SORU ARA
RASTGELE SORU ÝNCELE
SON SORULAN SORULAR
SORULAN SORU
Kul hakkı nedir? Bilgi verir misiniz?
CEVAP
Ä°slâmî kaynaklarda, insanların gereÄŸini yerine getirmekle yükümlü oldukları haklar “Allah’ın hakları” (hukūkullah) ve “kulların hakları” (hukūk-ı ibâd) ÅŸeklinde baÅŸlıca iki kısma ayrılmıştır.
“Allah’ın Hakkları” ; Allah’ın emrine saygı, O’nun varlığına ve birliÄŸine iman edip hükümlerine uygun ÅŸekilde yaÅŸamakla gerçekleÅŸir.
Kul hakları ise Allah’ın kullara vermiÅŸ olduÄŸu yetkilerin sınırlarının dâhilinde bir baÅŸkasının sınırlarına müdahale edilmesi, malına, canına, ırz ve namuslarına kötülükte bulunması, izzeti nefisine dokunacak hal ve hareketlerde bulunmasının tamamı kul hakkına girmektedir.
Kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerim kul hakkı üzerinde önemle durmaktadır. Allah’ın emir ve yasaklarının hemen hemen dörtte üçü kul hakkı ile ilgilidir. Bu sebeple, Allah’a kulluk, yalnızca belli ibadetleri yerine getirmek deÄŸil, aynı zamanda insan haklarına da büyük saygı duymaktır.
“... Sonra ÅŸüphesiz siz de kıyamet günü Rabbinizin huzurunda hesaplaÅŸacaksınız.” [1]
“Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. Ä°nsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için, onları hâkimlere (rüÅŸvet olarak) vermeyin.” [2] buyurmaktadır Yüce Yaradan.
Toplumun kaynaÅŸması, kötülüklerden uzak, kardeÅŸçe yaÅŸayışın saÄŸlanması için kul haklarına saygılı olmak o kadar önemlidir ki, Allah her türlü günahı affettiÄŸi halde, kul hakkını affetmeyeceÄŸini beyan etmiÅŸtir.
Cenab-ı Hak, kendisiyle kulu arasındaki günahları affeder veya cezalandırır. Bu, Rabbimizin bileceÄŸi iÅŸtir, ama kullar arasındaki günahlarda mutlaka adalet olacaktır. Yani ahirette kul haklarından herkes hesaba çekilecektir. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
"Bir kimse kardeÅŸinin haysiyetine, yahut malına haksız olarak taarruz etmiÅŸse, iltimas olarak verilebilecek altın ve gümüÅŸün bulunmadığı günden (kıyamet) önce helâlleÅŸsin. Aksi halde, yaptığı haksızlık nisbetinde onun iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir. Ä°yiliÄŸi yoksa, hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden adama verilir." [3]
“(Kıyamet günü) bütün haklar sahibine iade edilir. Hatta boynuzlu koyun boynuzsuz koyundan hakkını alır.'' [4]
Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;
Cenab-ı Zülcelâl Hazretlerini zikredelim. Allah’ın (cc) Kuran’ında zikir yapılması için emri ilahi pek çoktur. Zikrullahtan kalktıktan sonra biri sizi görse, siz ona;
“Vallahi Billahi benim günahım affolundu” deseniz bu yalan olmaz, yemininiz de boÅŸa gitmez. Kul hakkı hariç, kul hakkını Cenab-ı Zülcelâl Hazretleri affetmiyor.
Kardeşinin hakkını yediysen, ortağının hakkını yediysen, komşunun tarlasına girdiysen, Allah (cc) affetmiyor. Kulu kula bırakıyor.
“Senin ÅŸurada patatesini aldı. Senin ÅŸurada ki tarlanın içerisine ÅŸu kadar girdi. Al bakalım hakkını” diyor. O da senin ibadet ve sevabından alıyor da ondan sonra helâlleÅŸiliyor. Kul hakkı hariç affediyor. BuyurmuÅŸtur.
Bir kimse, Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa, fakat üzerinde baÅŸkasının bir kuruÅŸ hakkı bulunsa, bu bir kuruÅŸu ödemedikçe, Cennet’e giremez. Kul hakkı o kadar mühimdir ki belki bir yarım gram gümüÅŸ hak için, cemaatle kılınmış, kabul olmuÅŸ 700 namazın sevabı alınıp, hak sahibine verilecektir, sevabı yoksa onun günahı buna yüklenecektir.
Åžehitler bile, Allah-u Zülcelâl’in yanında çok kıymetli olmalarına raÄŸmen, Allah-u Zülcelâl hak sahiplerini affetmediÄŸi sürece, ÅŸehitlerin dahi kul haklarını affetmez. Onun için Hz. Peygamber (sav) bir hadis-i ÅŸerifte ÅŸöyle buyurmuÅŸtur:
“Åžehidin, borcunun dışındaki bütün günahları bağışlanır.” [5]
Ä°hanet etmek, utandırmak, küçümsemek, mala ve cana zarar vermek, alış veriÅŸte aldatmak, dargın durmak, iftira etmek, arkasından konuÅŸmak, laf taşımak, dedikodu yapmak, anarÅŸi çıkarmak, dini ve milli deÄŸerlere saygısız davranmak kul haklarına örnektir.
Bir insandan gıyabında beÄŸenmeyeceÄŸi biçimde bahsetmek anlamına gelen “Gıybet”, “Ä°nsanın ölmüÅŸ kardeÅŸin etini yemesi” olarak nitelendirilmiÅŸ Kur’an’da:
“Ey iman edenler! Zannın birçoÄŸundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araÅŸtırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeÅŸinin etini yemekten hoÅŸlanır mı? Ä°ÅŸte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Åžüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” [6]
Bazı din büyükleri, kul hakkı geçmesin diye, kendi hanımından, kendi çocuÄŸundan bile, bir bardak su istemez, kalkıp kendileri alır, bazı büyükler de, emir vermemiÅŸ olmak için, (Bir bardak su verir misin?) diyerek kul hakkına girmemeye çalışırlarmış.
Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri hastalığı sırasında çorabını giydiren hanıma defaten aÄŸlayarak helallik dilemiÅŸtir.
Biz Müslümanlara düÅŸen bir kardeÅŸimizin üzerimizde hakkı varsa bunu Allah’ın rızası için helal etmektir. Rasulullah (sav) Efendimiz ÅŸöyle buyururlar:
“Kıyamette bir münadi "Ecri Allah’ın üzerinde olan ayrılsın Cennete girsin" der. "Bunlar kim?" diye sorulunca münadi "Ä°nsanları affedenlerdir" der. Birçok kiÅŸi hesaba çekilmeden Cennet’e girer.” [7]
Kimin üzerinde her ne ÅŸekilde olursa olsun bir kul hakkı var ise, muhakkak o kardeÅŸinden helallik dilemesi lazımdır. Zira karşısındaki kiÅŸi hakkını helal etmeyecek olursa, Allah muhafaza büyük sıkıntılara düÅŸecektir. Bu hususta Âlemlerin Efendisi:
“Kim bir kul hakkı yemiÅŸse derhal o kardeÅŸi ile helalleÅŸsin Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da… Böyle olunca o (hak yiyen) kiÅŸinin sevapları alınır o adama yüklenir. EÄŸer sevapları yoksa o hakkını yediÄŸi adamın günahları buna yüklenir.” [8]
"Ey insanlar! Kimin üzerine geçmiÅŸ bir hak varsa onu hemen ödesin, dünyada rezil rüsva olurum diye düÅŸünmesin! Ä°yi biliniz ki dünya rüsvâlığı ahirettekinin yanında pek hafiftir." buyurdu. [9]
Birde insanlara zulmederek haklarını gasp etmekten özellikle sakınılmalıdır. Zira böyle bir tavır kul hakkına girmekle beraber Allah’ın gazabına sebep olmaktadır ki atalarımız, “Alma mazlumun ahını, gökten indirir ÅŸahını…” demiÅŸlerdir.
Vaktiyle bir derviÅŸ, nefisle mücadele makamının sonuna gelir. MeÅŸrebinin usulünce bundan sonra her türlü süsten, gösteriÅŸten arınacak, varlıktan vazgeçecektir. Fakat iÅŸ yamalı bir hırka giymekten ibaret deÄŸildir. Her türlü görünür süslerden arınması gereklidir… Saç, sakal, bıyık, kaÅŸ, ne varsa hepsinden. DerviÅŸ, usule uygun hareket eder, soluÄŸu berberde alır, “Vur usturayı berber efendi”, der. Berber derviÅŸin saçlarını kazımaya baslar. DerviÅŸ aynada kendini takip etmektedir. Başının saÄŸ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diÄŸer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri. DoÄŸruca derviÅŸin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak; “Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım”, diye kükrer. DerviÅŸlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek... Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden. Berber ses çıkaramaz. Kabadayı koltuÄŸa oturur, berber tıraÅŸa baÅŸlar. Fakat küstah kabadayı tıraÅŸ esnasında da sürekli aÅŸağılar derviÅŸi, alay eder:
'Kabak aşağı, kabak yukarı...'
Nihayet tıraÅŸ biter, kabadayı dükkândan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiÅŸtir ki gemden boÅŸanmış bir at arabası yokuÅŸtan aÅŸağı hızla üzerine gelir. Kabadayı ÅŸaÅŸkınlıkla yol ortasında kalakalır. Derken, iki atın ortasına denge için yerleÅŸtirilmiÅŸ uzun sivri demir karnına dalıverir. Kabadayı oracığa yığılır, kalır. ÖlmüÅŸtür. Görenler çığlığı basar.
Berber ise ÅŸaÅŸkın, bir manzaraya, bir derviÅŸe bakar, gayri ihtiyarî sorar:
- Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?
DerviÅŸ mahzun, düÅŸünceli cevap verir:
- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiÅŸtim. Gel gör ki kabağın bir sahibi var.
O gücenmiÅŸ olmalı!
Peki, bilinen ve bilinmeyen kul haklarını ödemek için, ne yapmak gerekir?
Åžayet hak sahipleri biliniyorsa, kul haklarını ödemek gerekir. Yahut helâlleÅŸmeli, ona iyilik ve dua edilmelidir. Hak sahibi, ölmüÅŸ ise ona dua ve istiÄŸfar edip, çocuklarına vârislerine verip ödemeli, bunlara iyilik yapmalıdır. Çocukları ve vârisleri bilinmiyorsa borç miktarı parayı veya malı, fakirlere sadaka olarak verip sevabını hak sahibine niyet etmelidir
Belli bir kiÅŸiye verilen zararlar yanında toplumu ilgilendiren zimmet, irtikâp, karaborsacılık, fitne, idarî baskı ve zulüm gibi ammenin maddî ve mânevî haklarına ve menfaatlerine, huzur, güvenlik ve refahına zarar verme sonucunu doÄŸuran her türlü faaliyet de çeÅŸitli âyet ve hadislerle diÄŸer Ä°slâmî kaynaklarda kul hakkına tecavüz sayılıp yasaklanmıştır.
Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri topluma karşı iÅŸlenen kul hakkının ferde iÅŸlenen kul hakkından çok daha dikkat edilmesi gereken bir konu olduÄŸunu sohbetlerinde dile getirirdi.
Bir gün Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri üniversiteden mezun olan bir öÄŸrenci kardeÅŸimize;
“Evladım! Üniversiteyi bitirdin. Belediye sana öÄŸrenci olduÄŸundan dolayı indirimli binmen için bir kart verdi. Bu kart bir yıl boyunca geçerli olsa dahi mezun olduÄŸun gün bu kartın hükmü ortadan kalkmıştır. EÄŸer sen mezun olduktan sonra hala kartın süresi dolmadı diye yılsonuna kadar kullanıp öÄŸrenci bileti atmaya kalkarsan bütün ÅŸehirle helalleÅŸmen lazımdır ki bu da imkânsız bir ÅŸeydir. Kul hakkından kaçın evladım. Allah’a Teâlâ tövbe ettiÄŸiniz takdirde her türlü günahınızı affetmeyi vaat ederken kul hakkına gelince bir birinizle helalleÅŸmeden affetmem diyor.
Aynı ÅŸekilde kaçak elektrik kullanan kiÅŸiler, kamu hakkı yendiÄŸi zaman bütün kamuyla helalleÅŸmek lazımdır ki kamuda tüm ülkemizdir.” BuyurmuÅŸlardır.
Åžeyhul Ekber Muhiddin Arabi Hz.leri;
Kul haklarına dair hükümler aynı zamanda Allah’ın koyduÄŸu hükümler olduÄŸundan bunlar da geniÅŸ anlamda hukūkullah içinde görülmüÅŸ ve bu hakların gözetilmesi Allah’ın emrine saygı olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir.[10]
Herkesin hak ve hukukuna saygılı olalım. Kul hakkıyla Allah’ın huzuruna çıkmaktan sakınalım. Kul hakkını, hak sahibi bağışlamadıkça Allah’ın bağışlamayacağını bilelim. Dünyadaki birçok kötülük, kavga ve cinayetlerin, insanlar arasındaki huzursuzlukların kul haklarına saygı göstermemekten meydana geldiÄŸini unutmayalım.
Allah bizleri kul hakkıyla huzuruna çıkarmaktan korusun. EÄŸer bilerek veya bilmeyerek kul hakkına girecek bir günahımız olduysa da, o kullarıyla helalleÅŸmeyi nasip etsin.
[1] Zümer Suresi; 31
[2] Bakara Suresi 188
[3] Buhari, Mezalim, 10
[4] Müslim, Birr, 15)
[5] Müsim
[6] Hucurat Suresi 12
[7] Ä°. Ebi Dünya
[8] Buhari Rikak 48
[9] Ä°bn-i Esîr, el-Kâmil, II, 319
[10] Ä°bnü’l-Arabî, I, 148; Åžâtıbî, II, 315 vd.).
Okunma Sayýsý : 8680 Soru Tarihi: 5/28/2017