SULTANIMDAN GÖNÜLLERE
Cemaat ile Zikir
Allah-ü Teâlâ Hazretleri ayet-i kerimesinde;
“Allah’ın mescitlerinde O’nun isminin zikredilmesine engel olan ve o yerlerin (mescitlerin) harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Aslında bunların o yerlere (mescitlere) korkarak girmeleri gerekir. Bunlar (Allah’ı zikre mani olanlar) için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.” (Bakara /114) buyurmaktadır.
Peygamber (sav) Efendimiz ise hadis-i şeriflerinde;
“Bir mecliste oturan topluluk Allah’ı zikretmeden, o meclisten ayrılırlarsa bir eşeğin leşinden ayrılmışlar gibidir. Zikrullah yapmadan ayrılan bir topluluk kıyamet gününde hüsrana uğrarlar.”(Buhari)
Yukarıda bahsedilen hadis-i şeriften anlaşılacağı üzere, cemaatle zikrullah yapmak çok önemli bir ibadettir. Öyle ki, “La İlahe İllalah” diye zikretmenin sevabı anlatılmakla bitmez. Zira Hz. Peygamber (sav) buyurmuşlardır ki;
“Zikrin en faziletlisi La ilahe İllallah demektir.”
Cemaatle zikrullah halkasına katılmayanlar pek büyük bir sevabı kaçırdıkları gibi, bundan başka büyük vebal altına girmiş de olurlar.
Ebu Vakıd El Haris bin Havf (ra) demiştir ki;
“Muhakkak ki Rasulullah (sav) mescide insanlarla beraber oturuyordu (Allah’ı zikrediyordu) O esnada üç kişi (mescidden) içeri girdi. İkisi Rasulullah’a (sav) doğru geldi. Diğeri gitti. (O gelenlerden birisi) ön halakanın birinde bir boşluk buldu ve oturdu. Diğeri de (rahatsızlık vermemek için) arkalarına oturdu. Üçüncüsü de zaten arkasını dönerek çekip gitmişti. Rasulullah (sav) zikrullah bittikten sonra dedi ki;
─ Size şu üç kişiden haber vereyim mi?
Birisi Allah’ a yüzünü döndü. Allah Teâlâ ona acıdı (ve affetti)
Bir diğeri zahmet etmekten çekindi (arkaya oturdu) Allah Teâlâ da onu mağfiret etti.
Sonuncusuna gelince (Allah’ı zikirden) yüz çevirdi. Allah Teâlâ da ondan yüz çevirdi.” (R.salihin)
Enes Bin Malik (ra)’den Hz. Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurmuşlar;
“Yalnız Allah rızası için ihlâsla Allah’ı zikretmek kastıyla oturmuş hiçbir topluluk yoktur ki; semadan bir münadi (melek) onlara şöyle nida etmesin:
(Haydi) mağfiret edilmiş olarak kalkın, muhakkak ki günahlarınız sevaba çevrildi.” (İmam Ahmed)
Camilerde ve mescidlerde cehri (yani açıktan) ve yüksek sesle zikrullah etmek caiz midir? sorusuna fetva âlimleri şöyle cevap vermişlerdir:
Kerahat dahi olmadan caizdir. (Ali Cemali Efendi Fetvaları)
Fakih Ebul-Leys, Tenbihulgafilin isimli eserinde demiştir ki;
“Mescitlerde zikrullah dışında sesi yükseltmek haramdır.”
İmam Gazali, insanoğlunun tek başına Allah’ı zikretmesiyle cemaatin zikretmesini, tek başına ezan okuması ve cemaatin (birkaç müezzinin birden) ezan okumasına benzetmiş ve şöyle buyurmuştur: “Nasıl ki cemaatle ezan okuyan müezzinlerin sesleri havanın yoğunluğunu tek müezzinden daha fazla yarıyorsa; cemaatin zikri de kalbin üzerinde tesir ve kalın gaflet perdelerini kaldırmak bakımından tek kişinin zikrinden üstündür.” (İbn-i Abdin Terc)
Ebu Said Hadimi Hz.leri El Berika kitabında buyuruyor ki:
“Zikrin açıktan yapılmasına gelince onu bazıları men ettiler, diğerleri de caiz gördüler. Fakat Bezzaziye isimli fıkıh kitabındaki sözün neticesi Cevaz yönünün tercih edilmesi eserlerden ve fakihlerin kavillerinden muhalif olan yönün ise te’vil edilmesidir.”
Ebussuud Efendi merhumun cehri zikir hakkında ki risalesinin neticesi ancak cehri zikri caiz kılmaktır. Ve mutlak şekilde onun (aşikâr zikrin) kılınmasıdır. İki tarafın delillerini birleştirmek ve tercih etmekle hususi bir risalede açıktan zikrin caiz oluşunu geniş bir şekilde anlatmış olduk.
Aynı konu, Mecmuunnevazil ve Fetva ve Haniye ve Sigiyye ve Sagır ve Mültekit Ve Tecnis kitaplarında mevcuttur.
Şu hususu da ilave etmek gerekir: Muhakkak ki hamamda yüksek sesle Kur’an-ı Kerim okumak mekruhtur. Hafi (gizli) sesle okursa mekruh olmaz. Yüksek sesle de olsa tesbih (Subhanallah) demek, tehlil (Lailaheillallah demek) mekruh olmaz. (Umdetülekrar kitabı).
Necasetin bulunması ve avret yerlerinin açılması ihtimali varken bile hamamlarda yüksek sesle zikir caiz olur da, niçin mescitlerde yalnızken yüksek sesle zikir caiz olmasın? (Cami)
Çoğu zaman olurdu ki; Nebi (sav) ashabıyla beraber zikirleri, tesbih ve tehlili yüksek sesle yapardı. (Bustanulen)