SORULAN SORU

Abdullah Baba Hz.leri yaşadığımız bu günler için bizlere neleri tavsiye etmiştir?

CEVAP

          Cennet Mekân Üstadımız Abdullah Baba Hz.lerinin ahir zaman fitnelerin ayyuka çıktığı bugünler için tavsiyelerini toparlayarak, aktarmaya çalışalım inşallah…

         Çok büyük insan toplulukları göreceksiniz,  bu topluluktan sadece bir kişi müstesna diğerleri itibar edilmeyen kimseler olacak. Doğru insan o kadar azalacak ki topluluklar içinde mercekle zor seçilecek. İşte siz o dönem kefillik isteyene, maddi imkânınız varsa yardım edin. Eğer yoksa dostunuz olsa dahi hiç kimseye kefil olmayın. Dostunuzu ve paranızı kaybedersiniz. Devletle oyun oynanmaz. Verginizi, borcunuzu ve askerliğinizi hiç ihmal etmeyin. Sakın cezalık işiniz olmasın.

Derviş abdestsiz yere basmaz, her zaman abdest üzere olunuz. Evden çıkarken abdestimizi alıp, muhakkak yedi Ayet-el Kürsü okumalıyız.

Bir ayet-el kürsü okursunuz sağınıza, bir ayet-el kürsü okursunuz solunuza, bir ayet-el kürsü okursunuz önünüze, bir ayet-el kürsü okursunuz ardınıza, bir ayet-el kürsü okursunuz yukarınıza, bir ayet-el kürsü okursunuz aşağınıza, bir ayet-el kürsü okur içine çekerek “hıfzı huma ve hüvel aliyyül azim, beni hıfz eyle ya Rabbi” derseniz, Allah-ü Teâla Hazretleri Hafız ismi şerifi ile muhafaza eder. Bir de sonunda üç ihlas bir Fatiha Şerife’yi okuyup makamlara bağışlarsanız nur ala nur olur. Bağışlamanın sonuna sevdiklerinizi de ekleme yapabilirsiniz. Yaşanmış bir olayla örnekleyelim inşallah…

Bir gün derviş kardeşlerimizden biri otobüs yolculuğu yaparken kaza geçirir. Bu kardeşimiz harici tüm yolcular yaralanır. Derviş kardeşimiz olayı Efendi Babaya anlatınca Efendi Hz.leri;

“Oğlum üç ihlas bir Fatiha’yı okuduğun için seni muhafaza etmişler. Bağışlamanın sonuna otobüsteki insanların ruhaniyetlerine diye deseydin onlara da bir şey olmazdı.” Buyurmuştur.

 Dolayısıyla üç İhlas bir Fatiha’yı okuduğumuz zaman çocuklarımızın ruhaniyetine, sevdiklerimizin ruhaniyetlerine de bağışlarsak Allah’ın izniyle muhafaza olurlar.

Koruma duanızı yanınızdan ayırmayın. Ben koruma duası üzerimde olmadan sokağa adım atmam.

Önümüzdeki sıkıntılı günlerde sakalınızı uzun bırakmayın ancak sakallarınızı kazımayın da… Çünkü Rasulullah Efendimiz “Sakalınızı kazımayın haramdır. Bir tutamdan fazla da bırakmayınız, Yahudilere benzersiniz” Buyurmuştur. Sıfıra yakın, makinayla kısaltınız. Öyle bir zaman gelecek ki sakallı olanlar potansiyel suçlu, terörist muamelesi görecek buna dikkat edin. Nazargâhı ilahi kalptir. Allah (cc) kalbe nazar eder. Şekle, soya, saça, sakala, sarığa, cübbeye, bakmaz. Kimin kalbi güzel ise ona bakar. Hiç kimse cübbesiyle sarığıyla, sakalıyla cennete gitmez ancak güzel ahlak ile cennete gidilir. Fitne zamanında sıkıntıya düşmeyin evladım…

Bazıları anlamını, aslını, esasını bilmeden “Şeriat bu memleketten gitsin” diye ayaklanıyorlar. Sebepleri belli; sizin gibi inananları sokağa döküp, çayır gibi biçmek istiyorlar.

Onun için, sakın ha! Dinin sahibi Hazreti Allah’tır (cc). O dinini korumasını bilir, bizler aciziz. Ancak biz O’na karşı emrini yerine getirmekle mükellefiz. Bizim dinimizde ayaklanma yoktur, yakmak yoktur, yıkmak yoktur, onun bunun dükkânını, suçsuz insanın arabasını, yakmak yoktur, can yakma yoktur. Eğer bunları yapıyorsa, o dini bilmeyen insandır. Dinini bilen, Allah’tan korkan, mümkün değil böyle şeyler yapmaz. Kuran’ı Kerim’de ve Peygamber Efendimizin hiçbir hadis-i şeriflerinde ‘İncitin, yakın, yıkın, öldürün’ diye bir şey yoktur. 

Her zaman; ‘İyilik yapın, ihsanda bulunun, ahlak-ı hamide sahibi olun’ diye buyurulmuştur.

Ancak, Allah-ü Teala Hazretleri kötülük yapanlara ceza için ayet göndermiştir: “Kötülükleri önle ki, kötülüğü yapan insanlar, iyilik yapan insanlara zulüm etmesin” Elhamdülillah dinimiz Allah’ın (cc) lütfu ilahisidir. Ne kadar hamd etsek, ne kadar şükretsek, ne kadar zikretsek, ne kadar sevsek azdır.

Ahir zamanda yüksek binalar, büyük apartmanlar hatta gökdelenler yapılacaktır. Siz sakın böyle yüksek yerlerden ev almayın. Çünkü bu binaların hepsi karga yuvası olacak evladım! Elektrik, su, doğalgaz olmayacak, herkes perişan bir hale gelecek. Onun için sakın siz yüksek katlı binalardan yer almayın böyle binalarda oturmayın.

Televizyonu açıyoruz, dinimizi, ahlakımızı bozan bütün cinsi münasebetleri gösterip, çocuklarımızın iffetini, namusunu, hayâsını berhava ediyorlar da hiç kimse bir söz dahi söylemiyor. Bir şikâyet mektubu dahi yazma cesaretini gösteremiyoruz.  Yirmi dört saat, dinimize, imanımıza, ahlakımıza, örf adetlerimize hakaret ediyorlar. Böyle olduğu müddetçe, başta gelen gazeteler televizyon kanalları müstehcen yayınlar yaptığı müddetçe, dinimize hakaret olduğu müddetçe, Türkiye’mizin kalkınması mümkün değildir. Çünkü biz ahlakça göçüyoruz. Gemi su aldı, batıyor. Bu geminin suyunu boşaltmak kurtulmak için geminin su alan yerini tamir etmemiz lazım. Su alan yerde ki ağacı değiştirmemiz lazım. İnançsızlık ağacını kaldırıp, inançlı bir ağaç yerleştirsek,  gemimiz batmayacaktır. İnananlar bu ülkeye sahip çıkmadığı müddetçe memleketimiz batacaktır. Memleketimize sahip çıkalım. Devletimize sahip çıkalım. Ordumuza dua edelim. Mülkiye amirlerine dua edelim.

         “Ya Rabbi! Cümlesine ne olur Hadi ismin ile hidayet eyle, Latif ismin ile lütfeyle” diyelim.

Ordumuza sahip çıkalım, erinden generaline kadar; “Ya Rabbi! Ne olur bunları muhafaza eyle, bunların kalplerine de kendi sevgini ver. Muhammed-ül Mustafa’nın sevgisini ver Kuran sevgisi ver ” diye niyaz edelim.

Her gün “100 ihlâsı şerife okuyarak, bağışlama yapmadan ‘Ya Rabbi okumuş olduğumuz ihlası şerfilerden yaratmış olduğun ihlâs meleklerinle ordumuza, polisimize, güvenlik kuvvetlerimize yardım eyle diyerek Rabbimizden yardım isteyelim.

Dua müminin silahıdır. Sarhoşumuza ayyaşımıza sahip çıkıp dua edelim. Açık kadınlarımıza, kumarcılarımıza sahip çıkıp dua edelim. Onların elinden tutalım. Öyle namaz kılıp tesbih çekmekle olmaz. İnananların ölçüsü Kur-an’dır. Ölçüsü Muhammed Mustafa’dır (sav). Rasulullah Aleyhisselatü vesselamın sünnetlerini ihya etmektir. Muhammed-ül Mustafa’ya (sav) yapışırsak, O’nun sünnetlerini ihya edersek, O’na selat-ü selam getirirsek, O’na muhabbet edersek, O’nu her gün görmeyi arzu edersek; hem dünyamız güzel hem de ebedi âlemimiz aziz ve güzel olur.

Huzur İslam’dadır. Huzur imanda, huzur ahlakta, huzur Allah (cc) korkusundadır. Bu millete Allah (cc) korkusu vermediğimiz sürece anarşik olayların durması mümkün değildir. Onlar isteseler de istemeseler de, Allah (cc); “Ben nurumu tamamlayacağım.” buyuruyor. Bu nurun tamamlayıcısı sizler olacaksınız. Af edici olun, sevici olun, insanların kusurlarını görmeyin. Herkesin kusurları kendine aittir. Ama kendi kusurumuzu kendimiz düzelteceğiz.

Beş vakit namazımızı kılıp ve derslerimizi muhakkak çekelim.

           Allah-ü Teâlâ bizleri söylediklerimizle sizlere de işittiklerinizle amel etmeyi nasip eylesin Allah-ü Teâlâ seveceği gibi eylesin…




Okunma Sayısı : 13382

Soru Tarihi: 10/12/2015

Yorumlar
yavuz şahin

ALLAH razı olsun.

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *