“Nefis meratiplerini geçeyim,  nefsi mülhimeye ulaşayım” diye Allaha kulluk yapılmaz. Bunun için namaz kılınmaz, zikir çekilmez, oruç tutulmaz. Biz bir makama ulaşmak için bu saydıklarımızı yaparsak rıza-i İlahiye den çıkmış olup makam mevki peşinde koşanların durumuna düşmüş oluruz ki Allah esirgesin bu tip davranışlarda bulunanlar tasavvuf yolunda sıkıntılar yaşar. 

Bizler bir mürşidi kâmilin himayesine girip, onun söylemiş olduğu tavsiyeler ışığında, himmetini ve feyzini alıp bu yolda mücadele ederiz. Amacımız, maksadımız Allah’ın rızasını kazanmaktır. Dolayısıyla nereye çıktık, hangi mertebeye ulaştık bununla meşgul olmayız. Allah rızası kazanmak için hareket ederiz, mücadelemiz hep bu yönde olur.

Yaptığımız nefisle mücadele ve ibadetler karşında Rabbim bizlere çeşitli makamlar ve mevkiler takdir edebilir. Bu makam ve mevkiler bu mücadelenin bir sonucudur. Amacımız değildir.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

“Derviş çoğu zaman nefis meratiplerini aştığını ya da indiğine vakıf olamaz. Meselemiz makam ve mevki değildir. “İlahi ente maksudi rızake matlubi Ya Hz. Allah” yani ‘benim bütün talep ettiğim, istediğim şey sensin, senin rızana ermektir Yâ Rabbi’ demeli ve bu ikrar üzeri yaşamalıdır.” Buyurmuştur.

Nefis meratipleri Hakka vuslatta, yol kenarındaki levhalar gibidir. Kişi Ankara- İstanbul arası bir yolculuk yaparken Bolu tüneli yazan levhayı göreyim diye yolculuk yapmaz, levhayı görmesi de bir şey ifade etmez. Hedefimiz İstanbul ise Bolu levhasını görsen ne görmesen ne!

Yüz bin tevhit çekersek şöyle olur bin tane çekersek böyle olur gibi sayılı tesbihlerden medet ummak yolumuzda yoktur.

Cennet Mekân Üstadımız Abdullah Baba (ks) Hz.lerine sayılı virtler edinme mevzu sorulduğunda;

“Bizim yolumuzda ‘Şu esmayı şu kadar çekersen böyle olur, bu esmayı bu kadar çekersen şu işin hallolur’ gibi şarta bağlı olarak kendine ders addetmek yoktur. Böyle söylemler şirktir, sapıklıktır. Ancak dua Allah için yapılır, karşılığı Allah’tan beklenir. Sayılı esmalara bağlı kalınarak o esmanın şifa vereceğini ummak sıkıntı verir. Esma insana bir şey vermez. Veren Allah Azimu şandır. Esma yalnızca bir vesiledir. ‘Yüz bin tevhid okursanız şöyle olur’ diyerek, maksadı ona bağlamak yanlıştır. Böyle hareketlerin aslı astarı yoktur. Kim üç bin tevhidi nizami okursa gece uykularını terk eder. Size ne söylediysem, size ne tavsiye ettiysem onu yapın, bu tür şeylere girmeyin. Evrad-ı şerifinizi çekin evladım.” Buyurmuşlardır.

Ehl-i irfanın dediği gibi, tesbih çekmek “öyle hesaba falan gelmez, kâr-zarar hesabıyla tesbih çekilmez.” Öyle ki, tesbih çekmek ciddî bir ameliyedir.

Allah’ın rızasını kazanmak için uğraşacağız. Peygamber Efendimizi tanıyıp, sevmeye çalışıp sünneti seniyelerini yerine getirmeye çalışacağız.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

“Evladım, bizim bir ilmimiz yoktu ama bu yolda ne yaptık Peygamber Efendimizin hiç bir sünnet-i senniyesini terk etmedik. Hiç bir hadisini göz ardı etmedik, hepsini uygulamaya çalıştık. Biz bu makamlara Allah’ın Resulünü çok severek, her dediğini yapmaya çalışarak geldik.” Buyurarak bizlere ne güzel bir yol tayin etmiştir.

Büyük Üstadımız Antepli Bilal Baba ise;

“ Evladım ben senelerce akşam namazının abdesti ile sabah namazını kıldım. Yedi sene tuzsuz arpa ekmeği ile riyazet yaptım. Bunların hepsinde bana Allah’u Teâlâ bana birçok manevi dereceler verdiyse de Allah’u Teâlâ yanında en büyük dereceyi bunların hiç biri ile kazanamadım. Ben bu makamlara Ümmeti Muhammed’in hastasına-sağlamına, körüne-topalına, zenginine-fakirine, köylüsüne ve şehirlisine hiç ayrıcalık yapmaksızın elli sene hizmet ederek kazandım” buyurmuşlardır.

Sözün kısası bizim gayemiz nefsimizi terbiye edip Allah’a vuslat bulmaktır. Adımız mülhime basamağında diye anılsa ancak Allah razı olmasa, adımız şeyh olsa ancak Allah razı olmasa, adımız evliya olsa ancak Allah razı olmasa, havada uçsak deniz de yürüsek ancak Allah razı olmasa bize ne faydası var bir düşünelim…

Ve daim “İlahi ente maksudi rızake matlubi Ya Hz. Allah” diyelim inşallah…

Konuyla alakalı diğer cevaplanmış sorulara aşağıdaki linklerden bakabilirsiniz.

Sayılı virtler edinmek, sayılı ayeti kerimeler okumak ve Salat-ı tefriciyeyi 4444 okumakla ilgili bilgi verir misiniz? Efendi Hz.lerinin bu konu hakkındaki görüşleri nelerdir?

Nefsi mülhime makamını nasıl gecebiliriz? Kolay bir yolu var mı? Anlatabilirmisiniz.?

Hakkı hakikati bizlere en doğru şekilde aktarmaya çalıştığınızdan, bizlere bu güne kadar anlatılmadık mevzuları paylaştığınızdan dolayı Allah sizlerden razı olsun. Bizler Avrupa’da ikamet eden dervişleriz. Zakirimiz yanındaki hal dervişlerinden aldığı bilgilerle bizlere üçyüzbin ile beşyüz bin arası çekmemiz için tevhid veyahut kanser hastamız için bir milyon adet şu esmayı çekeceksiniz diyerek bizlere esma veriyor. Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin yolunda böyle bir usul var mıdır?