Yalan: KiÅŸinin gerçeÄŸi saklayıp bildiÄŸinin aksini söylemesidir. Yalan, günahların en çirkini, ayıpların en fenası, kalpleri karartan bütün kötülüklerin başıdır.  Dinimiz yalanı haram kılmış ve ÅŸiddetle yasaklamıştır. Yalan nefsi bir hastalıktır, Müslümanların kendilerini bundan korumaları gerekir.

Cenabı Zül Celal Hz.leri;

“Yalanı, ancak Allah'ın âyetlerine inanmayanlar uydurur. Ä°ÅŸte onlar, yalancıların ta kendileridir.” [1]

“Yalan sözden kaçının” [2] buyurmaktadır.

Rivayete göre, Ebu’d-Derda ile Resulullah (sav) arasında ÅŸöyle bir konuÅŸma geçer:

- Ebu’d-Derda: Yâ Resulallah! Mümin hırsızlık yapar mı?

- Resulullah (sav): Evet bazen olabilir.

- Ebu’d-Derda: Peki, mümin zina edebilir mi?

- Resulullah (sav): Ebu’d-Derda hoÅŸlanmazsa de “Evet!”.

- Ebu’d-Derda: Peki, mümin yalan söyler mi?

- Resulullah (sav): Yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur.”.[3]

Peygamber Efendimiz de, yalan söylemenin ve yalan ÅŸahitlik yapmanın büyük günahlardan olduÄŸunu ısrarla belirtmiÅŸtir. [4] Ayrıca yalanın münafıklık alâmetlerinden olduÄŸunu haber vermiÅŸtir. [5]

Dinimizde sadece üç yerde yalan söylemeye izin verilmiÅŸtir:

Ümmü Gülsüm’den (ra) rivayetle;

 “Ä°nsanların söylediklerinden hiçbir ÅŸeyde yalana ruhsat verildiÄŸini iÅŸitmedim; ancak ÅŸu üç durum müstesna:

1) Harpte,

2) İnsanlarını arasını bulmada,

3) Kadının kocasına, kocanın da karısına karşı  -ailenin düzeni için söylediklerinde-...” [6]

Bunların dışında gerekçesi ne olursa olsun yalan konuÅŸulmaz, yalan fiilde bulunulmaz. Allah ve Resulünün ölçüsü bellidir. Yapılması gereken her ÅŸeyi peygamber efendimiz (sav) Hz.leri yapmıştır. Ä°slamı yaymak adına peygamber efendimizin yapmadığı bir hareketi yapmak dine yeni hükümler koymak olacaktır ki kim böyle bir ÅŸey yaparsa Allah ve Resulüne iftira etmiÅŸ olur. Allah Resulü sevgili peygamberimiz hayatında hiç yalan söylememiÅŸken biz islama hizmet ediyoruz diye yalan söylememiz abesle iÅŸtigaldir. Haramiliktir, hırsızlıktır.

Ä°slam dininin, tasavvuf yolumuzun yalan hikâyelere ihtiyacımı vardır ki böyle sapıklıklara baÅŸvurulsun. Dinimizde, yolumuzda ak ve paktır. Yalana ihtiyacı yoktur. Bu yolda yalan söyleyen haramidir, hırsızdır. Bu yolun sahtekârıdır.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

Allah (cc) bize hem dünyamızın, hem de ahiretimizin nizamını saÄŸlayacak kuralları Kur’an-ı Kerim’de ve Resulullah (sav) Hazretlerinin hadis-i ÅŸerifleri ile bildirmiÅŸtir. Dinimiz bize “yalan söylemeyin” diyor ama ne yazık ki Müslüman’ım diyen müsvette sofi yalan söylüyor.

Yalan söyleyenlerin en yalancısı görmediÄŸi rüyayı, görmediÄŸi hali insanlara anlatanlardır.

Peygamber Efendimiz (sav);

 “Yalanların en büyüÄŸü, kiÅŸinin görmediÄŸi rüyayı gördüm demesidir.” [7]

“Yalandan rüya gördüÄŸünü söyleyen kimse, kıyamet günü iki arpa tanesini birbirine baÄŸlamakla mükellef olacak, fakat asla onları birbirine baÄŸlayamayacaktır.” [8]

Bizde yalan olmaması lazım, yemin olmaması lazım, suizan etmememiz lazım, elimizden dilimizden herkesin emin olması lazım ki Müslümanlar yanlış anlaşılmasın. Ne yazık ki aradığımız bütün kötü vasıflara biz sahip çıkmışız, iyi vasıflara da kâfirler sahip çıkmış. Çalışmada, dünya nimetlerine ve beÅŸeriyete sahip olmada gece ve gündüz sa’y-ü gayret ediyorlar. Bizim gibi tantanaya, ÅŸatafata alışmamışlar. BuyurmuÅŸlardır.

Allah’ın evliyasının keÅŸfi kerameti Hz. Peygamberin (sav) nurundan gelir. Evliyaullah kandillerini Peygamber Efendimizin çırasından yaktıkları için Efendimiz (sav) mucizesi evliyanın elinde keramet olarak isim alır ki keramet demek zaten Allah’ın ikramı ve iltifatı anlamındadır.

Åžimdi bir yerde Allah’ın ikramı, iltifatı olacak öteki tarafta bu iltifata yalan beyan edeceksin. Bu zaten kendi içinde çeliÅŸmekte.

Åžeyh Muhiddin Arabi Hz.leri;

Yalan, hainlik, vaadinde durmamak münafıklık alâmetlerindendir. Bir insan yalan söylese, onun pis kokusundan Melek, otuz mil uzaklaşır. BuyurmuÅŸlardır. Meleklerin kaçtığı bir durumda yalan söylemlerle nasıl Ä°slam tebliÄŸ edilecek ÅŸaÅŸmak lazım.

Abdülkadir Geylani Hz.leri olsun Ahmed Kebiri Rufai Hz.leri olsun birçok Evliyaullah Allah’ın izni, inayetiyle keramet göstermiÅŸlerdir. Bu kimselere yalan istinatta bulunanlar gerçek yalancılardır. KeÅŸif ve keramet dediÄŸimiz ÅŸeyler öyle gizliden olan ÅŸeyler deÄŸildir. Açıkça herkes görür. Herkesin görmesindeki sebep ise Ä°slam dini hakkındaki ÅŸüphe ve tereddütlerini ortadan kaldırmak içindir.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin birçok kerameti, keÅŸfi bizler ve çevresindeki bir çok kiÅŸi tarafından görülmüÅŸtür.

En basitinden başımızdan geçen bir hadiseyi sizlerle paylaÅŸalım.

Bir gün Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri bir sohbet meclisindeyken bir kiÅŸiye acil bir ÅŸekilde ulaşılması gerekti. Efendi Hz.leri içimizde bulunan bir kardeÅŸe “falanca arkadaşın vardı hemen arayın bakalım” dedi. Yanımızdaki kardeÅŸ Efendi Hz.lerinin sözünü ikiletmemek için hemen telefona sarılıp o kiÅŸiyi aradı. Telefon konuÅŸması bitti. Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

Oğlum sen nasıl bir telefonla konuştuğunu fark ettin mi? Dedi.

Yok efendim fark etmedim, ne var ki telefonumda dedikten sonra, oÄŸlum senin telefonun bataryası yok, dedi.KardeÅŸ telefonun bataryası bozulmuÅŸ tamire göndermiÅŸ. Bataryasız telefonla görüÅŸme yaptı. Buna o mecliste bulunan herkes ÅŸahit oldu.

Rabbim bizi yalanın her türlüsünden korusun, haddi aÅŸanlardan eylemesin.

“Åžu bir gerçektir ki Allah haddi aÅŸan, yalancı kimseleri iflah etmez." [9]