SORULAN SORU

Zakir kimdir? Görevleri nelerdir?

CEVAP

Zakir, Allah Teâlâ’yı isimleri ile zikreden, noksan sıfatlardan Allah’ı tenzih eden, bulunduÄŸu ortamda insanlara yol gösteren, yol tarif eden, usulü adabı öÄŸreten kimsedir. Ser zakir ise, zikredenlerin baÅŸkanı, yöneticisi anlamına gelir.

Rasulullah (sav)’den kinayedir. Yani, zikri yaptıran kimse, Rasulullah (sav)’in varisi konumundadır. O’nu temsil eder ve bu sebeple de o meclisteki bereket ve feyiz, diÄŸer kimselere onun eli ile ulaşır. Ancak bir MürÅŸidi Kamil tarafından bir beldeye zikir çektirmek, oranın sevk ve idaresini yapmak üzere atadığı zakir, istikamet üzeri olduÄŸu müddetçe maneviyatın seçtiÄŸi kiÅŸidir.

Cennet Mekân Üstadımız;

“OÄŸlum bizden zakirlik istiyorlar ama zakirliÄŸi biz deÄŸil ancak Allah (cc) verir” buyururlardı.

Zakirlik manevi bir görevdir. Bazı beldelere de yalnız zikrullah yaptırmak için Efendi Hz.leri teberrüken zakir atamıştır.

Zakir olarak atanan kiÅŸiye; “ Sen buranın yetkilisisin, sana böyle bir vazife verildi.” diye manen teyit edilmesi gerekmektedir.

Zakir Üstadının gözüyle görür, Üstadının kulağıyla iÅŸidir, Üstadının lisanı ile konuÅŸur.

Zakirlerin ve çavuÅŸların derviÅŸlerin sıkıntılarıyla, halleriyle ilgili ve bu yolun yani dergâhımızın usul ve adaplarıyla ilgili yapması gereken iÅŸleri vardır;

Zakirler, dergâha gelen her bir kiÅŸiyi Allah’ın emaneti olarak görüp, gelenleri bir sınıf içine sokamaz, “sen sucusun sen bucusun” diye ayıramaz, onlara herhangi bir rol biçemez. Fakirle, zengini birbirinden ayıramaz. DerviÅŸleri iyi kötü diye sınıflandıramaz.

Cennet Mekân Üstadımız buyururdular ki;

 “ Bir mutfakta domateste olur, acı biberde olur,  tuzda olur, ÅŸekerde. DerviÅŸlerde bu ÅŸekilde farklı farklı fıtratlara sahip olabilirler. Siz acı biberi domates yapalım diye uÄŸraşıyorsunuz, olmaz evladım, onun fıtratı bu deÄŸiÅŸmez. Onu acı biber olarak diÄŸerini domates olarak, birini tuz diÄŸerini ÅŸeker olarak kabul edeceksiniz.”

Zakirler derviÅŸlerin haliyle hâllenir, derviÅŸlerin derdiyle dertlenir.

Cennet Mekân Üstadımız;

“DerviÅŸler size Allah’ın birer emanetidir, zikirde çok terletip, hasta yaparsanız, Allah bunun dahi hesabını sizden sorar evladım.” buyurmuÅŸtur. DerviÅŸler zakirlerin emir kulu deÄŸil, Allah’ın birer emanetidir.

Zakirlerin görevi yalnızca Allah’ı zikrettirmek deÄŸil, o beldenin sevk idaresiyle meÅŸgul olmaktır. Görev yaptığı beldedeki dergâhın her türlü maddi ve manevi sorumluluÄŸu zakirlerin üzerinedir. Dergâhın edep adaplarını yaÅŸar ve yaÅŸatır. Efendi Hz.lerinin öÄŸretilerini kendinden bir ÅŸey katmadan derviÅŸlere en saf haliyle aktarır. Ä°ÅŸte bu hallerle bezenmiÅŸ olan kimselere zakir denir.

Zakir devamlı üstadından bahsetmeli, üstadının ve yolun tellalı olmalıdır. Zakirler kendini sevdirmek hastalığına düÅŸmeyip, kendisine gelen sevgiyi üstadına yönlendirip, derviÅŸlere üstadını sevdirmesi lazımdır.

Çünkü biz Abdullah Babamdan bizi çok sevin dediÄŸine ÅŸahit olmadık. Allah ve Resulünü sevin. Allah’ın Resulünün sünnetlerini ihya edin.  Resulullah Efendimizi severseniz, Allah da sizi sever. Diye sürekli Resulullah Efendimiz (sav) Hz.lerine yönlendirdiÄŸini gördük.

Bir derviÅŸin zakirini veya baÅŸka bir ÅŸahsı üstadından daha fazla sevmesi, ona itibar etmesi, o derviÅŸi vartaya düÅŸürür. Bu konu ile ilgili Abdullah Baba Hz.leri ÅŸöyle buyurmuÅŸlardır;

 “Nasıl ki on ikinci kattan bir kristal camı atsanız paramparça olur ve bir daha toplanamaz hale gelir ise, vartaya düÅŸen derviÅŸte o hale gelir, bir daha kendini toplayamaz.”  Ä°ÅŸte tasavvuf yolunun vartalarından biri zakir de takılıp ÅŸeyhine ulaÅŸamamaktır.

Zakir himmet eden deÄŸil, himmet edilendir. Himmet eden Üstadımız Abdullah Baba Hz.leridir. Zakirin;

“Ben himmet edemem, Allah’ı zikretmeye çalışıp, kulluÄŸunu ifa etmeye çalışan, ben de sizin gibi himmete muhtaç bir insanım. Bana da dua edin, birbirimize dua edelimde Rabbim bizi yolundan ayırmasın. Demesi lazımdır.

Unutmamalıdır ki Zakirler üstada ulaÅŸtıracak aracılardır. Cennet Mekân Efendimiz ne güzel buyurmuÅŸtur;

 “Zakir ışığını bizden alan bir lambadır. Etrafında ki derviÅŸler ise ateÅŸ böceÄŸi gibidir. Biz zakirimize himmet ve teveccüh ederiz. Zakirimizin gönlünde, etrafında kimler varsa ancak onlar nasiplenir. Tıpkı ateÅŸ etrafında dönen pervaneler gibi”

Zakirler görevli oldukları beldede yolumuzu temsil eden en üst düzeyde ki yetkililer oldukları için hal ve hareketlerine dikkat etmeleri gerekir. Ticaretlerine, konuÅŸmalarına, giyim kuÅŸamlarına dikkat etmeleri, yolumuza yakışmayacak hal ve hareketlerde kesinlikle bulunmamaları gerekir. Temsil ettikleri makamın öneminin farkında olup üç kuruÅŸ dünya menfaati uÄŸruna vazifelerini zayi etmemeleri gerekir.

Cennet Mekân Üstadımız görev tevdi ederken zakirlere;

 “Evladım hal ve hareketlerinize dikkat edin, Saçınız sakalınız, kılık kıyafetiniz düzgün olsun. Ä°nsanlar pantolonunuzun ütüsüne dahi bakarlar. Ütüsüz pantolonla insan içine çıksanız, bu nasıl zakir ÅŸu haline bak derler.” BuyurmuÅŸlardır.

Zakirlik, çavuÅŸluk makamları yan gelip yatma makamları deÄŸildir. Hizmet etmeyen derviÅŸ, çavuÅŸ, zakir olmaz. Bu insanlara manen görev verildiyse Allah’ın rızası için çalışırlar. Aksi takdir de sadece adı zakir, adı çavuÅŸ olur. Bunlar ebedi kalıcı ÅŸeyler deÄŸildir. Ancak hizmet ettikleri müddetçe vazifelidirler. EÄŸer hizmet etmiyorlarsa bu insanlar bu yolda yürüyemezler, ilerleyemezler, yol alamazlar.

Cennet Mekan Üstadımız;

“Zakirlik hizmet edilme makamı deÄŸil, hizmet etme makamıdır evladım. Siz yolunuza hizmet edin ki Allah’ta size hizmet edecek birilerini göndersin. Siz Allah rızası için koÅŸacaksınız ki kardeÅŸlerinizde sizi görüp hizmette yarışacak inÅŸallah” buyurarak zakirlerin asli vazifesini bildirmiÅŸtir. Peygamber Efendimiz (sav) buyurduÄŸu “Bir kavmin efendisi onlara hizmet edendir” hadisini bizlere sık sık hatırlattığını da unutmamak gerekir.

Cennet Mekân Üstadımız hizmet yolunda hiç yorulmadan koÅŸmuÅŸ, hakkı anlatmak için belde belde gezmiÅŸ. Ä°nsanların ayağına gitmekten gocunmamış, küçük ile küçük, büyük ile büyük olmuÅŸ, dertli ile dertlenmiÅŸ, sevinçli ile sevincini paylaÅŸmış, insanları makam mevki maddi güçlerine göre sınıflandırmamış, herkese karşı son derece ÅŸefkatli, alçak gönüllü muamele etmiÅŸ, asla azarlamamış, küçük düÅŸürmemiÅŸ, üstünlük iddiasında bulunmamıştır. “Bu yol ilim deÄŸil, hilm yumuÅŸaklık yoludur, evladım kardeÅŸlerinize hilm ile yaklaşın” buyurmuÅŸtur. Efendimin hizmet anlayışına baktığımızda ona tabi olduÄŸunu söyleyen zakirlerin vazifelerinin ne olduÄŸunu anlamamak mümkün deÄŸildir.

 




Okunma Sayýsý : 6714

Soru Tarihi: 1/4/2016

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *