SORULAN SORU

Abdullahbaba.com da  yer alan Mevlevi Dersini herkes çekebilir mi? Ders çekmek için biat şart mı?

CEVAP

Sitemizde Cennet Mekan Abdullah Baba Hz.lerinin tavsiye ettiği Mevlevi dersini yani günlük virdimizi biat etmeden herkes çekebilir. Bunda bir sıkıntı yoktur.

Biat etmeden bu verilen günlük virdi çekmek neye benzer; Bir işyerine dâhil olmadan çalışmaya benzer. Bir iş yerine kadrolu personeli olmadan  çalışırsan, sosyal güvencen olmaz, o iş yerinin kadrolu elemanı olmadığın için ay sonu geldi mi iş yeri sana kadrolu bir personel gibi ödeme yapmaz. Sahipsizsindir...

Biat almadan dersi çeken bir kimse de aynı kadrosuz çalışan personel gibidir. Zikir yaptığından dolayı Allah'tan (cc) ecrini, sevabını alır. Ayeti Kerimede Cenab-ı Rahman “Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.” [1] Buyurmaktadır.

Bir Mürşidi Kamile Biat edip dersi çeken kimse kadrolu çalışan personel gibidir. Nasıl kadrolu eleman, o iş yeri sahibince korunur, kollanır. Ücreti kat kat fazla alır. Biat edip ders alan bir kimsede kadrolu çalışan personel gibidir. Biat etmeyip ders çeken kimse ile bir mürşidi kamile biat eden kimse arasında mukayese olunmayacak kadar fark vardır. Bu yüzden Murşidi Kamile tabi olmak çok önemlidir.

Biat etmeyip yani tabi olmazsa O Mürşidi Kâmilin himmet ve feyzinden yararlanamaz.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerine bir zatın vefat haberi verilince ; Ölen derviş olsun evladım. Siz bu dervişliğin ne demek olduğunu bir bilseniz, Cenab-ı Allah nasip etmedi de daha önce niye derviş olmadım diye hayıflanırsınız. Bu dervişliğin ne olduğunu huzuru mahşerde anlayacaksınız." Buyurmuştur.

Manevi yolda ilerlemek isteyen birinin mutlak kendisine kılavuzluk yapacak bir mürşidi kâmile ihtiyacı vardır. Kadri yüce bir zat Muhammed Bahaeddin Nakşibendî Hazretlerine şöyle buyurur:

“Kalp yüzünü aşk pazarına çevir, demir halis olmak için ateşe muhtaçtır.”

Bahaeddin Hazretleri buyurur ki:

“O değerli zatın sözünden sonra benim içimde öyle bir dert meydana geldi ki, onun ızdırap ateşi her saatte parlar oldu.” [2]

 Manevi feyizlerin oluşması ve manevi fetihlere ulaşması için, mürşidin muhabbeti kadar tesirli bir şey yoktur. Mürid, kalp yüzünü aşk pazarı olan mürşidinin gönlüne bağladıkça, manevi feyizlere gark olur.

Arif-i billâh Şeyh Abdu’l-Şani en-Nablusi (ks) buyurur ki:

“Allah yolunda olan bir kimse, kendisine yol gösterecek, rehberlik edecek olan şeyhini, Cenab-ı Hakk’ın kapılarından bir kapı olarak görmesi gerekir. Müritliğin ilk basamağı bunu böyle görmektir”, demektedir. (Adab)Onlar bunu böyle görmüşler ve böyle de göstermişlerdir.

Hz. Mevlana da:

 “Mürşidim Hakkın kapısıdır. Çünkü Hakka onunla ulaştım” buyurmuştur.

İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri de, Manevi devlete, Cafer-i Sadık Hz.lerine intisap ettikten sonra ermiş ve şu sözleri söylemiştir:

“Ömrümün son iki senesinde, Cafer-i Sadık Hazretlerine intisap etmeseydim, hüsrandaydım” buyurmuştur.

 

Mevlevi Dersi

 



[1] Zilzâl Suresi 7. Ayet

[2] Enisü’t Talibin




Okunma Sayısı : 8554

Soru Tarihi: 12/1/2016

Yorumlar
Elif büyüktaskapu

Emeği geçen herkesden Allah razı olsun

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *