SORULAN SORU

Ramazan ayında müslüman nasıl hareket etmelidir?

CEVAP

Ramazan ayının gelmesinin sevincini mutluluÄŸunu tüm islam alemi olarak yaÅŸamaktayız. ilk günlerini büyük bir sevinçle baÅŸladığımız Ramazan ayı günler ilerledikçe yerini rehavete bıraktığını üzüntüyle müÅŸahede etmekteyiz. Ä°lk rehavet teravih namazıyla baÅŸlıyor. Daha sonra orucu terk edene kadar bu süreç devam ediyor.

Günümüz Müslümanının en büyük sıkıntılarından bir tanesi istikrarlı olamayışı, bir iskamet üzere olmayışıdır.

Ä°stikamet Kuran ve sünnettir.

Ä°stikamet Allah’ın ipine sımsıkı yapışmaktır.

Ä°stikamet Allah dostları ve Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin yoluna sadık olmaktır.

İstikamet Allah yolunda başladığı işi yarım bırakmadan engellere, bahanelere sığınmadan devam etmekdir.

Unutma ki! “Taşı delen suyun gücü deÄŸil damlaların sürekliliÄŸidir…”buyurmuÅŸtur Pirimiz Mevlana.

Ramazan ayı rahmet ayıdır. Bir fırsat ayıdır. Bir hasat zamanıdır. Gündüzünü oruçla, gecelerini de teravih namazı ardından zikirle geçireceÄŸin manevi bir iklimdir.

Ne acıdır ki gündüz oruç tutan Müslüman iftarı açtıktan sonra gecesini tv karşısında miskin bir ÅŸekilde geciriyor yada soluÄŸu kahvede alıp, nargilesiyle birlikte oyun oynamak için büyük çaba harcıyor.

Rabbim bu tür davranış içinde olanlara hidayet etsin. Kimsenin kimseye fayda edemediÄŸi o kabre vardığımızda iÅŸte bu tuttuÄŸumuz oruçlar, kıldığımız Teravih namazları, yaptığımız zikrullahlar kabrimizde nur olacak inÅŸallah.

Peygamber Efendimiz (sav) buyurmuÅŸtur ki;

-Ey insanlar! Çok büyük ve mukaddes bir ayın gölgesi üzerinize düÅŸtü. Onda bir gece vardır ki bin aydan hayırlıdır. Allah, o ayın orucunu farz kıldı. Gece kalkıp namaz kılmayı da size nafile bir ibadet kıldı. Bir kimse Ramazan ayında nafile ibadet yaparsa diÄŸer aylarda farz ibadet yapmış gibi sevap alır.

Ve o ayda bir farz eda eden, diğer aylarda yetmiş farz eda etmiş gibi sevap alır.

Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın mükâfatı ise cennettir. Bu ay geniÅŸlik ayıdır. O, öyle bir aydır ki onda mümin kulun rızkı artar. Onda bir oruçluya iftar yemeÄŸi veren, bir köle azat etmiÅŸ gibi sevap alır. Günahları bağışlanır.

Ashap dedi ki:

-Ya Rasulullah! Evlerimizde oruçlu bir kardeÅŸimize iftar ettirmek hepimizin kudreti dahilinde deÄŸildir

Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz ÅŸöyle buyurdu:

- Oruçluya iftarını açması için bir yudum süt, bir hurma, bir içimlik su veren sevabını alır. Ama oruçluyu doyuranın bu güzel davranışı günahına kefaret olur. Rabbi ona havzından içirir. O, ondan sonra bir daha susamaz ta ki cennete girinceye kadar. Ayrıca oruçlunun ecri kadar ecir alır, onun ecrinden de bir ÅŸey eksilmez.

O öyle bir aydır ki evveli rahmet, ortası maÄŸfiret, sonu cehennemden kurtuluÅŸtur. Kölesinin yükünü alanı dahi Allah cehennemden kurtarır.”[1]

Hadisi ÅŸeriften de anlaşılacağı üzere bu ayda yapılan ibadetlere kat kat sevap fazlasıyla Yüce Allah tarafından kullarına verilmekte. Ama bizler bu nimeti elimizle iterek dünyevi heveslerimizin peÅŸinden koÅŸmaktayız.

Zaman su gibi akıp geçmekte, bakın bu günde geçti. Teravih Namazını ve diÄŸer ibadetlerini yapan içinde geçti, yapmayan içinde geçti.

Dem bu dem saat bu saat. Dün geçti, yarın gelir mi gelmez mi belli deÄŸil; saat bu saattir, an bu an.

Muhabbetinizi baÅŸka zaman yaparsınız. Bu zaman dilimi baÅŸka zaman ya gelir ya gelmez. Ramazan-ı Åžerif geldiÄŸi zaman tamamen Alem-i Enfüsünüze yani iç aleminize dönüp, hesaplaÅŸmaya baÅŸlamalıyız.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;

“Bu ayın başı rahmet, ortası maÄŸfiret, sonu da cehennemden kurtuluÅŸtur.” [2] Buyurmaktadır.

Hadisi ÅŸerh edersek; Ä°lk on gün rahmetin saÄŸanak saÄŸanak yağıp yeryüzüne indiÄŸi, tabiri caizse rahmetine gark olduÄŸu dönem. Ä°kinci on gün ise maÄŸfiret olunan dönem. Allah-u Teala Zül Celâl Hazretleri sizi affının içine alır ki, maÄŸfiret eder. Son on güne geldiÄŸimizde ise azat olurunuz. Nefsimize ait ne kadar  hususiyet varsa bu zaman diliminde Allaha arz edin. “ Ya Rabbi ÅŸöyle ÅŸöyle kötü hasletlerim var, bu halimi üzerimden alıver.” Diyerek durumunuzu arz edin. Rızık darlığınınız mı var? Arz edin. Ä°ÅŸiniz, eÅŸiniz olsun  ne kadar sıkıntınız varsa Allahü Teâlâya arz edin. Her türlü sıkıntıdan azat olunan bu son on gündür. Son on günü deÄŸerlendirebilmek için bu günleri deÄŸerlendirmemiz lazım.

Onun için daim zikir halinde olup aÅŸk ve muhabbetle orucumuzu, namazımızı, zikirlerimizi terk etmeden devam etmemiz gerekir.

Sahura muhakkak kalkmamız gerekir. Peygamber Efendimiz (sav);

“Sahura kalkın, zira sahurda bereket vardır” [3]

“Dört ÅŸey yapan kiÅŸi orucu gayet rahat tutar: Ä°ftarı su ile açması, sahuru terk etmemesi, öÄŸle istirahatını terk etmemesi, güzel koku kullanması.” [4] buyurmuÅŸlardır.

Bir baÅŸka önemli konu kalktığınız zaman güzelce bir abdest alıp iki rekat ,iki rekat toplamda altı rekat namaz kılmamız güzel olur. Sahura kalkmanın sevabının yanına bir de teheccüd namazı sevabını ekleriz ki nur alal nur olur. Hem sevabımızı katlarız hem teheccud namazı kılmaya alışırız. Altı rekat kılamıyorsak hiç olmazsa iki rekat kılalım. Gece namazına kendimizi alıştıralım. Bu amellerle meÅŸÄŸul olursak nurani bir ÅŸahıs olursunuz. Yüzünüze nur doÄŸar. Yarın mahÅŸer günü insanın önüne bu nurumuz düÅŸecek. MahÅŸer yerindeki bu nuru burada bu dünyada kazanacagız.

Gaflet deryasına dalmadan, eyvah demeden Allah diyelim.

 


[1] et-Tergîb, II, 94-95

[2] Ä°bn-i Huzeyme, Sahih; Beyhaki, Åžuabu’l-Ä°man, 5/223; es-Saati, el-Fethu'r-Rabbânî, 9/233; el-Hindi, Kenzu'l-Ummal, 8/477

[3] Buhârî, “Savm”, 20; Nesâî, “Sıyâm”, 18-19, 24; Tirmizî, “Savm”, 17

[4] (Râmûzu’l-Ehâdîs, Hadis no: 957)




Okunma Sayýsý : 5635

Soru Tarihi: 6/2/2017

Yorumlar
Elif büyüktaşkapu

Allah ebeden razı olsun

Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *