SORULAN SORU

Ezan okunmaya başladığında ve bittiğinde neler yapılmalı? Abdullah Babamız nasıl davranırdı?Ezan okunmaya başladığında cemaate yetişmek için abdest almak, tazelemek amacıyla ezan bitmeden tuvalete girmek doğru mudur? Tuvalette iken Ezan okunmaya başladı ise ne yapılmalıdır?

CEVAP

Ezan kulun günde beş defa Hakk'ın huzuruna çağrısı, gözyaşlarıyla günahlarından yıkanarak kurtuluşa erme davetidir. Ne güzel de buyurmuştur Aşk eri Mevlana;

“Günde beş kere kul; 'Namaza gel de, gözyaşı dök, sızlan!' diye çağrılır, davet edilir. Müezzinin; 'Haydi felaha! Haydi kurtuluşa (Hayye ale'l-felâh)!' diye nida edişi var ya; işte o kurtuluş, bu ağlayış, bu sızlanıştır.” [1]

“Ezan sesi kalbimin mescidine öyle yakıcı gelir ki, onun tesiriyle o gönül mescidinin kapısı âşıkça yanar.”

Bu sebeple Ezan-ı Muhammedîye hürmet göstermek Müslümanlığın edep ve adabındadır. Ezan okunurken bu hitaba kulak verilmeli, okunup bitinceye kadar dinlenilmeli, müezzinle birlikte tekrar edilmelidir.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

“Ezanı işittiğiniz zaman siz de müezzinin dediğini deyin.” [2]

Hz. Ömer (ra)’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte nasıl tekrar etmemiz gerektiğini peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri belirtmişlerdir.

“Resulullah (sav) buyurdular ki:

Müezzin, ‘Allahu Ekber Allahu Ekber’ deyince sizden kim samimiyetle, ‘Allahu Ekber, Allahu Ekber’ derse, sonra müezzin: ‘Eşhedu en lâ ilâhe illâllah’ deyince, ‘Eşhedu en lâ ilâhe illâllah’ derse; sonra müezzin: ‘Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah’ deyince, ‘Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah’ derse; sonra müezzin: ‘Hayye ale’s-salâh’ deyince ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ derse; sonra müezzin: ‘Hayye ale’l-felâh’ deyince, ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ derse; sonra müezzin: ‘Allahu ekber Allahu ekber’ deyince, ‘Allahu ekber Allahu ekber’ derse; sonra müezzin: ‘Lailâhe illâllah’ deyince ‘Lâilahe illâllah’ derse cennete girer.” [3]

Tabi ki ezana saygı göstermek çok önemlidir ama sonunu namazla taçlandırmak gerekir. Sözün özü Ezanı duyup davete icabet edip cemaate giderek fiilen, gerekse ezandaki şehadetleri tekrar ederek kavlen icabet etmek önemlidir.

 Ayrıca Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri Ezan-ı Muhammedi okunurken ve kamet getirilirken müezzin;

“ Eşhedü Enne Muhammeden Rasulullah” şehadetine gelince;

“Ya Nuri Ayni Fi Hayati-d Dareyn-i Muhammed (sav)”

 “Ey iki cihanda gözümün nuru Muhammed (sav)” methiyesini üç kere okur başparmağının tırnak üstlerini öper göz kapaklarının üzerini mesh ederdi. Şehadet esnasında bu şekilde söylemek müstehabtır.

Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, ezan okunurken, Rasulullah (sav) Efendimizin ismini işitince, iki başparmaklarının tırnaklarını öpüp gözlerine sürdü. Peygamber Efendimiz, bunun sebebini sorunca;

Ya Rasulullah, senin mübarek isminle bereketlenmek için, dedi.

Rasulullah Efendimiz de; Güzel yaptın. Böyle yapan göz ağrısı çekmez.[4] buyurdu. 

Başka bir rivayette de; Efendiler Efendisi (sav) Muhar­rem ayının onuncu günü mescide gider. Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık’ın(ra) hizasına otu­rur. Peygamber müezzini Bilâl-i Habeşî (ra)büyük huşu içinde ezan okumaya başlar ‘Eşhedü enne Mu­hammede’ r-Rasûlullah!’ a gelince Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık başparmaklarının tırnakla­rını öper, gözlerinin üzerine sürer ve ‘Gözümün nurusun yâ Rasûlallah!’ der. Hz Bilâl (ra) ezanı bitirin­ce Peygamberimiz Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık’a dö­nüp 

‘Kim senin yaptığını yaparsa Allah onun ister yeni, ister eski, ister kasıtlı, ister hatalı olsun bütün günah­larını bağışlar!’ müjdesini verir.

Ezan bittikten sonra ise, Peygamber Efendimize salâtü selâm getirilir; sonra da ezan duası okunur.

Câbir (ra)  rivayet edildiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

"Kim ezanı işittiği zaman şu duayı okursa, kıyamet gününde o kimseye şefaatim vacip olur."

 

اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ

 

وَالْفَضِيلَةَ وَالدَّرَجَةَ الرَّافِعَةَ وَابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ إَنَّكَ

لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ   

"Allahumme rabbe hâzihî'd-da'veti't-tâmmeh ve's-salâti'l kâimeh, âti Muhammeden'il vesîlete ve'l-fadîlete ved-dereceter-refîah ve'b'ashu mekamen Mahmûden ellezi veadteh. İnneke la tuhliful mîâd."[5]

Bu duanın meali şöyledir:

"Allâh'ım! Ey bu tam dâvetin (mübârek ezânın) ve kılınmak üzere bulunan namazın mukaddes Rabbi. Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (sav) vesîleyi ve fazîleti ihsan et ve O'nu, kendisine va'd buyurmuş olduğun Makâm-ı Muhmûd'a eriştir. Şüphe yok ki, sen va'dinden dönmezsin."

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri; Ezan bittikten sonra Üç İhlas bir Fatiha şerifeyi okur. Resullahın (sav) Efendimizin pak ruhuna daha sonra Bilal-i Habeşi (ra) ruhuna bağışalardı.

Bilal-i Habeşi bir gün bir köşede oturmuş ağlıyordu. Rasulullah (sav) onu gördü ve yanına gelerek:

Ya Bilal seni böyle ağlatan sebep nedir? Diye buyurdu.

Hz. Bilal: Benim hiç çocuğum yok. Öldükten sonra arkamdan bir Fatiha okuyacak bir çocuğum olmadı der.

Rasulullah (sav) bunun üzerine, sen hiç üzülme ya Bilal! Benim ümmetim ezanı her duyduklarında, senin ruhuna bir Fatiha gönderecekler, diye buyurdu...

Ezan bittikten sonra bizde üç İhlas bir Fatiha şerife okuyup, başta Peygamber Efendimiz (sav) Hz.lerine ardından Bilal-i Habeşi (ra) Hz.lerine daha sonra Üstadımız Abdullah Gürbüz (ks) Hz.lerine bağışlama yapmamız gerekir.

Ezan okunurken işi bırakmak iyi olur. Çünkü hadis-i şerifte, (Ezan okunurken iş yapmak dinde noksanlıktır)  buyuruluyor. [6]

Hazret-i Âişe validemiz; “Ezan okunurken, bir iş yapmak caiz değildir.” buyurdu. Ezanı duyunca, yün eğirmesini bırakırdı. Çekicini yukarı kaldırmışken, ezanı duyup indirmeyen demirci ve kuyumcular çoktu.[7]

Demircilik yapan Ebu Hafs Haddad Hazretleri, her ne zaman ezanı işitse, çekici yukarı kaldırmış ise, aşağıya indirmez, aşağıda ise, yukarı kaldırmazdı. Konuşuyorsa, susar ezanı dinlerdi. Vefat edip cenazesi götürülürken ezan okunmaya başladı. Cenazeyi götürenler, ne kadar gayret ettilerse de, tabutu bir adım yerinden oynatamadılar. Ezan bittikten sonra, ancak cenazeyi götürmek mümkün oldu.

Eflaki Mevlana Hz.lerinin ezana karşı duyduğu saygıyı ortaya koyması açısından önemli olan şu menkıbeyi naklettiğini ifade etmektedir:

"Belh'te bir derviş vardı. Müezzinin, 'Allahu ekber!' demesiyle ayağa kalkar ve müezzin ezanı bitirinceye kadar tevazu ve saygı gösterirdi. Bu kişi, son nefesi gelip de temiz ruhunu Allah'a teslim edeceği sırada ölüm döşeğinde iken müezzin ezan okumağa başladı. Ezanı duyar duymaz yine Allah'ın izniyle eskisi gibi yerinden kalktı, aynı saygı ve tazimde bulundu. Allah, onun yaptığı bu büyük tâzîmin bereketi nedeniyle ölüm acısını ona tatlılaştırdı ve o insan ruhunu kolay teslim etti. Bu davranışı sebebiyledir ki onu mezara koydukları vakit Münker ve Nekir melekleri gelip, sorgularda bulundukları zaman Allah, 'Benim kulumun işini kolay yapınız, edep ve terbiye ile dönüp gidiniz. Çünkü o hayatta iken daima benim aziz olan adımı yüceltir ve bana tevâzû gösterirdi' buyurmuştur.” [8]

Hz. Mevlana, semâvî çağrı olan ezan sesini duyar duymaz nasıl davranılması gerektiğini şu canlı örnekle dile getirir:

“Su sesini duyan susuz gibi, yerden kök sökercesine kendi kendini çekip uykunun kollarından ayırman lazım.”

Ezan okunurken tuvalete girmek uygun bir davranış değildir. Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

Tuvalete gitme ihtiyacınız doğdu zaman eğer ezan okunuyorsa tuvalete gitmek için ezanı Muhammed iyenin bitmesini bekleyin. Eğer tuvalete girdik den sonra ezanı Muhammedîye okunmaya başladıysa kulaklarınızı tıkayın, evladım. Ezanı Muhammediye necis üzerinde dinlemek uygun değildir. Derdi.

Cemaatle namaza yetişebilmek için ezan okunurken tuvalete girilebilir mi? Sorunuza gelince; Müslüman tertipli düzenli olması lazım gelir. Ezan vakti gelmeden önce namaz için hazırlığına başlamalıdır. Aceleyle yapılan ibadetlerde feyz bereket olmaz. Zoraki bir durum olacak olursa cemaate yetişmek maksadıyla kulağını tıkayarak tuvalete ihtiyacını gidermeli, oyalanmadan ihtiyacını görüp çıkmalıdır.

 


[1] Şefik Can, Konularına Göre Açıklamalı Mesnevî Tercümesi, 5. ve 6. cilt, s. 137. (b. 1599-1600.)

[2] Buhârî, Ezân 7; Müslim, Salât 10; Tirmizî, Salât 154; İbn Mâce, Ezân 4.

[3] Müslim, Salât 12; Ebu Dâvud, Salât 36.

[4] Şeyhzade

[5]  Buhârî, Ezân 8, Tefsîru sûre(17), 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 37; Tirmizî, Mevâkît 43; Nesâî, Ezân 38; İbni Mâce, Ezân 4

[6] Müslim,Taberani

[7] Şi’ra

[8] Eflâkî, a.g.e., I, 214.





Okunma Sayısı : 10025

Soru Tarihi: 2/29/2016

Yorumlar
Metin zayim

Allah razı olsun...

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *