SORULAN SORU

İnsanları İslam’a kazandırmak için yalan söylenir mi? Yalan dini hikâyeler, dini rüyalar veya kerametler anlatılabilir mi?

CEVAP

Yalan: Kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesidir. Yalan, günahların en çirkini, ayıpların en fenası, kalpleri karartan bütün kötülüklerin başıdır.  Dinimiz yalanı haram kılmış ve şiddetle yasaklamıştır. Yalan nefsi bir hastalıktır, Müslümanların kendilerini bundan korumaları gerekir.

Cenabı Zül Celal Hz.leri;

“Yalanı, ancak Allah'ın âyetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar, yalancıların ta kendileridir.” [1]

“Yalan sözden kaçının” [2] buyurmaktadır.

Rivayete göre, Ebu’d-Derda ile Resulullah (sav) arasında şöyle bir konuşma geçer:

- Ebu’d-Derda: Yâ Resulallah! Mümin hırsızlık yapar mı?

- Resulullah (sav): Evet bazen olabilir.

- Ebu’d-Derda: Peki, mümin zina edebilir mi?

- Resulullah (sav): Ebu’d-Derda hoşlanmazsa de “Evet!”.

- Ebu’d-Derda: Peki, mümin yalan söyler mi?

- Resulullah (sav): Yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur.”.[3]

Peygamber Efendimiz de, yalan söylemenin ve yalan şahitlik yapmanın büyük günahlardan olduğunu ısrarla belirtmiştir. [4] Ayrıca yalanın münafıklık alâmetlerinden olduğunu haber vermiştir. [5]

Dinimizde sadece üç yerde yalan söylemeye izin verilmiştir:

Ümmü Gülsüm’den (ra) rivayetle;

 “İnsanların söylediklerinden hiçbir şeyde yalana ruhsat verildiğini işitmedim; ancak şu üç durum müstesna:

1) Harpte,

2) İnsanlarını arasını bulmada,

3) Kadının kocasına, kocanın da karısına karşı  -ailenin düzeni için söylediklerinde-...” [6]

Bunların dışında gerekçesi ne olursa olsun yalan konuşulmaz, yalan fiilde bulunulmaz. Allah ve Resulünün ölçüsü bellidir. Yapılması gereken her şeyi peygamber efendimiz (sav) Hz.leri yapmıştır. İslamı yaymak adına peygamber efendimizin yapmadığı bir hareketi yapmak dine yeni hükümler koymak olacaktır ki kim böyle bir şey yaparsa Allah ve Resulüne iftira etmiş olur. Allah Resulü sevgili peygamberimiz hayatında hiç yalan söylememişken biz islama hizmet ediyoruz diye yalan söylememiz abesle iştigaldir. Haramiliktir, hırsızlıktır.

İslam dininin, tasavvuf yolumuzun yalan hikâyelere ihtiyacımı vardır ki böyle sapıklıklara başvurulsun. Dinimizde, yolumuzda ak ve paktır. Yalana ihtiyacı yoktur. Bu yolda yalan söyleyen haramidir, hırsızdır. Bu yolun sahtekârıdır.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

Allah (cc) bize hem dünyamızın, hem de ahiretimizin nizamını sağlayacak kuralları Kur’an-ı Kerim’de ve Resulullah (sav) Hazretlerinin hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Dinimiz bize “yalan söylemeyin” diyor ama ne yazık ki Müslüman’ım diyen müsvette sofi yalan söylüyor.

Yalan söyleyenlerin en yalancısı görmediği rüyayı, görmediği hali insanlara anlatanlardır.

Peygamber Efendimiz (sav);

 “Yalanların en büyüğü, kişinin görmediği rüyayı gördüm demesidir.” [7]

“Yalandan rüya gördüğünü söyleyen kimse, kıyamet günü iki arpa tanesini birbirine bağlamakla mükellef olacak, fakat asla onları birbirine bağlayamayacaktır.” [8]

Bizde yalan olmaması lazım, yemin olmaması lazım, suizan etmememiz lazım, elimizden dilimizden herkesin emin olması lazım ki Müslümanlar yanlış anlaşılmasın. Ne yazık ki aradığımız bütün kötü vasıflara biz sahip çıkmışız, iyi vasıflara da kâfirler sahip çıkmış. Çalışmada, dünya nimetlerine ve beşeriyete sahip olmada gece ve gündüz sa’y-ü gayret ediyorlar. Bizim gibi tantanaya, şatafata alışmamışlar. Buyurmuşlardır.

Allah’ın evliyasının keşfi kerameti Hz. Peygamberin (sav) nurundan gelir. Evliyaullah kandillerini Peygamber Efendimizin çırasından yaktıkları için Efendimiz (sav) mucizesi evliyanın elinde keramet olarak isim alır ki keramet demek zaten Allah’ın ikramı ve iltifatı anlamındadır.

Şimdi bir yerde Allah’ın ikramı, iltifatı olacak öteki tarafta bu iltifata yalan beyan edeceksin. Bu zaten kendi içinde çelişmekte.

Şeyh Muhiddin Arabi Hz.leri;

Yalan, hainlik, vaadinde durmamak münafıklık alâmetlerindendir. Bir insan yalan söylese, onun pis kokusundan Melek, otuz mil uzaklaşır. Buyurmuşlardır. Meleklerin kaçtığı bir durumda yalan söylemlerle nasıl İslam tebliğ edilecek şaşmak lazım.

Abdülkadir Geylani Hz.leri olsun Ahmed Kebiri Rufai Hz.leri olsun birçok Evliyaullah Allah’ın izni, inayetiyle keramet göstermişlerdir. Bu kimselere yalan istinatta bulunanlar gerçek yalancılardır. Keşif ve keramet dediğimiz şeyler öyle gizliden olan şeyler değildir. Açıkça herkes görür. Herkesin görmesindeki sebep ise İslam dini hakkındaki şüphe ve tereddütlerini ortadan kaldırmak içindir.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin birçok kerameti, keşfi bizler ve çevresindeki bir çok kişi tarafından görülmüştür.

En basitinden başımızdan geçen bir hadiseyi sizlerle paylaşalım.

Bir gün Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri bir sohbet meclisindeyken bir kişiye acil bir şekilde ulaşılması gerekti. Efendi Hz.leri içimizde bulunan bir kardeşe “falanca arkadaşın vardı hemen arayın bakalım” dedi. Yanımızdaki kardeş Efendi Hz.lerinin sözünü ikiletmemek için hemen telefona sarılıp o kişiyi aradı. Telefon konuşması bitti. Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

Oğlum sen nasıl bir telefonla konuştuğunu fark ettin mi? Dedi.

Yok efendim fark etmedim, ne var ki telefonumda dedikten sonra, oğlum senin telefonun bataryası yok, dedi.Kardeş telefonun bataryası bozulmuş tamire göndermiş. Bataryasız telefonla görüşme yaptı. Buna o mecliste bulunan herkes şahit oldu.

Rabbim bizi yalanın her türlüsünden korusun, haddi aşanlardan eylemesin.

“Şu bir gerçektir ki Allah haddi aşan, yalancı kimseleri iflah etmez." [9]

 


[1] Nahl Suresi 105. Ayet

[2] Hac Suresi 60 Ayet

[3] Kenzu’l-Ummal, h. No: 8994

[4] Riyazü's-Sâlihîn, III, 138

[5] Müslim, İman, 107

[6] Müslim, Birr 101

[7] Buhari, Tabir, 45; Müsned 2/96, 119

[8] Buhârî, Ta’bir: 45

[9] Mümin Suresi 28




Okunma Sayısı : 8700

Soru Tarihi: 11/3/2016

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadır.
Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *