Üstadımız Abdullah Baba Hz.lerinin Dünyaya Teşrifleri ve Manevi Görev Alışlarının Seneyi Devriyelerinde Hayırla Yad Ediyoruz.

Ä°slam âleminin ve tasavvuf yolunun müstesna bir ferdi, ilim, irfan, edep, tevazu, aÅŸk ve vecd hali ile Ä°slam’ın rahmet kapılarını insanlığa açan, Kadir-i, Rufai, Bedevi, Dussûki, Å�azeli, NakÅŸibendî, Bayram-i, BektaÅŸ-i, Mevlevi Üstadı Hadim-ül Fukara NevÅŸehirli Hacı Abdullah Gürbüz (ks) Hazretlerinin 5 Nisan 1933 yılında dünyaya teÅŸriflerinin ve 5 Nisan 1985 yılında manevi vazife veriliÅŸinin yıldönümlerine ulaÅŸmanın sevinç ve mutluluÄŸunu yaÅŸamaktayız.

Onun sevenleri olarak bizler için en güzel günlerden biridir bugün. Bu dünyada bir insanın başına gelebilecek en mükemmel ÅŸey bir MürÅŸidi Kâmilin eteÄŸine yapışıp, onun evladı olma ÅŸerefine eriÅŸmektir. Bizleri Onu tanımakla ÅŸereflendiren Cenabı Zül Celal Hazretlerine ne kadar ÅŸükretsek azdır.

Koskoca cihan sultanı Yavuz Sultan Selim Han ne güzel buyurmuÅŸtur;

Cihana sultan olmak bir kuru dava imiÅŸ.

Bir MürÅŸidi Kamile evlat olmak bunların hepsinden ala imiÅŸ.

Rufai Hz.leri vefatından önce derviÅŸlerini toplayarak, bugüne kadar size babalık etmeye, islamı öÄŸretmeye, iki cihan güneÅŸi sevgili peygamberimizi sevdirmeye, Allah(cc) vuslat ettirmeye çalıştım. Bir kusurum, bir kabahatim olduysa ÅŸimdi söyleyin helalleÅŸelim, deyince;

Bir derviÅŸi öne çıkarak; “Bir kabahatiniz var Efendim.”  Dedi.

Rufai Hz.leri; “Söyle evladım, nedir kabahatimiz?” Diye buyurunca

“Efendim bizleri derviÅŸ olarak kabul etmeniz en büyük kabahatiniz.” Dedi derviÅŸ…

Bizde o derviÅŸin dediklerinin deriz ; “Bizim gibi pazar sonuna kalmış olan acizleri derviÅŸliÄŸe kabul eden Efendi Babamıza sonsuz teÅŸekkürler.”

Bizler güzel özlü sözler bilmeyiz… Ancak Mevlana Hz.lerinin üstadı Å�ems Hz.lerine itafen;

“Ayım Å�ems, Günüm Å�ems, Hayatım Å�ems; Sen olmasa idin ne Allah'ı bilebilirdim, ne Muhammed Mustafayı tanıyabilirdim Å�ems” buyurduÄŸu gibi bizde canı gönülden deriz ki;

Ayım Efendim, günüm Efendim, hayatım Efendim O olmasa idi ne Allah'ı bilebilirdik, ne Muhammed-ül Mustafa’yı (sav) tanıyabilirdik…

Rabbim bizleri kendisine layık kul, Peygamber Efendimize layık ümmet, Üstadımıza layık evlat eylesin inÅŸallah…

Bu dünya da çatısının altında, dizinin dibinde, eteÄŸinin ucunda topladığı gibi ahirette de cübbesinin altında toplanmayı nasip eylesin…

Biz ondan razi olduk, onun razi olduğu evlatlarının arasına girmeyi Rabbim bizlere de nasip etsin inşallah.