SORU ARA
RASTGELE SORU ÝNCELE
SON SORULAN SORULAR
SORULAN SORU
Günümüzde görüyoruz ki bazı insanlar ders alırken sadece bir cemaate baÄŸlı olmak için ders alıyorlar ders almaktaki amaç ne olmalıdır? Ders alan kiÅŸiler nasıl bir yol izlemelidir?
CEVAP
Bir kiÅŸi neden tasavvuf yoluna girer sorusuna cevap olarak,
Allah’a vuslat olabilmek, Peygamber Efendimiz (sav) Hz.lerinin sünneti seniyelerini ihya edebilmek, Ä°slam’ı en güzel biçimde yaÅŸamak, nefsini terbiye edebilmek için tasavvuf yoluna girerek ders alır.
Bu amaçlar doÄŸrultusunda bir insan tasavvuf yoluna girmek için bir mürÅŸidi kâmile müntesip olurken, Allah’ın (cc) ve Resulünün yolunda uzanmış bir ipe sımsıkı baÄŸlanacağının ÅŸuur ve bilincinde olmalı, bu yönde hareket etmelidir. Zira Cenab-ı Rahman olan Allahu Teâlâ Ali Ä°mran suresi 103. Ayeti kerimesinde;
“Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın.” [1] Buyurmaktadır.
KiÅŸi Allah’a vuslat bulduracak bir dost kapısına müntesip olduÄŸu zaman Allah’ın ipine yapışmış demektir. O Allah’ın ipi ki Hazreti Muhammed (sav) ve onun varisleri ve günümüze kadar gelen silsileyi Åžerifedir. O Allah’ın ipi ki Allah’tan uzanan bir yoldur. KiÅŸi bunun ÅŸuuruyla hareket etmelidir.
KiÅŸi bu ÅŸuurda olup istikamet üzere yolunda ilerlemeye baÅŸlarsa Allah'ın sıfatlarında fani olup, Efendimiz (sav) tarafından yetki verilip MürÅŸidi Kamil olan ÅŸeyhi de Allah'ın verdiÄŸi yetki dairesinde himmet ve feyziyle kiÅŸiyi yetiÅŸtirir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahu Teâlâ’ya kavuÅŸturan yolu bulmak çok lüzumludur. Ä°nsan, her bakımdan çok aÅŸağıdır. Allahu Teâlâ ise, her bakımdan yüksek ve kusursuzdur. Ondan gelen feyzlerin alınması için vericiyle alıcı arasında bir baÄŸlantı, bir yakınlık olması gerekir. Ä°nsanlarda bu yakınlık yoktur. Bunun için, bu yolu bilen bir kılavuza ihtiyaç ÅŸarttır.[2]
Talip, ÅŸeyhinin bir rehber olduÄŸunun bilincinde hareket etmelidir. Tasavvuf yolu bir deÄŸiÅŸim yoludur. Cevheri mücevher yapma yoludur. Bu da Allah’ın emir ve yasaklarına uydukça, Rasulullah (sav) Hz.lerinin sünneti seniyesini ihya ettikçe, üstadına tabi oldukça, yolun edep ve adaplarına riayet ettikçe, aÅŸk ile hareket etmekle olur.
KiÅŸi ders aldıktan sonra Üstadına tabi olarak geçmiÅŸ hayatına bir sünger çekmelidir. Üstadının elinde tabiri caizse “gassalın elindeki meyyit gibi olması” gerekir. BenliÄŸini kenara bırakıp, varlığa doÄŸru yol almalıdır. GeçmiÅŸ yaÅŸamından gelen kötü hal ve hareketleri terk etmeli, bunların yerini güzellikler almalıdır. GeldiÄŸi gibi kalmamalıdır. Her zaman daha iyisi yapmak için çaba harcamalıdır. DerviÅŸin, talibin bir önceki durumuyla bugünkü durumu arasında bir fark yoksa yarın üstüne bir ÅŸeyler koyamıyorsa, katamıyorsa bu insan ziyandadır.
Bizler Efendi Hz.lerine tabi olmadan önceki yaÅŸantımıza aynen devam ediyorsak, yıllar geçmesine raÄŸmen geldiÄŸimiz günkü gibi duruyor ve bundan dolayı hiçbir rahatsızlık duymuyorsak tek artımız günlük virdimiz ve haftada bir zikrullahımız ise ahlakımızda, hal ve tutumlarımızda, yaÅŸantımızda pozitif yönlü bir geliÅŸme gösterememiÅŸsek, insanlar baktığında “ee ne oldu ÅŸimdi hala aynı adam ya da hala aynı kadın ne deÄŸiÅŸti ki” diyorsa hatta biz kendimiz dahi “Ben buyum kardeÅŸim deÄŸiÅŸemem “Adım Hıdır elimden gelen budur” diyorsak bu bizim hiç tekâmül göstermediÄŸimizin göstergesidir ki iÅŸte bu durumda kendimizi zararda görmemiz gerekir.
Bu dünya ahiret hayatımızın bir tarlasıdır, dünyada ne ekersek ahirette onu biçeceÄŸiz. Bu dergâh ezberlerin unutulduÄŸu bir dergâhtır.
Bu yol sevgi yoludur, aÅŸk yoludur. KiÅŸi bir yola intisap olduÄŸunda sevdiÄŸi her ÅŸeyi yoluna göre sevmesi gerekir. Sahabeyi kiram Hz.leri Allah Resulü neyi seviyorsa onu severdi, neyi sevmiyorsa onu sevmezdi. Hz. Peygamber’in (sav) hayat tarzına harfi harfine uyma ve onun emir ve tavsiyelerini aynen yerine getirme hususunda bir birleriyle yarışırlardı.
Ä°bn Ömer’in (ra) Hz. Peygamber’in (sav) yolculuk esnasında dinlendiÄŸi, istirahat ettiÄŸi yerlerde aynı ÅŸekilde hareket ettiÄŸi rivayet edilir. [3]
Seleme Bin Ekva (ra), Rasulullah’ın vefatından sonra, Mescidi Nebevi ’de sürekli bir direÄŸin yanında namaz kılarmış. Niçin baÅŸka yerde namaz kılmadığını soranlara, ben Rasulullah’ın bu direÄŸin yanında namaz kılmayı tercih ettiÄŸini gördüm, diye cevap vermiÅŸtir. [4]
Sarığını iki omzunun arasına kadar uzattığını gören Ä°bn Ömer’in (ra) aynı ÅŸekilde yapması [5] kabağı sevmeyen Enes Bin Malik’in (ra), Hz. Peygamber’in (sav) iÅŸtahla yediÄŸini gördükten sonra, sevmeye baÅŸlaması, [6] Keler etinin yenebileceÄŸini iznine raÄŸmen, Rasulullah (sav) yemediÄŸi için Meymune’nin (ra) yememesi, [7] Sarımsaklı yemeÄŸi yemediÄŸi için Peygamberimiz baÅŸkalarına müsaade ettiÄŸi halde, Ebu Eyyüb’un (ra), senin hoÅŸlanmadığın ÅŸeyden ben de hoÅŸlanmıyorum, diyerek terk etmesi, [8] Hz. Peygamber’in uyuma tarzını örnek almaları, [9] gibi rivayetleri, Asbah-ı Kiram’ın (ra) Hz. Peygamber’in (sav) her hal ve tavrına benzemek, onun gibi yaÅŸamak arzusunun neticesidir.
Hz. Abdullah Bin Ömer (ra) ÅŸöyle buyurmuÅŸtur:
Abdullah Bin Ömer (ra) devesiyle giderken devesini yoldan çıkarıp bir yerin etrafını dolaÅŸtırdıktan sonra tekrar yola soktu. Yanındakiler bunun sebebini sorunca ÅŸu cevabı verdi:
“Neden olduÄŸunu ben de bilmiyorum. Ancak Rasulullah’ın (sav) böyle yaptığını gördüm. Ben de öyle yaptım.” [10]
Sevginin ölçüsü budur. Aşık’ın genel karakteri böyledir.
Aynı ÅŸekilde bu yola müntesip olan insanlarda Üstadı neyi seviyorsa onu sever, neyi sevmiyorsa onu sevmez. KiÅŸi futbola merak salıyor. Üstadım futbol gibi malayani olan iÅŸleri tasvip etmezdi, benim Üstadımın böyle ÅŸeylerle iÅŸi yok benim de yok diyebilmelidir.
Sen üstadınla zahiren aynı safta bulunmazsan nasıl manen aynı safta bulunacaksın…
KiÅŸinin ders aldıktan üstadına ve onun yolunda giden zakirlerine tabi olması gerekir. BulunduÄŸu yerdeki zakirine bir abi gibi bir büyük olarak tabi olur. EÄŸer zakirinin sözü üstadının sözünün hilafındaysa zakir babası bile olsa tanınmaz. Asıl olan MürÅŸidi Kamil olan zattır. Üstadımız Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin öÄŸretileridir, sözleridir. Zakirler nakıs, noksan olabilir. Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerini anma vuslat programlarına bir yerin zakiri ben gidemeyeceÄŸim ya da gitmeyeceÄŸim dese derviÅŸ ne yapması gerekir? Üstadının sözü zakirin sözünden önce geleceÄŸi için üstada uyulur. Üstadımız bir anma programı tertip edin, bütün evlatlarım bir araya gelsin, kaynaÅŸsınlar, birleÅŸsinler derken birilerinin ben gelmeyeceÄŸim demesi abesle iÅŸtigaldir. Ä°ÅŸte kiÅŸide bilinç ve ÅŸuur olmadıktan sonra kiÅŸinin maneviyatta ilerlemesi, yol alması mümkün deÄŸildir.
Rabbim bizleri Ä°slamdan, üstadımızın yolundan ayırmasın inÅŸallah...
[1] Ali Ä°mran Suresi 103.
[2] 1/169
[3] Müsned
[4] Buhari, Ä°bn Sa’d
[5] Tirmizi, Libas,
[6] Buhari
[7] Müslim, Müsned
[8] Müslim, Buhari
[9] Ebu Davud
[10] Ä°mam Ahmed
Okunma Sayýsý : 6945 Soru Tarihi: 7/5/2017