Kelime-i Tevhidin Fazileti

            Cabir (ra) demiÅŸtir ki;

            Rasulullah (sav) ÅŸöyle buyurdu:

         “Zikrin en faziletlisi “La ilahe illallah” (demek)tir. Duaların en faziletlisi ise “Elhamdülillah” (demek)tir. (Nesai ve Ä°bn-i Hıbban)        

           Ebû Said El Hudri (ra) Hz.leri demiÅŸtir ki;

            Rasulullah (sav) Efendimiz ÅŸöyle buyurdular:

            Musa (as) (Cenabı Hakka) dedi ki;

            ─Ya Rab! Bana kendisiyle seni zikredeceÄŸim ve sana dua edeceÄŸim bir ÅŸey öÄŸret.

            Hak Teâlâ buyurdu ki;

            ─La Ä°lahe Ä°llallah, de.

             Hz. Musa (as):

            ─  Ben, ancak bana mahsus olan bir ÅŸey istiyorum, dedi.

            Cenab-ı Hak ÅŸöyle buyurdu:

            ─Ey Musa, eÄŸer yedi kat gökler ve yedi kat yerler terazinin bir kefesine “ La Ä°lahe Ä°llallah” sözü diÄŸer kefesine konsaydı, “ La Ä°lahe Ä°llallah” sözü ağır basardı.”(Tergib - Nesai)

            Abdullah Bin Amr (ra) der ki;

            Rasulullah (sav) ÅŸöyle buyurdu;

            “Tesbih (sübhanallah) mizanın yarısını, Elhamdülillah ise tamamını doldurur. “La Ä°lahe Ä°llallah”(sözüne gelince) onun sevabı hiçbir maniye takılmadan doÄŸruca Allah’a gider.”(Tirmizi)

            Ebu Hureyre (ra)’den rivayet olunmuÅŸtur.

            Hz. Peygamber (as) ÅŸöyle buyurdular :

            “Bir kul ihlâsla“La Ä°lahe Ä°llallah” deyince derhal semaların kapıları açılır ve iÅŸlediÄŸi büyük günahlar yok olup (La Ä°lahe Ä°llallah) sözü arÅŸa çıkar.”(Tirmizi).

      Hz.Peygamber’e Salâvat Getirmenin Faziletine Dair Bazı

Hadis-i �erifler

            Ebu Derda (ra)’dan;

            Rasulullah (sav) Efendimiz buyurmuÅŸlar ki;

            “Her Cuma günü bana çok selavat getiriniz. Zira muhakkak ki (getirdiÄŸiniz) selavatlar meleklerce kaydedilir. (Benim ümmetimden) hiçbir kimse yoktur ki bana salât getirdiÄŸinde, onun selatü selamı bana arz olunmasın! Ta ki salât bitinceye kadar.”

Ebu Derda (ra) ÅŸöyle diyor:

            ─ Vefatından sonrada mı Ya Rasulullah?

Hz. Peygamber (sav):

─ Muhakkak ki Allah (cc) , topraÄŸa Peygamberlerin cesetlerini yemeyi (çürütmeyi) haram etmiÅŸtir.” (Tergip)

            Ebu Hureyre (ra) den:

            Rasulullah (sav) buyurmuÅŸlardır ki;

            “Kim bana bir salâvat getirirse; Allah da ona on salâvat getirir.” (Yani O’na On misli rahmet ve bereket verir.) (Müslim)

            Ebu Hureyre (ra)’den:

             Rasulullah (sav) ÅŸöyle buyurmuÅŸlardır:

            “Muhakkak (Ümmetimden) bir kul benim üzerime (salât) selam getirince derhal Allah (cc) onu (selamını) ruhuma iletir. Ve ben de onun selamına karşılık veririm.” (Tergib)

            Å�ehid-i Kerbela Hz. Hüseyin (ra) Efendimiz demiÅŸtir ki:

Hz. Peygamber (sav);

            “Cimri kimse; Ben yanında anıldığımda (ismim geçtiÄŸinde) bana salâvat getirmeyendir” buyurdu. (Tirmizi)

            Ä°bn-i Mesut (ra) demiÅŸtir ki;

            Rasulullah (sav) ÅŸöyle buyurdu:

            “Muhakkak ki Allah’ın yeryüzünde dolaÅŸan ve ümmetimin getirdiÄŸi salât ve selamlarını bana ileten melekler vardır.” (Tergib)

            Ammar bin Yasir (ra) den rivayeten:

            Rasulullah (sav) ÅŸöyle buyurdu:

            “Allah-u Teâlâ, benim kabrime vekil olarak, bütün mahlûkların seslerini iÅŸitebilen bir melek koyar. Ta kıyamet gününe kadar bir kimse bana salât getirdiÄŸinde (O melek) derhal salâtı getirenin ve babasının ismini (Salatiyle beraber) bana iletir.

            Ve der ki:

            ─Bu falan oÄŸlu falandır ve senin üzerine salât getirmiÅŸtir.”(Tergib)

            Hz. Peygamber (sav),bir sabah sahabelerinin yanına neÅŸeli bir ÅŸekilde geldiler.

            ─Ey Allah’ın resulü! Sizi bu sabah çok neÅŸeli olarak görüyoruz. Sebebi nedir?

Hz. Peygamber (sav) ÅŸöyle cevap verdiler:

            ─Evet haklısınız. Rabbimden bir elçi bana gelerek; “Ümmetinden sana, salâvat getirene Allah-u Teâlâ on hasene (sevap) yazar ve onun günahlarından on tanesini silerek onu on derece yükseltir. Ayrıca Allah-u Teâlâ ona, getirdiÄŸi salâvatın bir mislini getirir”, dedi.(Hayat-üs Sahabe ) 

            Ka’b bin Ucre (ra) ÅŸöyle anlatıyor:

            “Hz. Peygamber (sav) bir gün bize minberin etrafında toplanmamızı söylediler. Toplandığımızda da, minbere çıktılar ve bu sırada birinci, ikinci ve üçüncü basamaklara ayak bastıklarında “Âmin” dediler. Minberden indiklerinde;

            ─Ey Allah’ın Resulü! Bu gün, senden daha önce yapmadığınız bir ÅŸey iÅŸittik, dedik. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ÅŸöyle buyurdular:

            ─Birinci basamaÄŸa ayak bastığımda Cebrail (as) gelerek, Ramazan ayına ulaşıp da bağışlanmayan kimse helak olsun!” dedi.

            Ben de; “Âmin” dedim.

            ─ Ä°kinci basamakta da, yanında senin ismin geçtiÄŸi halde sana salâvat getirmeyen kimse helak olsun, dedi.

            Ben de; “Âmin” dedim.

            ─ Üçüncü basamakta ise; Ana babası ya da bunlardan birisi yanında yaÅŸlandığı halde Cennet’e giremeyen kiÅŸi helak olsun, dedi.    Buna da: “Âmin” dedim. (Tabarani)