SORU ARA

SORULAN SORU

Ehl-i beyt sevgisi Ä°slam’da ki yeri ve önemi nedir? Resûlullah (sav) Efendimizin hem vefat etmiÅŸ olan, hem de yaÅŸayan soyundan gelen ehli beytine görevlerimiz nelerdir?

CEVAP

Ehl-i Beyt bir evde yaÅŸayan aile fertleri, aile demektir. Ä°slami literatürde ise Hz. Peygamber’in (sav) aile fertleri için kullanılan bir tabirdir. Günümüzde ise Hz. Peygamber’in (sav) ailesi ve soyu manasına gelen bir terim olmuÅŸtur.

Kur’ân-ı Kerim’de Ahzâb Suresi’nin 33. ayetinde Rasûl-i Ekrem’in (sav) ev halkına hitaben “Ehl-i Beyt” ifadesi yer alır.

"Ey Peygamber hanımları, evlerinizde oturun; eski cahiliyedeki gibi açılıp saçılmayın; namazı kılın, zekâtı verin; Allah'a ve Peygamber'e itaat edin. Ey Peygamber'in ev halkı, Allah sizden kusuru giderip sizi tertemiz yapmak ister" [1]

Bazı hadislerde Peygamber (sav) Efendimizin önemli bir emanet olarak ümmetine bıraktığı deÄŸerli bir kaynak olarak Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet sıralandığı gibi “Sekaleyn” unvanıyla bilinen hadiste de söz konusu iki deÄŸerli kaynaktan birinin “Kur’ân-ı Kerim”, diÄŸerinin “Ehl-i Beyt” olduÄŸu belirtilir. Ehl-i Beyt yaÅŸayan Kur’an olan Peygamber Efendimizden bizzat Ä°slam’ı görerek öÄŸrendikleri için Ä°slam’ı yaÅŸantıyı en doÄŸru biçimde nesilden nesile aktarmışlardır.

“Ey insanlar! Aranızda öyle bir ÅŸey bırakıyorum ki, ona sarıldığınız takdirde sapmazsınız; o, Allah’ın kitabı ve soyum olan Ehl-i Beyt’imdir.” [2]

Asr-ı Saadet’te Müslümanlar Peygamber Efendimizi sevdikleri gibi onun Ehl-i Beyt’ini de severlerdi, ona besledikleri samimi muhabbetin benzerini Ehl-i Beyt’e de gösterirlerdi.

Hz. Hüseyin’le aÄŸabeyi Hz. Hasan, babası Hz. Ali ve annesi Hz. Fâtıma, hiç kuÅŸkusuz Ehl-i Beyt’in seçkinleri arasındadır. Bu baÄŸlamda Ä°slâm tarihinde Hz. Hasan soyundan gelenlere “Åžerîf”, Hz. Hüseyin soyundan gelenlere ise “Seyyid” unvanı verilmiÅŸtir. Tarih boyunca bu mümtaz ÅŸahsiyetlere muhabbet, Rasûl-i Ekrem Efendimize beslenen sevgi ve saygının bir yansıması gibi algılanmış, soylarının karışmasını önlemek için ÅŸecereleri/soy kütükleri kayıt altına alınmış, sadaka almaları caiz olmadığından maddî ihtiyaçlarının temini gayesiyle hazineden tahsisat baÄŸlanmıştır. Osmanlılar zamanında da bu hususa ehemmiyet verilmiÅŸ ve Nakîbü’l-EÅŸraflık [3] teÅŸkilâtı seyyidlerle ilgili faaliyetleri yürütmüÅŸtür.

Osmanlı Devleti'nin kuruluÅŸundan itibaren Hz. Peygamber'in soyuna ayrı bir saygı ve ilgi gösterilmiÅŸ, her türlü resim ile vergiden muaf tutularak halkın seçkin bir topluluÄŸu kabul edilmiÅŸlerdir.

Nakibü'l-eÅŸraflık, görevinin verdiÄŸi ÅŸeref sebebiyle en önemli mevkilerden baÅŸta olanı sayılır; halifeden sonra gelirdi. Merasimlerde devlet ileri gelenlerinden kabul edilir, bu göreve kendi aralarından en seçkin ve belirli kimseler getirilirdi. Yeni Nakibü'l-eÅŸraf, PaÅŸa Kapısı'na davet olunur. TeÅŸrifatçı Efendi aracılığı ile sadrazamın huzuruna girerek onun eteÄŸini öper ve samur kürk giydirilmek suretiyle Nakibü'l-eÅŸraf ilan olunur, eline de memuriyet beratı verilirdi.

Bizler Resûlullah (sav) Efendimizin soyundan gelen o yolda yürüyen herkesi sever saygı ve hürmet gösteririz. Üstadımızda bunun ölçüsünü bizlere çizmiÅŸtir.

Bir gün Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerine “Falan yerde biri var, kendine seyyid diyor amma adamın seyyidlikle alakası yok efendim” diyen bir abimize Efendi Hz.leri;

“Evladım hemen ziyarete gidelim, Allah Resulünün evladıyım diyor, öyle olmasa da bizde öyle olmadığını bilsek dahi Allah Resulüne hürmeten gideriz.” Diye cevap vermiÅŸlerdir.



[1] el-Ahzâb, 33/33

[2] Sahih-i Tirmizi c.5 s. 328, hadis no: 2718, Yenabi-ül Meveddet s. 30, 41, 370Tefsir-i Ä°bn-i Kesir c. 4 s. 113

[3] Osmanlı Devlet teÅŸkilatında Hz. Peygamber'in soyundan olanların devletçe yapılan ödemeleri, doÄŸum, ölüm gibi kayıtları ve saÄŸlanan sosyal hakları dağıtan görevli için kullanılan bir deyimdir.




Okunma Sayýsý : 3949

Soru Tarihi: 10/31/2017

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *