Ä°nsanoÄŸlunun bazı fıtri özelikleri doÄŸuÅŸtan gelerek genler ile nesilden nesile aktarılmaktadır. Genlerin milyonlarca bilgiyi içinde barındırdığını düÅŸünürsek insanın hiç tanımadığı dedelerinin huyundan nasiplenmemesi düÅŸünülemez. Ä°ÅŸte bu sebepten bazı insanlar çok cesur olurken, bazı insanlar çekingen olabilmekte. Günümüzde bilim adamlar bu karakteristik özelliklerimizin genler ile aktarıldıklarını ispatlamışlar, bir birini hiç tanımayan aile fertlerinin kaç kuÅŸak önce dedelerinin yaptığı hareketleri yaptıkları gözlemlemiÅŸlerdir.

Ne güzel demiÅŸ atalarımız: “Dede koruk yer, torunun diÅŸi kamaşır.”

Genlerle gelen fıtri özelliklerimizin yanında yaÅŸamımız içinde edindiÄŸimiz huylarımız, oluÅŸan bir karakterimiz vardır. Ä°nsanoÄŸlunun huy ve karakter oluÅŸumu daha tohum atımından baÅŸlayıp, akıl baliÄŸ olduÄŸu andan itibaren ÅŸekillenmeye baÅŸlar. Akil baliÄŸ olduktan sonra kiÅŸinin yedikleri, içtikleri, söyledikleri, yaptıkları huy ve karakter olur. Kaderi de ÅŸekillenmeye baÅŸlayıp ortaya çıkar. Çocuklardaki olumsuzlukların sebebi de bu zaman diliminde yaÅŸananlardır. Bu yüzden tohum atımından baÅŸlayıp ergenlik dönemine kadar gecen süre içerisinde Ä°slam’ı hal ve hareketlerden, Muhammedî ahlaktan uzaklaÅŸmamak gerekir.

Ä°kinci bir husus kadınların mahremiyetlerine dikkat etmemeleridir. Hamilelik esnasında olumsuzluklara maruz kalması, ahlaksız bazı olaylara ÅŸahit olması ya da bakması doÄŸacak çocuk üzerinden büyük etkileri vardır. Eskiden insanlarda bir edep bir ahlak bir naiflik bir ince duruÅŸ vardı. Bir bayanın hamile olduÄŸu herkesten gizlenirdi. Yakınları bile bayanın hamile olduÄŸunu bilmezdi. Böyle yapınca ne olurdu? DoÄŸacak çocuk her türlü olumsuzluktan uzak olup nazar deÄŸmesi yaÅŸamazlardı. Åžimdi her ÅŸey bir birbirine karışmış durumda. Bayan hamile kalıyor da bunu paylaÅŸmadığı ortam kalmıyor. Edep Ya HU.

Eskiden annelerimiz sokakta bir erkek görse hemen yüzlerini duvara dönüp yabancı erkeÄŸin geçmesini beklerlerdi. Bu yeni ergenliÄŸe eriÅŸmiÅŸ erkek çocuÄŸu bile olsa böyle yaparlardı. Biz böyle bir haldeyken bu hallere geldik. Bir bayan sokakta yemek yemezdi. Maalesef Ä°ffet ve hayasızlıklar çocuklarımızı etkilemekte.

Ä°ÅŸte yediÄŸimiz, içtiÄŸimiz yaptığımız, davranışlar, koyduÄŸumuz isimler dahi çocuÄŸumuzun kaderi oluyor, huyu karakteri oluyor.

Hz. Peygamber (sav), bir adamın isminin Muttaci olduÄŸunu öÄŸrendiÄŸinde, onu derhal Munbais olarak deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir. [1] Bunun sebebi olarak: "Yanı üzerinde yatan kimse" anlamına gelen Muttaci kelimesi, yan yatmayı, tembelliÄŸi çaÄŸrıştırmaktadır. Bir iÅŸe gönderilmiÅŸ kimse anlamına gelen Munbais kelimesi ise, "iÅŸe koyulmayı, dimdik ayakta durmayı gerektiren bir iÅŸle görevli olmayı ve de çalışkanlığı" çaÄŸrıştırmaktadır. Bu ismin kiÅŸiyi tembelliÄŸe sevk etmemesi, etkilememesi adına Peygamber Efendimiz bu sahabe efendimizin ismini deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir.

DoÄŸuÅŸtan ve sonradan kazanılan kötü, olumsuz huylarımızın deÄŸiÅŸebilmesi, bu huyların olumlu davranışlara dönüÅŸebilmesi için iyi bir aşıya ihtiyaç vardır. Bu aşıyı yapacak olanda bir mürÅŸidi kâmildir. “Yoksa can çıkar huy çıkmaz” atasözü hayatımızın gerçeÄŸi olur. KiÅŸi bir mürÅŸidi kâmile evlat oldu mu, ne olur? Üzerinde bulunan her türlü olumsuzlukları her türlü kötü davranışları onun himmet feyziyle yener güzel ahlaklı bir insan olur. Bu yönde nefsini terbiye, tezkiye eder.

Çocuklarda bu olumsuzlukları telafi edebilmek için Allah’ı çok zikredildiÄŸi meclislere götürüp ona rol model olmak gerekir. Hazreti Peygamberi sevdirmek en önemli görevimiz olmalıdır.  AÅŸk Eri Mevlana Hz.leri;

“Hazreti Peygamberin ayağının altına başını koy ki Allah o başı sultanların tacı yapsın” buyurmaktadır.

Yani Peygamber Efendimize ne kadar bend olursan o kadar yükselirsin. ÇocuÄŸumuza ne kadar çok Peygamber Efendimizi sevdirirsek o kadar yükselir, o kadar maddi manevi güzelliklere ilhak olur.

Ona rol model olabilecek Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri gibi Allah dostlarının hayatlarından örnekler vererek sevgi muhabbet oluÅŸturmak gerekir. Bir mürÅŸidi kamilin adını bile anmak o meclise o haneye bereket olur, inham olur, ihsan olur. Ama bunları ne anlatabildik ne de insanlara duyurabildik. Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin dediÄŸi gibi:

“ Size bu anlattıklarımı daÄŸdaki aÄŸaca anlatsaydım ayaklanır yanımıza gelirdi. Ama sizler anlamadınız. DeÄŸerinizi bilemediniz” BuyurmuÅŸlardır

Hz. Mevlana ışık tutan sözleriyle sorumuzu sonlandırıyoruz;

“Ä°nsanın gerçek deÄŸerini söylesem, ben de yanarım dünya da! Fakat ne yazık ki insan deÄŸerini bilemedi, kendini ucuza sattı. Ä°nsan aslında çok deÄŸerli bir atlas kumaÅŸ iken kendini hırkaya yama yaptı.” [2]

Konuyla Ä°lgili Benzer Sorular

Çocuklarımızı islami edep ve adapla yetiÅŸtirilmesi ve yolumuzun sevdirilmesi için neler yapabiliriz?

Ailesi küçükken dini yönden yetiÅŸtirmeye çalışan bazı çocuklar büyüdüklerinde ailem çok sıktı deyip tam tersi hâl alabiliyor. Ya da tam tersi ailesi hiç uyarmayan çocuklar büyüdüklerinde dini hassasiyetleri olunca aile ortamında baskı görmeye baÅŸlıyor. Bunun ortası nasıl olmalıdır? Kız çocukları için küçükken istediÄŸini giysin hevesini alsın mantığı doÄŸru mudur?

Günümüzde yaÅŸanan birçok sıkıntının içeresinde böyle bir soru elzem midir? Diyebilirsiniz ama günümüzde yaÅŸanan sıkıntıların temel sebeplerinden bir tanesi Ä°slami bir birlikteliÄŸin nasıl yapılacağı bilinmemesidir.

Ä°slam öÄŸretileri ve Rasulullah (sav) Hz.lerinin hadisleri doÄŸrultusunda kadın ve erkek nasıl bir araya gelmelidir.  Allah’ın emirleri ve hadisler ışığında insanların evlenme ve saÄŸlıklı nesiller dünyaya getirip yetiÅŸtirmeleri konusunda nelere dikkat etmeleri gerektiÄŸi ile ilgili bizleri bilgilendirebilir misiniz?