SORU ARA
RASTGELE SORU ÝNCELE
SON SORULAN SORULAR
SORULAN SORU
Bir bayanla bir erkek zaruret dışında bir birleriyle görüÅŸebilirler mi? Sosyal medya üzerinde mesajlaÅŸmaları Ä°slami olarak uygun mudur? Ailelerin misafirlikte hep bir arada oturmaları caiz midir?
CEVAP
Ä°slam karşı cinsle konuÅŸmayı belli ölçüler içinde sınırlamış, zaruret olmadıkça yabancı bir kiÅŸi ile sohbet etmeyi uygun görmemiÅŸtir. Çünkü Ä°slâm'da insanın safiyet ve vakarının muhafazası ve bozulmaması esastır. Bu sebeplerden Ä°slâmiyet kiÅŸiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hâllere karşı koruyucu tedbirler almıştır.
Rabbimiz mümin erkek ve kadınlara ÅŸöyle buyurur:
“Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu onların arınmasını daha iyi saÄŸlar. Allah yaptıklarınızdan ÅŸüphesiz haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar...”[1]
Ayeti kerimede açıkça belirtildiÄŸi üzere mü’min erkeklerin kendilerine yabancı olan nâmahrem kadınlara, kendilerine nikâhları düÅŸen hanımlara; kadınların da kendilerine yabancı olan erkeklere bakmamaları, davranışlarına dikkat etmeleri gerektiÄŸi bildirilmektedir.
Bir bayan yada bir erkeÄŸin karşı cinsle muhabbet etmesi, dertleÅŸmesi, özel konular konuÅŸması kesinlikle uygun deÄŸildir. Bir zaruret dâhilinde konuÅŸmalarında ise edep vakara dikkat edilmesi gerekir. KonuÅŸmalarında bir ciddiyet olmalı, karşı tarafın ilgisine çekecek, karşı tarafı cezp edecek bir ÅŸekilde olmamalıdır. Oyun ve eÄŸlence havası, gereksiz ÅŸakalar, cıvık kahkahalar, aşırı serbest tavırlar, kadınsı cilveler ise kötülüktür ve namahrem olan kadın ve erkeÄŸin karşılıklı görüÅŸme ve iliÅŸkilerinde caiz deÄŸildir. Zaruret ne kadar gerektiyorsa o kadar konuÅŸulması gerekir.
“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi deÄŸilsiniz. EÄŸer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla câzibeli bir ÅŸekilde konuÅŸmayın ki, kalbinde fesat bulunan kimse bir ümide kapılmasın. KonuÅŸurken ciddiyet ve ağırbaÅŸlılıkla söz söyleyin.”[2]
Ayeti Kerimede hitap Peygamber Efendimizin Hanımlarına gibiyse de bütün Müslüman kadınları kapsamaktadır. Annelerimiz bütün Müslüman kadınlara örnektir, bir rol modeldir. Özellikle makam ve mevki sahibi olan kiÅŸiler ve hanımları davranışlarına çok dikkat etmeleri gerekir. Bu kiÅŸiler tesettürlerine, konuÅŸmalarına, hal ve hareketlerine takvayı kendilerine ölçü olarak almalılar ki onları gören insanlarda bu güzel davranışları benimsesinler. Åžimdi günümüzde falan yazar kadın ÅŸöyle yapıyor, filan kadın ÅŸöyle tesettürü var diyoruz. Bizim ölçümüz ne falan ne filan kimse deÄŸildir. Bizim ölçümüz kuran ve sünnettir. Bizim ölçümüz kuran ve sünnetten zerre kadar taviz vermeyen Cennet Mekan Abdullah Babamızın ölçüsüdür.
Åžimdi birileri çıkıp ben maneviyattan izinliyim, bayanlarla özel görüÅŸme yapabilir derse böyle insanlara itibar etmeyiniz. Bu tip insanlar kendi nefsani hastalıklarını gidermek için böyle sapıklıklara baÅŸvurmaktadır. Ä°slam da haram olan bir ÅŸey tasavvufta helal olmaz. Cennet Mekân Abdullah Babamızın yolu ÅŸeriattan taviz vermeyen takva yoludur. Ta ki tasavvuf yolu takva üzere olup ruhsatlardan uzaklaşıp, ÅŸüphelerden kaçma yoludur. Bu iÅŸlere girenlerin adlarının önündeki unvanları ister zakir, ister çavuÅŸ olsun caiz deÄŸildir. Erkek bir zakir yada bir derviÅŸin bana müsaade edildi deyip bayanlarla görüÅŸemez. Yolumuzda böyle bir ÅŸey kesinlikle yoktur. Böyle yapanların yolumuzla da alakası yoktur.
Fahr-i Kâinât Efendimiz (sav);
"Helâl olan ÅŸeyler bellidir, haram olanlar da bellidir. Fakat helâl ile haram arasında birtakım ÅŸüpheli ÅŸeyler vardır. Kim kendisince günah olduÄŸunu zannettiÄŸi ÅŸeyi terkederse, haramlığı açık olan ÅŸeyi çoktan bırakmış demektir. Kim ki, günah olması muhtemel olan ÅŸeyi iÅŸlemeye cüret ederse, bu da haramlığı açık muharremâta dalmaya yaklaÅŸmıştır. Haramlar Allah'ın korusudur. Kim davarlarını koru etrafında otlatırsa, çok sürmeden koruya dalabilir"[3]
Abdülkadir Geylani Hz.leri;
Bir gün bana bütün ufku kaplayan büyük bir nur göründü. Sonra o nur, konuÅŸan bir varlık haline dönüÅŸtü. Ve sonra o nurdan bana ses geldi:
Ey Abdülkadir: Ben senin Rabbinim. Sana haramları helal kıldım.
Ben ona şu karşılığı verdim:
"Defol ey melun! Sen ÅŸeytansın." O anda nur, kapkaranlık bir hal aldı ve görünen ÅŸekil de kömür gibi bir hale büründü. Sonra dumana dönüÅŸtü. Sonra yeniden o karanlıktan bana bir ses geldi:
Ey Abdülkadir! Sen, ilminle ve sûluk (tasavvuf) mertebelerini bilmenle kendini benden kurtardın. Halbuki ben (ÅŸeytan kendini kastediyor) bu yolla tarikat ehlinden 70 kiÅŸiyi yoldan çıkarttım."
Abdülkadir Geylani Hz.lerine sordular: Siz o nur yumağından çıkan sesin ÅŸeytana ait olduÄŸunu nasıl anladınız?
Abdülkadir Geylani Hz.leri cevap verdi:
"Sana haramları helal kıldım" sözünden anladım.
Bir bayanla karşılıklı konuÅŸmak zaruret haricinde nasıl uygun deÄŸilse adı ne olursa olsun tüm iletiÅŸim, sosyal medya araçları içinde uygun deÄŸildir. Mesaj yazmakta, konuÅŸmakla aynı hükümdedir. Bir bayanı sosyal medya araçları üzerinden takip etmek, beÄŸenmek vs. hareketlerde bulunmak bırakın bir Müslümana yakışmazken nasıl bir derviÅŸe yakışır. Aynı ÅŸey bayanlar içinde geçerlidir. Ä°slam kadını ve erkeÄŸi temsil ettiÄŸi zümrelerin ÅŸanına yakışır bir hal ve hareketlerde bulunması gerekir.
Peygamber Efendimiz (sav);
"Hiç ÅŸüphe yok ki, Allah, âdemoÄŸlunun zinadan nasibini yazmıştır. Buna eriÅŸecektir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuÅŸmak, elin zinası tutmak, ayağın zinası da yürümektir. Kalb ise heves eder, temenni eder. Tenasül uzvu bunu tasdik eder veya yalanlar." [4]
Günümüzde yaÅŸanan diÄŸer önemli bir mesele de ailelerin karma bir ÅŸekilde oturmalarıdır. Sorumuzun başında belirtiÄŸimiz üzere kadın ve erkeÄŸin münasebet sınırları çizilmiÅŸtir. Bu sınırlar içersin de kadın ve erkeÄŸin hangi niyet hangi amaç doÄŸrultusunda olursa olsun beraber oturup muhabbet etmeleri Ä°slami olarak uygun deÄŸildir. Erkeklerin yeri ayrı, hanımların yeri ayrı olmalıdır. Buna “harem yani kadın bölümü, selam, yani erkek bölümü denebilir. Åžöyle ki;
Hicab ayeti adı verilen, “Onlardan (peygamberin zevcelerinden) bir ÅŸey istediÄŸiniz zaman, artık kendilerinden bir perde arkasından isteyin! Bu, hem sizin kalbleriniz için, hem de onların kalbleri için daha temizdir.”[5] ayeti ile namahrem kadın ve erkeklerin bir arada perde bulunmaksızın oturmaları, görüÅŸmeleri yasaklanmıştır. Yabancı kadın ve erkeklerin bir arada bulunmaması, yabancı bir kadından bir ÅŸey isteneceÄŸi zaman perde arkasından Ä°stenmesi yalnız Rasulullah (sav)'in zevcelerine mahsus deÄŸil, bütün mümin kadınlara ait umumi bir hükümdür.
Ancak misafirlere hoÅŸ geldin demek, avretini Ä°slam`ın emrettiÄŸi ÅŸekilde örten, kadınsı konuÅŸma ve gülümseyiÅŸlerine dikkat eden, normal bir ev elbisesi üzerine geniÅŸ ve süssüz baÅŸörtü gibi bir üslük atan kadının, fitne endiÅŸesi de yoksa, kocasıyla beraber olan misafirlerine edeple hizmet etmesinin câiz olduÄŸu söylenmiÅŸtir.
Peygamber Efendimiz (sav) zamanında yaşanmış bir hadisede bunun delilidir.
Sehl b. Sa’d radıyallâhu anh ÅŸöyle demiÅŸtir: Ebû Useyd es-Sâidî evlendiÄŸi zaman, Peygamberimiz ve ashabını düÄŸün yemeÄŸine davet etti. Onlar için yemeÄŸi yapan da, servis eden de Useyd’in henüz evlendiÄŸi karısı Ümmü Useyd’den baÅŸkası deÄŸildi. O, geceden taÅŸ bir tencere içinde hurmalar ıslatmış, Peygamberimiz yemeÄŸini bitirince kadın kendi eliyle o şırayı Peygamberimize sunmuÅŸ, O’na böylece ikram ederek içirmiÅŸti.[6]
“Ebû Hazım ÅŸöyle demiÅŸtir: Ben Sehl ibn Sa’d’dan iÅŸittim: Ebû Useyd es-Sâidî, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemi kendisinin düÄŸün yemeÄŸine davet etti. O gün henüz yeni gelin olan karısı onlara hizmet etmekte idi…” [7]
[1] Nur Suresi 30-31
[2] Ahzab Süresi 32
[3] Buhârî, Ä°man 39
[4] Buharî, Kader 9, Ä°stizan 12; Müslim, Kader 20, 21; Ebû Dâvûd, Nikâh 43
[5] Ahzab Suresi 53
[6] Buhari, Nikâh, 78
[7] Buhari, Nikah, 79
Okunma Sayýsý : 8522 Soru Tarihi: 2/23/2019