyet nurunu (La ilahe illallah Muhammedu’rresulüllah nurunu) yarattı.” [2]
Rasulullah (sav) başka bir hadisi kudsîde şöyle buyurmuştur:
"ALLAH : 'Seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım.' buyurdu." [3]
Hz. Âdem (as ) başını kaldırıp bakınca Arş-ı A'lâda muazzam bir nur ile bir isim yazılı gördü: "Ahmed."
Merak edip sordu:
"Ya Rabbi, bu nur nedir?" Allah Teâlâ buyurdu:
"Bu senin zürriyetinden bir peygamberin nurudur ki, onun ismi göklerde Ahmed ve yerlerde Muhammed'dir. Eğer, o olmasaydı, seni yaratmazdım!" [4]
Üçüncü husus; Hatemü’l-Enbiya olması yani son peygamber olması;
Rasulullah (sav) diğer peygamberlerden ayıran bir başka husus son peygamber oluşu ve kendisinden sonra herhangi bir peygamberin gelmeyecek olmasıdır.
“Muhammed sizin erkeklerinizden hiç birisinin babası değildir. Fakat O, Allah’ın Resulu ve nebilerin sonuncusudur...”[5]
Dördüncü husus ise; Peygamberimizin peygamberliği kıyamete kadar sürecektir. Hâlbuki daha önceki peygamberlerin peygamberliği belli bir zaman dilimini ve belli bir topluluğu içine alıyordu. Peygamber Efendimiz tüm insanlık alemini içine alacak kadar kapsamı geniştir.
“Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik...”[6]
Beşinci Husus ise; peygamberlerin ve ümmetlerinin kendisine tabi olacak olmasıdır. Peygamber Efendimizi getirdiği dinin de en son ve en mükemmel din olması diğer peygamberlerin ve ümmetlerinin tabi olması tabiîdir. İslamiyet önceki dinlerin hükmünü kalkmıştır. İslâm, kıyamete kadar en son ve en mükemmel din olarak devam edecektir. Ayette şöyle buyrulur:
“Bugün size dininizi kemâle erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim...”[7]
Getirmiş olduğu dinin en son ve en mükemmel olması, peygamberliğinin evrenselliği, ümmetinin seçkinliği, mesajının kıyamete kadar sürmesi, Hz. Peygamber’i, diğer peygamberler arasında üstün kılmıştır.
Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır:
Benden evvel hiç kimseye verilmeyen beş şey (hep birden) bana ihsân edildi:
1. Bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku salmakla yardım edildim.
2. Yeryüzü bana namazgâh ve temizlik vâsıtası kılındı. Onun için ümmetimden birine namaz vakti nerede gelirse hemen oracıkta namazını kılıversin!
3. Ganimetler bana helâl kılındı. Hâlbuki benden evvel kimseye helâl edilmemiştir.
4. Bana şefâat verildi.
5. Benden evvel her Nebî, husûsî olarak kendi kavmine gönderilirken ben umûmî olarak bütün insanlığa gönderildim.” [8]
Rasûlullah (sav) Efendimizin peygamberlik hususiyetleri bu beşe münhasır değildir. Birçok kaynak kitapta daha başka hususiyetlerle tafdîl[9] edildiğini bildiren hadisler de vardır. Nitekim Ebû Saîd Nişâbûrî, Şerefu’l-Mustafâ isimli eserinde, Efendimiz (sav) ’in, diğer peygamberlerde olmayan hususiyetlerini altmışa kadar çıkarmıştır.
[1] Âl-i İmrân Suresi 110.
[2] Ahmed, Musned, IV-127; Hâkim, Mustedrak, II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân, XIV-312/6404; el-Leknevî, el-Âsâru’l-Merfû’a, s. 42-3; Kastalanî, Mevahibu'l-Ledunniye: 1/6; Krş. Aclunî, Keşfu'l Hâfa, C.1, 262- 265-266.
[3] Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek, II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404; Aclûnî, Keşfü'l-Hâfâ I-265/827.
[4] Kastalanî, Mevahibü'l-Ledünniye: 1/6
[5] Ahzâb Sûresi, 40
[6] Sebe’ sûresi, 28, ayet
[7] Maide Sûresi, 3
[8] Buhârî, Teyemmüm, 1
[9] Tafdil: Bir şeyi üstün kılmak. Birisini ötekisinden mühim görmek.
Okunma Sayısı : 2385 Soru Tarihi: 1/12/2021