KONULAR

Üveysilik Yolu

Üveysilik cismanî olarak görüşmeleri mümkün olmayan kişilerin rüya veya hal yoluyla manen görüşmeleridir. Yani Evliyanın ve Hızır’(as) mın nuraniyetinden veya Peygamber varisi olan Mürşid-i kâmillerin ruhaniyetinden faydalanarak manen yetişenlerin gittiği yolun adına “Üveysi denir.” Bu yolun piri Veysel Karani Hazretleridir. Bu yola da Üveysilik yolu denir.

Peygamber  (S.A.V) Efendimizi gözleri ile görmediği halde müthiş bir aşkla bağlı olan  Veysel Karani hazretleri bu aşk ve bağlılığıyla ulvi makamlara ulaşmıştır. Öyle ki Efendimiz (SAV)’in “Üveysi karni ihsan ve iyilikte tabiinin hayırlısıdır” övgüsüne mahzar olmuştur.

Veysel Karani Hazretleri Peygamber Efendimizi görmeden, maddi değil, manevi feyzinden yararlanarak tekâmül etmiştir. Bu yolla pek çok evliyaullah yetişmiştir. Üveysilik denince şu dört zümre anlaşılır.

1-)Peygamber Efendimizin ruhaniyetinden feyz alanlar

2-)Veysel Karani Hazretlerinin ruhaniyetinden feyz alanlar

3-)Mürşid-i Kâmilin ruhaniyetinden feyz alanlar

4-)Birde Hızır (a.s) aracılığı ile irşad olanlar.

 Bunlardan bazılarını örnek olarak verirsek

Ebul Hasan Harakani (ks) Hazretleri, on iki yıl Beyazid-ı Bestami (ks) Hazretlerinden manen feyz almıştır, seyri sülûkunu tamamlamıştır. Abdullah Tusteri Hazretleri de öyledir. Aynı şekilde Bahaüddin Nakşibendî Hazretleri, Abdulhalik Gucduvani Hazretlerinin ruhaniyetinden feyz almıştır. Lâdikli Ahmet Efendi Hazretleri, Hızır’dan (as)  feyz almıştır.

Büyük üstadımız Bilal Baba Hazretleri de üveysilik yolundan yetişmiş bir Mürşidi Kâmildir. Ukkaşe (ra) Hazretlerinin manevi terbiyesi altında seyri sülukunu tamamlamış ve irşad vazifesi ile görevlendirilmiştir. 

Bilal Baba Çevresindeki bazı insanlar Ukkaşe (ra) Hazretlerinin böyle bir manevi terbiyede bulunamayacağını söyleyerek, itiraz edenlere cevaben; Evladım üstadımızı sorarlarsa Veysel Karani’dir deyin  ” derdi.

Üveysilik yolunun tek manevi yetiştiricisi Veysel Karani Hazretleri değildir. Bu yolun manevi yetiştiricileri başta Peygamber Efendimiz olmak üzere, Hızır (as) ve Mürşidi Kamillerdir. Mürşidi Kamil olmayanlardan üveysilik yolunda yetiştirici olamaz.

Mürşidi Kâmilin bedeni ölür, ruhu ölmez. Mürşidi Kâmilin ruhu, kınındaki kılıca benzer. Ölümünden sonra ise cismani alakalardan soyulduğu için kınından çıkmış kılıç gibi olur. Ruhaniyetleri anıldığı yerde hazır olur.

Üveysi olanlar içinde hiç şüphesiz en dikkate değer olanlardan bir zatda büyük Selçuklular devrinin meşhur şeyhlerinden Ebu’l Kasım cürcanidir. Silsile-i şerifi Cüneyd-i Bağdadi hazretlerine ulaşır. Bunun yanı sıra Kübrevilik tarikatının kurucusu olan, Moğol istilası sırasında şehit düşen Harezmli şeyh Necmüddin-i Kübra Hazretleri de üveysilikle tanınmıştır. Necmeddin-i Kübra Hazretleri gibi Moğol istilası sırasında vefat eden Feriduddini Attar hazretlerinin de kendisi bizzat üveysiydi.

Bütün çağlar boyunca İslam tasavvufunun en meşhur siması olan Muhyiddin b.el-Arabî Hazretleri de üveysiydi. O bizzat kendi anlatışına göre Hızır (AS) müridi olmuş ve onun vasıtasıyla seyr-i sülukunu tamamlamıştır.

 

Üveysi yetişen zatlar da hem yetiştiren (kabir ehli ) hem de yetişen birbirleriyle rabıta ve irtibat halinde olmaları gerekir deniliyor. Bu hal bizde yok bunun izahını nasıl verebiliriz?

 

Üveysi olarak irşad eden ve edilenin arasındaki irtibatın nasıl olduğunu Üstadım Abdullah babama (KS) sordum:

- Efendim Mürşid-i Kamil  vefat ettiğinde  derviş ne yapmalı?

- Efendi Hazretleri cevaben;

- Evladım istihareyle bir başka üstada gitmeli

- Efendim kalırsa ne olur? Diye sordum

- Cevaben buyurdular ki;

- Evladım kalacak kimsenin rabıtasında üstadına soru sorup cevap alacak durumda olabilmeli ancak üstadı vefatından sonrada kendilerini sağlığındaki gibi himaye edeceğini taahhüt ederse sağ halinden daha etkili olur. Buyurdular.

Allah kendisinden razı olsun Abdullah Babam (Kuddise sırruh) vefatından önce evladım bizi andığınız  yerde yanınızda oluruz. Elhamdülillah Rabbim bize böyle bir ruhsatı lutfeyledi kınından çekilmiş kılıç gibi oluruz. Buyurdular.

Mürşidi Kâmilin bedeni ölür, ruhu ölmez. Mürşidi Kâmilin ruhu, kınındaki kılıca benzer. Ölümünden sonra ise cismani alakalardan soyulduğu için kınından çıkmış kılıç gibi olur. Ruhaniyetleri anıldığı yerde hazır olur.  

İrşadı devam ediyor!

Cennet Mekân üstadımız vefat ettikten sonra onu Halinde ve rüyasında görüp bizzat dergâhımıza gelen insanların sayısı pek çok elhamdülillah. Bir gün Konya’mıza Hindistan’dan bir turist geliyor bu adam çarşıda dolaşırken tevafuk derviş kardeşlerimizin bir tanesinin dükkânına giriyor içeride Abdullah Baba’mın fotoğrafını görünce

-Bu Zatı nasıl bulabilirim? diye soruyor.

Kardeşimiz cevaben;

-Üstadımız vefat etti, kendisi hayatta değil deyince. Hindistanlı turist arkadaşımıza;

-Nasıl olur bu zât rüyamda bana evladım senin dosyan bizde, sen bizim evladımızsın dedi” diyor. Sonra bu turisti yanımıza getirdiler ve kendisine Üstadımızın dersini verdik ve gönderdik. Allah’a şükürler olsun ki daha bunun gibi pek çok örnekleri yaşadık ve halen yaşamaktayız.

Bunun yanı sıra sahte şeyhler de ortalıkta oldukça fazla bir kardeşimiz rüyasında Konya’mıza bir şeyhin geldiğini görüyor gelen kişiye Konyalıların hepsi sırtını dönüyor, tam o sırada Abdullah Babam kucağını açmış bir şekilde “Sizler  benim evladımsınız deyip bütün hepsini kucaklıyor” Üstadımız himmet ve feyzi ile evlatlarını himaye etmekte onların her türlü sıkıntılarına yardımcı olmaktadır. Bunların örnekleri tarih içerisinde pek çok kere yaşanmıştır bunun hak olduğuna dair İslam ve Tasavvuf dünyasının büyük âlimlerinden İmam Rabbani Hazretleri şöyle buyuruyor;

Behâüddîn-i Buhârî'nin üstadı Seyyid Emir Külâl hazretleri idi. Fakat Hâce Abdülhâlık Goncdüvânî'nin ruhaniyetinden istifade ettiği için aynı zamanda üveysi idi.

            Yine İslam büyüklerden Abdülhak-ı Dehlevi Hazretleri eserinde konuyla alâkalı şöyle bir beyanı var;

Peygamberler aleyhimüsselâm ve evliya vefat ettikten sonra, onlardan yardım istemeğe âlimler caizdir, olur dedi. Tasavvuf büyükleri bunun doğru olduğunu bildirdi. Büyüklerden çoğu üveysîlik yoluyla yükseldiler. Buyurmuşlardır.

Bayezedi Bestami hazretleri Caferi Sadık hazretlerinin ruhaniyetinden, Ebu-l Hasan Harakani,Bayezidi Bestami Hazretlerinin ruhaniyetinden,Ebu Said Ebu Hayr, Ebu-l Hasan Harakani’den İbrahim bin Ethem,Veysel Karani Hazretlerinden,Bilal Nadir-i Hazretleri Ukkaşe (R.A) hazretlerinin ruhaniyetinden istifade etmiş, Ladikli Ahmet Efendi Hazretleri, Hızır’dan (as)  feyz almıştır.

Ebul Hasan Ali Şazeli  Hazretleri de şöyle der:

“Evliyadan bazıları vardır ki, sadık müride, vefatından sonra, hayattayken olduğundan daha fazla menfaat eriştirir. Yine evliyadan bazılarının, ruhaniyetleri vasıtasıyla ilahi emirleri takip ve tatbik ettirdiği kimseler vardır. İsterse o veli kabrinde meyyit olsun… Kabrinde iken müridini yetiştirir. Müridi kabrinden onun sesini işitir.”