SORU ARA

SORULAN SORU

Üniversite okuyorum kendime sahip çıkamıyorum. Çok günah iÅŸliyorum.Bunun için ne yapmalıyım?

CEVAP

Ä°nsan iki yönlü bir varlıktır. Bu beden ülkesinde nefis ve Ruh beraber yaÅŸarlar. Nefis kötülüÄŸe meyleder, içkiyi sever, zinayı sever, kumarı sever velhâsıl bütün kötülükleri sever aslı cehennem ateÅŸinden alınarak var edilmiÅŸ olan bu nefis hayvani ve ÅŸehvani arzularla tatmin olan bir yaratıktır. Ä°nsana imtihan maksadı ile verilmiÅŸtir. Ä°nsanı Allah-ü Teala’dan ve onun emir ve nehiylerinden alıkoyar. Nefsin kötülüÄŸü emretme özelliÄŸini açıklayan ayetlerden birinde Yusuf (AS); “(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediÄŸi dışında var gücüyle kötülüÄŸü emredendir. Åžüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir.   (Yusuf Suresi, 53)Yusuf (AS)ın da bildirdiÄŸi gibi nefis her zaman kötülüÄŸü emreder. Bir de ruh vardır ki oda Allah’a âşık, Muhammedine âşık, Kur’anına âşık, cennetine âşık, cemaline âşık. Ä°ÅŸte Bu nefis ve Ruhu sultani bu vücut ÅŸehrinde birlikte yaÅŸamaktadırlar.

            Ä°nsan bu iki yönüyle hem esfele safilin (aÅŸağıların aÅŸağısı) hem de ahseni takvim olma özelliÄŸine haizdir. Ruhun asıl safiyetine kavuÅŸmasını engelleyen, nefistir, Bundan dolayı Ä°nsan öncelikle Nefsini tanıması gerekir zira Rasulullah (SAV)Efendimiz hadis-i ÅŸeriflerinde; men arafe nefsehu fekad arefe rabbahu “Nefsini bilen Rabbi’ni bilir” buyurmuÅŸtur. Peki, bu nefsin hile ve desiselerini nasıl bileceÄŸiz nasıl kurtulacağız Onu da Rabbim Kur’anı Keriminde haber veriyor; “Ey iman edenler Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun”.Hiç kimse kendi başına olmaz. Muhakkak bir salih dost gerekli. Yine Kur’anı Kerimde Yüce Rabbimiz “Bilmiyorsanız, zikir ehline sorun" (en-Nahl, 16/43) buyuruyor. Zikir ehli hak dostları.

            Nefisle cihat etmek için birinci ÅŸart; Allah’a ve Resulüne itaat etmektir. Allah ve Resulüne itaat etmek onun yolunu takip eden kiÅŸi, ancak hareketleriyle örnek, peygamberimizin hakiki varisi, bir MürÅŸid-i Kamil bir zât bulduÄŸu zaman, manevi feyiz, manevi muhabbet alabilir. Bu da nefis ile cihadına yardımcı olur.

            Allah-ü Teâlâ Hz.leri buyuruyor ki;

            “Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse iÅŸte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduÄŸu peygamberler, sıddıklar, ÅŸehitler ve salih kiÅŸilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaÅŸtır. Bu lütuf Allah’tandır. Bilen olarak Allah yeter.” (Nisa /69,70)

Yine Kur’an-ı Kerim’de iman edip, salih amel iÅŸlemekten sık olarak bahsedilmektedir. Zaten Allah ve Resulüne itaat etmek budur. Fakat nelerin imandan ve salih amelden olduÄŸunu bilmek ve uygulamak, nefisle cihat etmektir. Ä°ÅŸte bu imanın gereÄŸi olan salih amelin dozajını ayarlamak için salih bir varis-i nebiye ihtiyaç vardır. Nefis ve ÅŸeytanın insana nüfuz ettiÄŸi kesindir. Fakat insanın bunu anlaması, anlasa bile çare bulması çok zordur. Ä°nsanda yedi sıfat vardır ki, bunlar; Åžehvet, gazap, heva, kibir, cimrilik, haset, küfür ve bidattir. Bütün bu sıfatlar, Nefs-i Emmarenin özellikleridir.  Abdullah Baba (ks) Aziz Hz.leri bu konu hakkında ÅŸöyle buyurmuÅŸlardır.

“Nefisle cihat etmeyi anlayabilmek için, ilk önce nefsin fitnesinin ulaÅŸamayacağı zümreyi bilmemiz gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim de bu konuda nefs-in ve ÅŸeytanın müdahalesinin en az olacağı zümre olan salihler ve salih amel kavramından bahsedilmektedir.

Cenab-ı Zülcelâl Hazretleri, nefsi yedi kat cehennemin, her bir tabakasından, ayrı, ayrı, ateÅŸ alarak, onu ateÅŸ ile nurdan halk etti. Onun içindir ki; Nefsin fıtratı, cehenneme meyil eder, nefis kötülükleri ister, içki, kumar ister, yalanı ister, riyayı, gıybeti, cinayet iÅŸlemeyi vs… ister. Nefsin bu isteklerine karşı onunla mücadele eden müminler hakkında Allah-u Teâlâ Hazretleri, ayeti kerimesinde;

            “Müminler ancak o zâtlardır ki, Allah'a ve O'nun Peygamberine iman etmiÅŸlerdir, sonra bir ÅŸüpheye düÅŸmemiÅŸler ve mallarıyla ve nefisleriyle Allah yolunda savaÅŸanlardır. Ä°ÅŸte doÄŸrular da onların ta kendileridir.” (Hucurat /15) buyuruyor.

Tabi bu nefisle mücadeleyi, insanın kendi başına yapması hemen, hemen imkânsız gibidir. KiÅŸiye bir mürebbi, bir öÄŸretici gerektir. 

            Talib nefsi ile mücadele ederken, onun en büyük destekçisi üstadıdır. Ä°nsan sürdüÄŸü koyunların çobanıdır, onlardan mesuldür. Nasıl ki, hane reisi evinden, devlet reisi memleketten, bir vali kendi bölgesinden mesul ise, bir MürÅŸid-i Kamil de kendi derviÅŸlerinden sorumludur. Onlara Allah ve Resulüne giden yolu göstererek, ikaz ve irÅŸad eder. Haramlara gitmeyin, yalan söylemeyin, yemin etmeyin, diye uyarır. Helal lokma yemesini, baÅŸkasına kötülük yapmamasını ve baÅŸkasına yapılmış olan kötülüÄŸü de önlemesi gerektiÄŸini, telkin eder. Talibin nefs-i ile mücadelesinde nelere dikkat etmesi gerektiÄŸini gösterir ve manen yardımcı olur. Bu ÅŸekilde devam ederken, diÄŸer yandan çevresindeki insanlara da faydalı olur Mesela, Allah’a (cc )ve Resulüne iman etmiÅŸ, fakat günahı kebair iÅŸleyen (Ä°çki, kumar, zina vs…) bir arkadaÅŸlarını gördüÄŸü zaman, bunların elinden tutar. Yardımcı olur, onları hoÅŸ görür, irÅŸad eder, onları kazanmaya çalışır.

            “Kimler benim huzurumdan uzaklaÅŸmış, hidayetimden uzaklaÅŸmış insanları, Allah’ın ibadet ve taatına getirir ise, insanların ve cinnilerin yapmış olduÄŸu ibadetten evladır.”

Hak yolunda kulun en büyük engeli kendi nefsidir. Manevi kirlerden temizlenmeyen nefis, Yüce Allah’tan perdelidir, taattan uzaktır, ilâhî sevgiden mahrumdur. Bu hüküm her devirde geçerlidir. Azgın nefis insanı öyle esir alır ki, Yüce Allah’ı bıraktırır kendisine kulluk yaptırır.

Hevasını kendisine ilâh edinen kimseyi görmedin mi?”(Casiye/ 23) ayeti ve Rasulullah(sav)Efendimizin:

“Yeryüzünde tapılan tanrılardan, Allah-u Teâlâ’nın en çok buÄŸz ettiÄŸi heva-i nefs’tir.(Taberani) Nefsin ne derece azdığını ve onun elindeki insanın ne kadar alçaldığını göstermektedir.

             Ä°nsan imanı ve dini için korkacaksa, kendi nefsinden korkmalıdır. Bütün ömrünü nefsi ıslah etmek için harcayan Allah dostlarını Allah yolunda perde görmek veya göstermek de, bu azgın nefsin bir vesvesesi, ÅŸeytanın hilesidir. Çünkü MürÅŸidi Kamil olan zâtlar kötülüÄŸü emreden nefis ve ÅŸeytanın düÅŸmanıdır. Onun için Ä°nsanın nefsi ile mücadele ederken bir Üstada ihtiyacı vardır.

Bunun yanında bulunduÄŸumuz ortam ya da çevremizde ki arkadaÅŸlarımıza da dikkat edeceÄŸiz, “KiÅŸi arkadaşının dini üzeridir” sözünün hikmetine ereceÄŸiz. Ä°hlâslı samimi ahlakı güzel insanlarla beraber olacağız, bizi günaha götürecek vesile olacak kiÅŸi ve yerlerden uzak duracağız, Allah’ı çok zikredeceÄŸiz, abdestsiz ayağımızı yere basmayacağız, Allah’ı emirlerini, sevgili Peygamberimizin sünnetlerini ihya edeceÄŸiz, eÄŸer böyle davranırsak Allah muhakkak bize kolaylık verecektir. Muhakkak ki, kim farzları yerine getirmek, günahlardan sakınmak suretiyle Allah-ü Teâlâ’dan korkar ve belâlara sabrederse, Allah-ü Teâlâ’dan mükâfatını alır. Çünkü Allah-ü Teâlâ ihsan sahiplerinin mükâfatlarını zayi etmez.

Yüce Rabbim bizleri Kendisine kul habibine ümmet dostlarıyla dost eylesinRabbim bütün insanları Kur’anına mahkûm eylesin, Hadim eylesin.

“LEZZETLERÄ° ALT ÜST EDEN ÖLÜMÜ ÇOK HATIRLAYINIZ”

Hz. Muhammed Mustafa (SAV)


"Mümin kimse küçük günahları da büyük görür. Peygamber efendimiz; "Mümin kimse, günahını daÄŸ gibi görüp, kendi üzerine düÅŸeceÄŸinden korkar. Münafık ise, günahını burnu üzerine konan ve hemen uçan sinek gibi görür"




Okunma Sayýsý : 4873

Soru Tarihi: 7/14/2015

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *