SORULAN SORU

Satranç, akıl oyunları gibi oyunları çocuklarımıza oynatabilir miyiz? Zekâ gelişimleri için özellikle satranç öneriliyor. Bu konuda bilgi verir misiniz?

CEVAP


Allahu Teâlâ Kur’an-ı azimüşşan da kâmil bir müminin özeliklerinden bahsederken;

"Ve onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Boş yere söylenilen sözden ve işlerden sakınırlar."[1]

“Onlar, boş söz işittikleri zaman, ondan yüz çevirirler ve ‘Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size. Size selâm olsun. Biz kendini bilmezleri (arkadaş edinmek) istemeyiz’ derler.”[2] Buyurmaktadır.

Bu ayetler mümin kimselere, boş ve malayani şeyleri yakıştırmamaktadır. Müminler böyle boş laflarla vakit geçiren, keyif çatan bir topluluğa rastladıklarında onlarla lafa dalmadıklarını, onlara uymadıklarını, onlardan uzak durmaları gerektiğini bildiklerini ifade etmektedir. Çünkü mümin, Allah (cc) tarafından verilen hayatının sınırlı olduğunu bildiği için ömrünü boşa harcamamasının gerekli olduğunu bilen ve bu yüzden de boş şeylere iltifat etmeyen kimsedir.

İnsanın ömrü en kıymetli sermayesidir; ne kazanacaksa onunla kazanacaktır. Müminlere boş işlerle uğraşmak yakışmaz. Boş işlerle uğraşmak müminlerin vasfı değildir. Ancak bir mümin boş bir işle uğraşsa günahkâr oldu denilmez. Fakat kâmil bir mümin olamaz.

Hâlbuki içine iman nüfuz etmeyen kimseler ise, asla bunun gibi derin bir idrak içinde olamazlar. Onlar yaşamı bir eğlence ve oyun olarak kabul ederler; bu münasebetle de boş söz ve şakalarla vakit geçirir, her işte bir eğlence ararlar. Bu nedenle din gibi hayatımızın en önemli olgusunun altına girmezler, daima işin kaçamağını kollarlar.

İslâm nizamı dengeli bir nizamdır. İnsanı iki âlem için hazırlamaktadır. Bunlardan biri ahiret hayatı, diğeri dünya hayatıdır.

Bir müminin hayatını idame etmesine fayda sağlayacak her türlü çalışmayı yapması, kendini geliştirmesi müstehaptır.

Geçimini sağlamak için çalışıp helâlinden kazanma farzdır. Hz. Peygamber (sav):

"Geçim için çalışıp helâlinden kazanma farzdır."[3] Buyurmuştur.

Genç olsun yaşlı olsun bir müminin vaktini boş şeylerle harcaması uygun bir şey değildir. Zekânın, aklın gelişmesi İslam’ı yaşamakla doğru orantılıdır.  İslam'da akıl zekâdan ziyade ileriyi görebilmek ve ona göre hazırlık yapabilmektir. Tasavvuf ‘da salik için önem arz etmektedir.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerine dünyanın en akıllı insanları kim diye sorulduğunda;

Dünyanın en akıllı insanları Mürşidi Kamillerdir. Çünkü haramı bilirler haramdan uzak durular, günahı bilirler günah işlemezler. Bunların sonucunda dünya ve ukbası için neyin kar, neyin zarar getireceğini bilir ona göre hareket ederler. Çok akıllı dediğiniz insanlara bakınız, aklı şeytanlıkla doğru orantılıdır. Akıllı insan cehennem de yanacağını bilerek şu iki günlük dünya menfaati için günah işler mi? Yalan söyler mi? Haram yer mi? Gıybet eder mi? İslam’dan uzak boş işlerle, malayaniyle meşgul olur mu? Bir kişi İslam’dan uzaklaşırsa Allahu Teâlâ aklını alır. Buyurmaktadır.

“Akıllı, zeki olan kişi nefsini hesaba çekip, ölümden sonrası için çalışan, amel eden kimsedir. Âciz ise, nefsinin hevasına tabi olup Allah’tan bir takım (boş) temennilerde bulunan kimsedir.”[6] 

İmam Şafii'yi en küçük günahlardan bile uzak durmaya çağırmış ve ona şöyle demiştir:

"İlim, ilâhî bir nurdur; Cenab-ı Allah, devamlı günahlara dalan kimseye nurunu lütfetmez."

Bir insanın akli ve fıtri melaikelerinin şekillenmesi doğum öncesi başlayıp, hamilelik sürecinde devam eden, beslenmesinden tutun, anne ve babanın yaşantısına kadar birçok faktör etki etmektedir.

Bir kişi akıl zeka oyunları oynayarak aklı gelişemez. Bu modern dünyanın insanları uyutma masallarından bir tanesidir. Teknolojik aygıtlarında zekâyı artırmaktan ziyade, zekâyı köreltici bir etkisi vardır. Tablet, telefon, televizyon ve bilgisayar oyunları zekânın körelmesinin en mühim sebepleri arasında gösterilmektedir.

Satranç İran kaynaklı bir oyun olup, diğer ülkelere oradan yayılmıştır. Daha önceleri Araplar arasında fazla bilinmiyordu. Fakat İran fethedilip İranlılarla münasebetler başlayınca, yavaş yavaş İran âdetleri de Müslümanlar arasında görülmeye başladı.

Hz. Ali (ra);

“Satranç Acemlerin kumarıdır.”[4] “Sizden biriniz elinize ateş alması bu satranç taşlarını eline almasından daha hayırlıdır.” diye satrancı hoş karşılamazken, sahabe-i kiramdan Ebû Musa el-Eşarî,  “Satrancı ancak günahtan sakınmayanlar oynar.” demiş, büyük fıkıh âlimi İbrahim en-Nehâî ise kendisine satranç hakkında sorulduğunda, “O lânetlenmiştir.” diye cevap vermiştir. Aynı şekilde Abdullah ibni Ömer, “Satranç diğer kumarlardan daha kötüdür.” görüşünü benimserken, İmam-ı Mâlik satrancı tavla gibi değerlendirmekte ve haram saymaktadır.[5]

İmam Nevevî bu hususta şöyle der:

“Satranç, âlimlerin çoğuna göre haramdır. Bir kimse bu oyun sebebiyle bir namaz vaktini geçirir veya bir menfaat karşılığında oynarsa, bize göre de haramdır.”

Hanefî kaynaklarda satranç ile tavla genellikle birlikte değerlendirilmiş ve aynı hükme tâbi tutulmuştur.  Hoş karşılamadığını hissettirmek suretiyle oynanmasına engel olmak düşüncesiyle, Ebû Yûsuf ve Muhammed, satranç oynayanlara selâm verilmesini doğru bulmamış, Ebû Hanîfe ise selâm vermek suretiyle onları bir müddet için de olsa oyundan alıkoymak düşüncesiyle,  onlara selâm vermede bir sakınca olmadığını ileri sürmüştür.

Satranç gibi oyunların oynanması doğru şeyler değildir. Vakit israfıdır.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri satranç gibi oyunların oynanmasını tasvip etmezdi.

 



[1] Mü'minun suresi 3

[2] Kasas Suresi 55

[3] Keşfu'l-Hafa, II, 46

[4] Şevkânî, Neylü’l-evtâr, VIII, 95

[5] ez-Zevâcir, 2: 200.

[6] İbn Mace, Tirmizi




Okunma Sayısı : 1413

Soru Tarihi: 6/12/2023

Yorumlar
Necati sarı

Allah razı olsun

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *