SORU ARA
RASTGELE SORU ÝNCELE
SON SORULAN SORULAR
SORULAN SORU
Vecd hâli nedir ve vecd hâli hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Tasavvuf yolu içinde birçok manevi hallerin barındırıldığı nurani, ÅŸirin, neÅŸeli, ruhani bir yoldur. Ä°ÅŸte bu manevî hallerden biri de vecd’dir.
Vecd, kelime anlamıyla “bulmak, var olma, hâsıl olma,” demektir. Ä°rade ile vecde gelmeye tevâcüd, iradesiz vecde gelmeye vecd, vecdin en mükemmel ÅŸekline de vucud adı verilir. Vecdin baÅŸlangıcı “tevâcüd” ortası “vecd” sonu ise “vucud ’tur”.
Tevâcüd; “Kalpte neÅŸenin oluÅŸması” demek olan vecdi bulmak için yapılan hareketlere tevâcüd ismi verilir. Vecd ’in ilk aÅŸamasıdır. KiÅŸinin kendini vecd suretinde göstermesi, Vecd ve muhabbette kemâle ermeyenin (olgunlaÅŸmayanın) isteÄŸiyle vecde kavuÅŸmaya talip olması, istemesidir. “aÄŸlayamıyorsanız aÄŸlamaya çalışın” kelamıyla iÅŸaret edilen, manevî haleti celp etmenin ilk basamağıdır.
Ä°mam KuÅŸeyri risalesinde;
Tevâcüd sıhhatinin dayanaklarından bir tanesi Rasulullah (sav) Efendimizin ÅŸu hadis ÅŸerifidir.
“ EÄŸer Allah için aÄŸlamanız gelirse aÄŸlayınız. EÄŸer aÄŸlamanız gelmezse, (sebeplerini düÅŸünmek suretiyle) aÄŸlamaya çalışınız.” hadisine dayanmaktadır. [1]
Bir baÅŸka hadisi ÅŸerifte;
“Azap gören; sıkıntı çeken kimselerin yanına girdiÄŸiniz zaman aÄŸlayın; eÄŸer aÄŸlamıyorsanız, bâri kendinizi zorlayarak aÄŸlıyor gibi yapın!” [2]
Tevâcüd, zorlama ve gayretle gerçekleÅŸir. Kulun çabasına baÄŸlıdır. Sıkıntılara sabrederek zamanla manevi coÅŸkunun meydana gelmesidir.
Burada dikkat edilmesi gereken konu tevâcüd ile riya bir birine karıştırmamalıdır. Olmamış bir hali kendi göstererek çevresindekilere bunu gösteremeye çalışanın bu yolda nasibi olmayacağı aÅŸikârdır. DerviÅŸin Riya ile tevâcüd karıştırabileceÄŸinden dolayı Ä°bnü’l-Arabî Hz.leri tevâcüd hâllerinin, ârifler indinde münâfıklık ve mürâîlik koktuÄŸu için hoÅŸ görülmez demiÅŸtir. [3]
Gazzâlî’ye göre riyakâr olanların tevâcüdü kınanmıştır, diÄŸerlerini tevâcüdü makbuldür. [4]
Kısaca tevâcüd vecde kalkışmaktır. KiÅŸinin zorlama, gayret ve çabaya bürünmesidir. Vecd ehline benzemeye çalışması, dinî his ve heyecanını artırmaya çabalamayarak kendi varlığını unutma çabasıdır.
Vecd hali; kasıt ve zorlama olmadan zikir ve ibadetler sonucunda Allah’ın bir ihsanı ÅŸeklinde salike gelen ve onu kendinden geçiren manevi çarpıntı” (müsâdefe) demektir. [5] Hakk’ın varlığını idrak eden ve kalbinde O’ndan baÅŸkasına yer vermeyen salik bu çarpıntı ile beÅŸerî sıfatlarından sıyrılır. [6] Kulun iradesi olmaksızın (vehbî) Allahu Teâlâ’dan gelen bir lütuftur. Vecd kesbî deÄŸil, Vehbi’dir. Bir anda ortaya çıkar. GeliÅŸi ile gidiÅŸi fark edilemez. Vecd hâlinde kiÅŸinin vücudunda ânî deÄŸiÅŸimler yaÅŸanır.
Ä°bnü’l Arabî' Hz.lerine göre vecd, kalpten perdenin kalkması, sonra Hakk'ın müÅŸahede edilmesi ve gaybın mülâhazasıdır. [7] Vahiy peygamberlere ansızın geldiÄŸi gibi vecd de kendisini mahlûkattan soyutlayan kimseye aniden tesadüf ve hücum eden bir haldir. [8]
Tasavvuf ehline göre, vecd hâlini ancak tadan ve yaÅŸayan bilir; o ilâhî bir sırdır. Ä°lk sûfîlerden Amr b. Osman el-Mekkî (ö. 291/903) bu durumu ÅŸöyle ifade eder:
“Vecdin keyfiyeti sözle anlatılamaz. Çünkü o, Allah’ın iman ve yakîn ehli katındaki sırrıdır.” [9]
Ä°mam KuÅŸeyri;
Vecd hâlleri, evradın, belli zamanlarda, belli sayıda yapılan ibadet ve zikirlerin meyveleridir. Bir kimse virdini ve vazifesini fazlalaÅŸtırdıkça, Allah onun hakkında lütfunu ziyadeleÅŸtirir. [10]
Birçok etken derviÅŸin vecd haline gelmesine etki edebilir. Mesela, bir kimse iÅŸittiÄŸi sesler münasebetiyle de vecde girebilir. En zahmetsiz ve en kolay vecde girme hâli budur. Mesela; AÅŸk eri Hz. Mevlana, Zerkûb Konevî'nin vurmuÅŸ olduÄŸu çekiç sesleri sebebiyle vecde girmiÅŸ, ,sema etmiÅŸtir.
Üçüncü aÅŸama ise vucuddur. Salikin tevhidin sırrına ermesidir. Kendi varlığını yok bilmesi, Hak’ta bâkî olmasıdır. Geçici zevklerden kurtulup, ebedî zevklere dalmasıdır. Tamamen Rabbine bent olmasıdır.
Vecd bir nevi erimek o hallerin kemâlini yaÅŸamaksa, Vucûd ise yok olmak anlamında, bu hallerin derûnunda meydana getirdiÄŸi hali kontrol altına almak, yani geldiÄŸini bile hissetmemektir.
Vucuda eren derviÅŸ Vuslat deryasına dalmış, senlik-benlik kaygısından kurtulmuÅŸ, ikilikten vazgeçmiÅŸ, kendini görmeyi aÅŸmış, hiçlik duygusuna bürünmüÅŸ, Rabb’ı ile hoÅŸnut olmuÅŸtur.
Vecd ile cezbe birbirine yakın anlamlıdır. Vecd de kulun gayretinin de payı vardır. Cezbe ise vecde göre daha güçlü ve tamamen Allah vergisidir. Vecd de yöneliÅŸ vardır, Cezbe ise anında yıldırım gibi bir anda ortaya çıkan manevi bir durumdur.
Bu haller gelip geçicidir, asıl olan istikamettir. Rabbim bizleri istikamet üzere eylesin inÅŸallah.
[1] KuÅŸeyri Risalesi sayfa 114
[2] Buhârî, Enbiya, 17; Müslim, Zühd, 39.
[3] Ä°bnü’l-Arabî, Fütuhât, c. II, s. 535; Kılıç, Varlık Ve Mertebeleri, ss.173-174.
[4] Ä°ḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn, II, 408
[5] KuÅŸeyri Risalesi sayfa 115
[6] Ä°slam Ansiklopedisi
[7] Tahanevî, KeÅŸÅŸafu Istılahati'l-Filnûn, II, 1454
[8] el-Fütûḥâtü’l-Mekkiyye, II, 535-536
[9] Serrâc, el-Luma’, s. 375
[10] KuÅŸeyrî, er-Risâle, s. 62.
Okunma Sayýsý : 4599 Soru Tarihi: 9/19/2018