SORULAN SORU

GördüÄŸümüz haksızlıklar karşısında ÅŸuurlu bir Müslüman nasıl hareket etmesi gerekir?

CEVAP

Åžuurlu bir Müslüman deyince aklımıza yaratılış gayesinin idrakiyle, dünyada ve çevresinde cereyan eden olaylardan haberdar, olaylara Ä°slam’ın penceresinden ferasetli bir ÅŸekilde bakan, Allah’ın emir ve nehiylerini kulluk ÅŸuurunun bilincinde kendi bünyesinde yaÅŸayan ve yaÅŸatmaya çalışan bir dava adamı gelir.

Yoksa Kendi kabuÄŸuna çekilmiÅŸ müÅŸkülpesent, çevresinde ve Dünyada oynanan oyunlardan bir haber, haksızlıklar karşısında susan, makam, mevki için koÅŸan, bir insan deÄŸildir. Günümüzde Müslümanı dava adamlığından uzaklaÅŸtırıp, dünyevi sevgiler içinde slogan Müslümanı yapmak için çaba harcanmaktadır. Müslümanlık mevsimlik bir dinmiÅŸ gibi ortama ÅŸartlara göre çıkarılacak bir kostüm deÄŸildir. Geçici dünya menfaatleri için inanmadığını söylemek, imanın gerektiÄŸini yaÅŸamamak ya da vazgeçmek bir Müslümanda bulunmaması gereken vasıflardır.

" Ä°çinizden, insanları hayra çağıracak, iyiliÄŸi emredip kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun." [1]

"Ä°srâil oÄŸullarından inkâr edenler, Davud'un ve Meryem oÄŸlu Ä°sa'nın diliyle lanetlenmiÅŸlerdi. Bu, baÅŸkaldırmaları ve aşırı gitmelerindendi. Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mâni olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi!" [2]

Ayeti kerimelerden anlaşılacağı üzere bir Müslümanın, bir derviÅŸin en önemli vazifelerinden bir tanesi iyiliÄŸi emredip kötülüÄŸü sakındırmak, Hakkı hakikati insanlara anlatmaktır. Åžuurlu bir Müslüman çevresinde yaÅŸananlara kayıtsız kalamaz.

Bir Müslüman ilk önce ailesinden mesuldür. Biz üzerimizde sorumluluÄŸu olan çocuklarımızı uyarırız. Onları hatalarından döndürmek, Ä°slami bir hayat yaÅŸamaları için gerekli olan bütün cabamızı elimizden geldiÄŸince yaparız.

EÄŸer hata içinde olan bir mümin kardeÅŸimiz ise ona uygun bir dille nasihat ederiz. Kırıcı olmadan, toplum içinde olmamak kaydıyla rencide etmeden hak hakikati anlatırız.

Hz. Musa ve kardeÅŸi Hz. Harun kendilerine senelerce tepeden bakan, Mısırı inanlara dar eden, Yüce Yaratıcıya açıkça ÅŸirk koÅŸan ulûhiyet davası güden Firavuna giderken Cenab-ı Rahman;

“Ona yumuÅŸak söz söyleyin. Belki öÄŸüt alır yahut korkar.” [3] buyurarak bir tebliÄŸin bir nasihatin nasıl yapılması gerektiÄŸini bizlere ayetiyle göstermiÅŸtir.

Müminin mümine olan nasihatine kulak vermek zorundadır. Müslümanın haklarındandır.  Ama bizler uhrevi yaÅŸantımız için bizleri nasihat veren insanları nefsimiz kabullenmez, sevemeyiz.

“Fakat sizler nasihat edenleri sevmiyorsunuz?” [4]

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;

Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır: KarşılaÅŸtığın zaman selâm ver, seni dâvet ederse git, senden nasihat isterse nasihat et, aksırınca Allah’a hamdederse yerhamukellah de, hastalandığında onu ziyaret et, öldüÄŸü zaman cenazesinin ardından git.” [5]

EÄŸer hak hakikatin dışına çıkan ehli küfür ise yani dinle iman ile alakası yoksa o zaman bizim yapacağımız bir ÅŸey yok. Cenab-ı Hak;

Rahmân'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler); buyurmaktadır.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

“Resulallah (sav) Efendimiz Ebu Cehil’e bile Ebu Cehil dememiÅŸ, insanların Ä°slam’dan uzaklaÅŸması için deÄŸil Ä°slam’a ısınmaları için gece gündüz gayret sarf etmiÅŸ, gözyaşı dökülmüÅŸ, dua etmiÅŸtir Peygamberimiz (sav) ÅŸöyle buyurmuÅŸtur:

“Müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.”

Allah (cc)’ın hidayete erdirdiÄŸini kimse dalalete düÅŸüremez, dalalete düÅŸürdüÄŸünü de kimse hidayete erdiremez.” BuyurmuÅŸlardır.

Bizler nefsimizi karşı bir müdahale oldu mu? Misliyle karşılık vermekten hiç çekinmezken, Allah’ımıza, Peygamber Efendimize, Din büyüklerimize, dinimize, mukaddesatımıza, laf söyleyip saldırdıkları zaman müdahale bile etmekten çekinip sessiz kalmayı derviÅŸlikten zannedip nefsimizin oyununa gelmekteyiz.

Bu deÄŸerler bizi biz yapan deÄŸerlerdir. Kanımızdan canımızdan malımızdan daha çok sahip çıkmaz isek gerçek mümin olamayız.

Mehmet Akif Ersoy'un dediÄŸi gibi;

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri

“Bir kötülük gördüÄŸünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buÄŸz ediniz.” [6] hadisini iyi anlayıp doÄŸru yorumlamak gerekir. El ile düzeltmek, vazifeli insanların, yani devletin ve emniyetin görevi; dil ile düzeltmek, âlimlerin vazifesi; kalben buÄŸz etmek ise diÄŸerlerinindir. Ä°nsan hayat süreci içerisinde müdahale edemeyeceÄŸi kötülüklerle karşı karşıya gelebilir. O kötülüÄŸü düzeltmeye imkân bulamayabilir. Onu düzetmesi için çaba harcaması lazımdır. Örnek vermek gerekirse;

Yolda bir sürücü ÅŸehir içinde aşırı hız yaparak güvensiz bir ÅŸekilde araba sürüyorsa, alkollü araç kullanıyorsa,  bu adamların önüne geçip durduramayız. Hemen güvenlik güçlerine haber verip, bu kiÅŸileri ihbar etmemiz gerekir. Gereksiz merhamet damarlarımız kabarıp biz bu kiÅŸileri ihbar etmezsek bu kiÅŸiler bir kaza yapıp cana mala zarar verdiklerinde bizlerde bu vebalden nasibimizi alırız. KomÅŸumuza ya da baÅŸka bir yere hırsız girerken gördüÄŸümüzde kimseye ifÅŸa etmeden güvenlik güçlerine haber vermezsek, bu hırsızlığa rıza göstermiÅŸ oluruz ki bu hırsızlığa bizlerde ortak olmuÅŸ oluruz. Elimizde somut deliller olmadan kiÅŸileri itham etmekte olmaz. Bu ölçüyü iyi ayarlamak gerekir.

Peygamberimiz buyuruyorlar ki:

“Allah’ın emirlerine uyanlarla uymayanların durumu, bir gemi için kura çekenlere benzer. Bir bölümü geminin üst kısmına düÅŸmüÅŸ, diÄŸerleri de alt kısmına düÅŸmüÅŸtür. Alt kısımda kalanlar, su ihtiyacı olduÄŸu zaman üst güverteye çıkıp su ihtiyacını gidermektedirler. Onlar ÅŸöyle derler: ‘Bizim bölümden bir delik delelim de üsttekilere eziyet etmeyelim.’ EÄŸer üsttekiler, onlara iliÅŸmez de serbest bırakırsa, hepsi helâk olur. Ellerinden tutup engel olurlarsa onlar da kurtulur, kendileri de.” [7]

Bizler toplumda yaÅŸanan olumsuzluklara kayıtsız kalır isek aynı Peygamber Efendimiz (sav) Hz.lerinin hadisi ÅŸeriflerinde bahsettiÄŸi gibi hepimiz ayn geminin içinde bulunduÄŸumuzdan dolayı hepimiz Allah muhafaza helak oluruz.

 



[1] Âl-i Ä°mran Suresi, 3/104

[2] Maide Suresi, 5/78-79

[3] Ta-ha Suresi 44

[4] Araf Suresi 7/79.

[5] Müslim, Selâm 5;

[6] Tirmizi, Fiten, 11; Ä°bnu Mace, Fiten, 20

[7] Buhari




Okunma Sayýsý : 5608

Soru Tarihi: 4/24/2017

Yorumlar
İsmail öz

Rabbim razi olsun,hizmetleriniz daim olsun inÅŸallah

Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *